Küreselleşme güçlendikçe para ve sermaye hareketlerinin kolaylaştığının belirtildiği raporda, “Dijital para birimleri, mobil ödemeler ve e-cüzdan hizmetleri gibi yeni teknolojiler sayesinde uluslararası fon transferi daha kolay ve hızlı yapılabiliyor. Bununla birlikte, kullanıcıları ve süreçleri anonimleştiriyor ve yasadışı finansal akışlar için yeni yollar yaratıyor. Organize suç grupları, kara para aklamak ve kârlarını azami seviyeye çıkarmak için bu teknolojileri kullanıyor.” uyarısında bulunuldu. Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, 2005-2010 ile 2015-2027 dönemleri Birleşmiş Milletler (BM) Uyuşturucu Kontrol Kurulu Üyesi ve önceki Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, dünyayla aynı anda yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Pandemi uyuşturucuyla mücadele konusunda yeni zorluklara neden oldu
Uluslararası topluluk, koronavirüs (COVID-19) salgını ile mücadelesine 2021 yılında da devam etti. Hafifleme emaresi göstermeyen salgın, insanların çektiği büyük sıkıntıların daha da uzamasına, ulusal sağlık sistemlerinin üzerine büyük bir yük eklenmesine, ülkelerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına yönelik sağladıkları ilerlemenin yavaşlamasına ve uyuşturucu kontrolü konusundaki (uluslararası) sözleşmelerin amaçlarına ulaşılmasının önüne yeni zorluklar çıkmasına neden olmaya devam etti.
Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) Üye Devletleri, uyuşturucu kontrolüne yönelik hem COVID-19 öncesinde var olan hem de COVID-19 salgını sonucu ortaya çıkan zorlukları aşmaları amacıyla destekliyor. COVID-19 salgını sonucu ortaya çıkan zorluklara yönelik örnekler INCB'nin hem COVID-19 salgınının küresel ilaç tedarik zincirini nasıl etkilediğini hem de COVID-19 hastalarını tedavi etmek için kontrollü ilaçlara yönelik artan talebi analiz ettiği 2020 Yıllık Raporlarında yer aldı.
INCB 2021 Raporlarında, Üye Devletleri uyuşturucu kontrol sözleşmelerinin hedeflerine ulaşılabilmesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına yönelik ilerleme sağlanabilmesi için nasıl desteklediği gibi geleneksel konular ele alınıyor. Raporlarda, COVID-19 tedavisinde kullanılan kontrollü ilaçların bulunabilirliği de inceleniyor.
Organize suç gruplarının yasadışı finansal hareketleri incelenmeli
Raporların tematik bölümü, yasadışı nakit akışının uyuşturucu kaçakçılığıyla ilişkisine ve bu gelişmelerin toplum üzerindeki daha geniş etkilerine odaklanıyor. Uyuşturucu kaçakçılığı organize suç grupları için oldukça kazançlı bir sektör olduğundan ve bu gruplar yasadışı faaliyetlerini genişletmek ve sürdürmek için yasadışı nakit akışlarına güvendiğinden, INCB, yasadışı finansal hareketlerin özel ilgi ve incelemeye alınması gerektiğini değerlendiriyor. Uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili yasadışı nakit akışları, rüşvet, suç, yolsuzluk ve eşitsizliği teşvik ettiği ve siyasi ve sosyal istikrarsızlığa yol açtığı için geniş bir toplumsal etkiye sahip bulunuyor. Yasadışı nakit akışı, sürdürülebilir kalkınma için çok değerli kaynakların başka amaçlarla kullanılmasına yol açabilir. Yaşa dışı nakit akışı sınır veya milliyet tanımadığından mücadelenin ortak yürütülmesi gerekiyor. INCB üye devletlere söz konusu soruna çözüm bulunması için bir dizi öneride bulunuyor.
Cannabis’in tıbbi olmayan amaçlar için kullanımı sözleşmelere ters
Yıllık Raporlarda ele alınan başlıklardan biri de Cannabis (Kenevir). Sayısız üye devlet, cannabis’in tıbbi olmayan amaçlarla kullanımını suç olmaktan ve cezadan muaf kıldı. Birçok kesim bu durumu cannabis’in tıbbi olmayan kullanımının yasallaşması olarak yorumladı. Ancak, cannabis’in tıbbi olmayan amaçlar için kullanımının yasallaşması uyuşturucu kontrolü sözleşmeleriyle ters düşüyor. Yıllık Raporlarda bu bağlamda “yasallaştırma”, suç olmaktan ve cezadan muaf kılma” kavramları da inceleniyor.
Sosyal medya platformları önemli riskler barındırıyor
Raporlarda, internetin uyuşturucu kullanımındaki rolü, özellikle de internet üzerinden uyuşturucu satışı ve sosyal medyanın uyuşturucu kullanımına nasıl etki yaptığı ele alınıyor. Yıllık Raporlarda, organize suç gruplarının uyuşturucu satmak için interneti, e-ticaret platformlarını ve darknet (karanlık internet)’i nasıl kullandığını da araştırıyor. Yıllık Raporlar, sosyal medyanın sadece uyuşturucu kullanımıyla ilgili olumsuz davranışları özendirerek teşvik etmekle kalmadığını, aynı zamanda kullanıcılara birçok platformda esrar, reçeteli ağrı kesiciler ve diğer kontrollü maddeleri satın alma fırsatı sunduğunu ortaya koyuyor. Bu, yalnızca gençlerin sosyal medya platformlarının başlıca kullanıcıları olduğu için değil, aynı zamanda sosyal medya platformlarına maruz kalma ile uyuşturucu kullanımı arasında artan bir bağlantı olduğuna dair kanıtlar olduğu için de büyük önem taşıyor. Bu nedenle, konunun sadece hali hazırdaki kullanıcılar için değil, sosyal medya platformlarını günlük yaşamda kullanacak gelecek nesiller için de ele alınması zorunludur.
INCB, üye devletleri eğitim konusunda desteklemeye devam ediyor
INCB, uyuşturucu kontrol sözleşmelerinin uygulanmasında üye devletleri desteklemeye kararlıdır. INCB Learning ve INCB Tehlikeli Maddelerin Hızla Yasaklanması Küresel Programı (GRIDS) söz konusu desteğe yönelik önemli örnekleri teşkil ediyor. COVID-19 salgını nedeniyle ortaya çıkan zorluklara rağmen, INCB Learning programı 2020 Kasım-2021 Kasım döneminde 95 yetkili için üç çevrim içi kurs düzenleyebildi. GRIDS Programı Üye Devletleri eğitim ve INCB araçlarına ulaşım dahil olmak üzere birçok şekilde desteklemeyi sürdürebildi. INCB, Üye Devletleri uyuşturucu kontrol sözleşmelerinin hedeflerine ulaşılabilmesi için mevcut tüm programlarından yararlanmaya teşvik ediyor.
Uyuşturucu kontrol sözleşmelerinin ana hedefi insanlığın sağlığını ve refahını korumaktır ve kolektif refahımızın tehdit altında olduğu bir dönemde INCB'nin bu hedefe ulaşmak için ortaya koyduğu çalışmalardan büyük gurur duyuyorum. Uyuşturucu kontrol sözleşmelerinin hedeflerine ulaşmak ve ilgili Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında ilerleme kaydetmek istiyorsak, toplumun tüm seviyelerinde birlikte ortak hareket etmemiz gerekiyor.
Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu
UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞIYLA BAĞLANTILI YASADIŞI NAKİT AKIŞLARI VE KALKINMA VE GÜVENLİK KONULARINA ETKİLERİ
Yasadışı nakit akışlarının tanımlanması
Uyuşturucu kaçakçılığı sonucu ortaya çıkan yasadışı nakit akışı yolsuzluk, rüşvet, organize suç ve eşitsizlik şeklinde toplum için büyük tehdit oluşturuyor ve siyasi ve toplumsal istikrarsızlığa yol açabiliyor. Uyuşturucu kartellerinin ve organize suç gruplarının servetlerini arttırıyor. Yasadışı nakit akışı, kaynakların yoksulluğu azaltmak, sosyal ve ekonomik kalkınmayı geliştirmek için oluşturulan girişimler yerine başka kanallara aktarılmasına yol açıyor.
Yasadışı finansal akışlar terimi, uyuşturucu kaçakçılığı, yolsuzluk veya vergi kaçakçılığı gibi yasadışı eylemlerden elde edilen parayı veya suç veya terörizmin finansmanı gibi yasadışı amaçlar için kullanılan mali kaynakları kapsıyor.
Yasadışı finansal akışların durdurulması için ülkelerin birlikte hareket etmesi gerekiyor, çünkü uluslararası sınırları aşan finansal hareketleri takip edip orijinal kaynağa erişmek ve sahiplerinin hesap vermesini sağlamak zorlaşıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin organize suç örgütleri nedeniyle her yıl milyonlarca dolar kaybettiği tahmin ediliyor.
Uyuşturucu kaçakçılığı, finansal akışlar ve topluma maliyeti
Uyuşturucu kaçakçılığı, dünya çapında artan uyuşturucu kullanımı nedeniyle organize suç grupları için en kazançlı işlerden biridir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Ofisi (UNODC) 2021 Dünya Uyuşturucu Raporlarına göre, dünya çapında yaklaşık 275 milyon insan 2019'da uyuşturucu kullandı. Bu da 2010 yılına göre yüzde 22’lik bir artış anlamına geliyor. Cannabis, dünya çapında tahmini 200 milyon kullanıcıyla hala en yaygın kullanılan uyuşturucudur. Ayrıca, opioid kullanım bozukluklarından ölümler aynı dönemde dünya genelinde yüzde 41 artış gösterdi.
Uyuşturucunun her aşaması ele alınmalı
Uyuşturucu kullanımı ve küresel uyuşturucu kaçakçılığı toplumlara yüksek bir maliyet çıkarıyor. Veriler, yüksek düzeyde uyuşturucu kaçakçılığı, ekimi, dağıtımı ve tüketimi olan ülkelerde yüksek düzeyde istikrarsızlık, şiddet, şiddet içeren suç ve cinayet olduğunu da gösteriyor. Olumsuz etkileri ve insanlara ödettiği maliyeti engellemek için, yetiştirme ve üretimden nakliye, dağıtım ve satışa kadar uyuşturucu kaçakçılığının tüm aşamalarının ele alınması şart.
Yasadışı uyuşturucu arzını sınırlamaya ek olarak, uyuşturucu kaçakçılarının yasadışı finansal akışlardan elde ettiği kârları en aza indirmek de büyük önem taşıyor. Uluslararası seviyede finansal şeffaflık, kara para aklamayı engelleyecek güçlü yasalar ve yasadışı finansal akışların belirlenmesi için Hükümetler arasında iş birliği, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelenin önemli unsurlarını oluşturuyor.
Yasadışı finansal akışların gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkisi
Uyuşturucu kaçakçılığından kaynaklanan yasadışı finansal akışlar, birçok ülkenin istikrarı ve güvenliğinin yanı sıra siyasi, ekonomik ve sosyal kalkınmasını da tehdit ediyor. Yasadışı kapital akışı, kamu girişimlerini ve hükümet programlarını fonlayacak yüz milyonlarca ABD Doları değerindeki çok ihtiyaç duyulan vergi gelirlerinin kaybı anlamına geldiğinden özellikle kalkınmakta olan ülkeler için yıkıcı oluyor.
Buna ilave olarak gelişmekte olan ülkelerden gelen yasadışı finansal akışlar, genellikle gelişmiş ülkelerdeki bankalara ulaşıyor. 2021'deki Pandora Belgeleri, 2020'deki FinCEN Dosyaları, 2017'deki Paradise Belgeleri ve 2016'daki Panama Belgeleri, yasadışı gelirlerin uluslararası finansal sistemi nasıl bozduğunu ve baltaladığını ve kaynakları kalkınmadan nasıl uzaklaştırdığını ortaya koyuyor.
Özellikle 2021 Pandora Belgeleri, politikacılar, üst düzey yöneticiler ve 45 ülkeden 130'dan fazla milyarder tarafından finansal bilgileri gizlemek için kullanılan offshore mekanizmalarına ilişkin bilgileri ortaya çıkararak kurumsal şeffaflığın önemini ön plana getirdi. Şeffaf olmayan kurumsal yapılar ve hesap sahiplerinin anonim kalması, suçların soruşturulması ve kovuşturulması ile yasadışı finansal akışların ifşa edilmesinin önünde önemli bir engel teşkil ediyor.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının gerçekleştirilmesine etkileri
Gelişmekte olan ülkelerden her yıl milyarca doların yasa dışı yollardan başka ülkelere aktarıldığı tahmin ediliyor. Bu durum kamu kaynaklarının erimesine ve 2030 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına erişilebilmesi için ihtiyaç duyulan kaynakların yaratılmasına yönelik çabaları baltalıyor. Aslında yasadışı finansal akışların azaltılması, hedeflerden (1.4) birini teşkil ediyor.
Uyuşturucu kaçakçılığı eşitsizliği, yoksulluğu derinleştiriyor
Uyuşturucu kaçakçılığı sonucu ortaya çıkan yolsuzluklar ve rüşvet, yasal kaynakların başka yönlere aktarılması yoluyla yasadışı finansal akışa imkân sağlıyor. Bu da iyi yönetişimi zayıflatıyor, ekonomik kalkınmayı engelliyor ve eşitsizliği, yoksulluğu ve çevre krizini derinleştiriyor.
Yasadışı finansal akışlar özellikle Afrika’da yüksek oranda görülüyor ve birçok ülkenin kalkınmasına zarar veriyor. Kıtanın gayri safi hasılasının yaklaşık yüzde 3,7'sini oluşturan tahmini 88,6 milyar ABD doları, her yıl yasadışı finansal akışlar nedeniyle kaybediliyor. Bu, resmi kalkınma yardımı ve doğrudan yabancı yatırımının yıllık toplam miktarıyla neredeyse aynı. Hükümetlerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını hayata geçirebilmeleri ve COVID-19 salgınının sağlık, sosyal ve ekonomik etkilerine çözüm bulmak için gerekli fonlara ve kaynaklara sahip olmaları için yasadışı finansal akışların incelenmesi bir öncelik olmalıdır.
Yeni teknolojilerin yasadışı finansal akışlar üzerindeki etkisi
Küreselleşme güçlendikçe para ve sermaye hareketleri kolaylaşıyor. Dijital para birimleri, mobil ödemeler ve e-cüzdan hizmetleri gibi yeni teknolojiler sayesinde uluslararası fon transferi daha kolay ve hızlı yapılabiliyor. Bununla birlikte, kullanıcıları ve süreçleri anonimleştiriyor ve yasadışı finansal akışlar için yeni yollar yaratıyor. Organize suç grupları, kara para aklamak ve kârlarını azami seviyeye çıkarmak için bu teknolojileri kullanıyor.
Yeni teknolojiler, organize suç gruplarına imkanlar yaratıyor
Yeni teknolojiler, uyuşturucu, silah ve insan ticareti için rekabet eden organize suç grupları için yeni imkanlar yaratırken diğer taraftan da suç faaliyetlerini tespit etmeye ve izlemeye çalışan yetkililer için yeni engeller ortaya çıkarıyor. Finansal hizmetlerde ileri bilgi ve iletişim teknolojileri kullanımı arttıkça yasadışı finansal akış tehditleri de o oranda artıyor.
INCB, hükümetlere uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili yasa dışı mali akışlarla mücadelede yardımcı olmak üzere paydaşlarla bir dizi küresel istişare gerçekleştiriyor. INCB, ayrıca, Tehlikeli Maddelerin Küresel Hızlı Yasaklanması (GRIDS) Programı aracılığıyla, tehlikeli maddelerin üretimi ve ticareti yoluyla potansiyel yasadışı finansal akışların oluşmasına karşı hükümetler ve finansal hizmetler alanında faaliyet gösteren özel sektör ortakları arasında farkındalık yaratıyor. Program ayrıca, Hükümetler ve finansal hizmet sağlayıcılar arasındaki gönüllü iş birliği çabalarını teşvik ediyor ve destekliyor.
Tavsiyeler
Yasadışı finansal akışlar uluslararası sınırları aştığı için üye devletlerin birlikte harekete geçmesine ihtiyaç duyuluyor. INCB, ülkelere yasadışı finansal akışlarla mücadelede yardımcı olmak için bir dizi tavsiyede bulunuyor. Üye devletlere şu tavsiyelerde bulunuluyor:
İstihbarat paylaşımı, yasadışı mali akışları araştırmak ve organize suç ağlarını belirlemek için ulusal ve uluslararası düzeylerde uzmanlaşmış görev güçleri oluşturulması
Etkin şeffaflığı ve uygun cezaların verilmesini sağlayacak yasalar
Kara para aklamayla mücadele önlemlerinin daha da güçlendirilmesi
Yasadışı finansal akışları da kapsayacak şekilde uyuşturucu arz ve talep azaltma stratejilerine eşit olarak odaklanılması
Eğitim müfredatına sivil ve ahlaki değerlerin erken bir aşamada dahil ederek yolsuzluğu ve yasadışı ekonomiyi engelleyecek bir hesap verebilirlik ve şeffaflık kültürünün teşvik edilmesi
Yasadışı finansal akışlar ve uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki ilişki ve bunların istikrar ve kalkınma üzerindeki olumsuz etkileri hakkında farkındalığı artırmak için özel sektör, sivil toplum ve kamu ile çalışılması
Başta uyuşturucu kaçakçılığı, yasadışı finansal akışlar ve yolsuzluk olmak üzere sınır aşan organize suçlarla mücadele ile ilgili tüm Birleşmiş Milletler sözleşmelerine taraf olunması ve uygulanmaları
Kara Para Aklama ve Terörizmin Finansmanı ile Mücadeleye İlişkin Uluslararası Standartların uygulanması
Tehlikeli madde kaçakçılığıyla mücadele amacıyla e-cüzdan ve dijital para birimleri gibi yeni ortaya çıkan finansal hizmet ve ürünlerin kötüye kullanılmasını önlemek için adımlar atılması
KÜRESEL KONULAR
Uluslararası insani acil durumlar için kontrollü maddelere gecikmeden erişim
Kontrollü maddelerin mevcudiyeti ve bunlara erişim, acil durumlarda kaliteli bakım sağlamanın temelini teşkil ediyor. COVID-19 salgını sırasında, acil durumlarda basitleştirilmiş kontrol önlemlerinin etkinliği test edilmiştir.
INCB, üye devletlerin acil durum hazırlıklarını geliştirmelerine yardımcı olmak için, acil durumlarda kontrollü maddelerin zamanında tedarikini kolaylaştırma konusunda ülkelerin ve insani yardım kuruluşlarının tecrübelerini derleyerek yayınladı. INCB, üye devletleri mevcut ulusal mevzuatlarını gözden geçirmeye ve acil durumlarda kontrollü maddelerin uluslararası ticaretinde daha fazla esnekliğe izin vermeye teşvik ediyor.
İlaçların tıbbi olmayan amaçlarla kullanımının teşvik edilmesinde sosyal medyanın rolü
Sosyal medya platformları, tıbbi olmayan uyuşturucu kullanımının kolaylaştırılması ve cazip hale getirilmesi de dahil olmak üzere bir dizi olumsuz davranışı teşvik ediyor. Sosyal medya platformlarında cannabis, reçeteli ağrı kesiciler ve diğer kontrollü maddeleri kolayca satın alma imkânı bulunabiliyor. Gençler, sosyal medya platformlarının başlıca kullanıcıları olmanın yanı sıra uyuşturucu kullanım oranlarının da yüksek olduğu gruptur. Sosyal medyaya maruz kalma ve uyuşturucu kullanımı arasındaki bağlantı, üye devletleri bu alanı düzenlemede daha aktif bir rol almaya hazır hale getirmelidir. INCB, sosyal medya şirketlerinin platformlarını denetlemesini ve kendi düzenlemelerini yaparak tıbbi olmayan ilaç kullanımı reklamlarını ve tanıtımını sınırlamalarını tavsiye ediyor.
COVID-19, narkotik ilaçlar ve psikotrop maddeler
COVID-19 salgını sırasında ilaçlarda kullanılan bazı ana maddelerin üretimindeki kesinti bazı üretici ülkelerde küresel arz zincirini etkiledi. Bazı ülkelerce sınırların kapatılması ve fiziksel mesafe kuralları lojistik sorunları daha da karmaşıklaştırdı.
2020 yılına ait narkotik ilaçlara ilişkin konsolide istatistikler, bazı ülkelerde özellikle fentanil ve analogları olmak üzere tüketimde, üretimde ve stoklanmada artış olduğunu gösteriyor. Bu eğilim, büyük ölçüde yoğun bakım ünitelerinde COVID-19 hastaları için ağrı kesicilere yönelik artan ihtiyaçtan kaynaklanıyor.
Salgının başlangıcında, dünyanın bazı bölgelerinde midazolam maddesini içeren ilaçların bulunamadığına dair raporlar vardı. Midazolam’ın ciddi COVID-19 vakalarının tedavisinde çok önemli olduğu kanıtlanmış bulunuyor. Bulunamama, kısmen yüksek talepten ve COVID-19 nedeniyle sınırlarda uygulanan kısıtlamaların yol açtığı teslimat ve nakliye aksaklıklarından kaynaklandı. Salgının ilerleyen günlerinde, üye devletler tarafından sağlanan veriler, durumun düzeldiğini ve ülkelerin dünya genelinde midazolam ithalat ve ihracatını başarıyla sürdürdüklerini gösteriyor.
Ağrı yönetimi için kullanılan kontrollü ilaçların tüketiminde bölgesel farklar varlığını sürdürüyor
Ağrı kesici genel opioid analjezik tüketimine ilişkin bölgesel analizler, bölgeler arasında hâlâ büyük farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Neredeyse tüm opioid analjezik tüketimi, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi gelişmiş bölgelerde yoğunlaşırken, dünyanın diğer bölgelerindeki tüketim söz konusu bölgelerdeki nüfusun tıbbi ihtiyaçlarını karşılamak için genellikle yetersiz kalıyor. 2018-2020 döneminde ağrı yönetimi için en yüksek ortalama opioid tüketimini bildiren ülkeler, sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, İsrail ve Belçika olmuştur.
Küresel düzeyde, narkotik ilaçlar üretmek için kullanılan opiyat hammaddeleri, 2021 ve 2022 için bildirilen küresel ihtiyaçları karşılamaya yeterli seviyede kalmaya devam ediyor. Birçok ülke, opioid analjeziklerine yönelik tıbbi ihtiyaçlarını doğru şekilde tahmin etmediği veya bunlara sınırlı erişime sahip olduğu için, narkotik ilaçların mevcudiyetinde bölgeler arasındaki farklılıklar varlığını sürdürüyor. INCB, tüm ülkeler ve bölgeler için yeterli bulunabilirliğin sağlanmasının önemini vurguluyor ve daha fazla kaynağa sahip üye devletlere, daha az kaynağa sahip devletlere narkotik ilaçlara erişim ve bulunabilirliği sağlama konusunda yardımcı olmaları için çağrıda bulunuyor.
Fentanil ve fentanil analogları konusunda yaşanan zorluklar
Fentanil ve fentanil analogları, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nde sentetik opioidlere atfedilen aşırı doz ölümlerinin sayısını artırmaya devam ediyor. Aşırı doz ölümlerinde fentanil analoglarının rolü genellikle tespit edilmediğinden ve bu nedenle yeterince raporlanamadığından sorunun daha yaygın olduğu tahmin ediliyor. Bu tür analogların tanımlanması için özel toksikoloji testlerinin uygulanması gerekiyor.
Fentanil analogları çok güçlüdür ve genellikle küçük miktarlarda ve küçük paketlerde ticareti yapılır. Satıcılar, platform yöneticileri tarafından tespit edilmemek için e-ticaret platformlarında ve darknet’te (karanlık internette) fentanil analoglarını pazarlayarak kâr elde edebiliyor.
INCB, mevcut tıbbi, endüstriyel veya diğer meşru kullanımları olmayan 140'tan fazla fentanil ile ilgili maddenin listesini tutuyor. INCB, üye devletleri ve endüstri ortaklarını, listede yer alan maddelerin üretimi, pazarlanması, taşınması ve paraya çevrilmesini engellemek üzere listeden yararlanmaya çağırıyor.
1988 Sözleşmesinin 13. Maddesi, yasadışı uyuşturucu üretiminin gelişimini izlemek için büyük fırsatlar sunuyor
Yasadışı uyuşturucu üretiminin hızlı gelişimi, yasadışı üretimde kullanılan ekipman ve malzemelerle ilgili 1988 Sözleşmesi'nin 13. maddesinin daha iyi uygulanması için daha hızlı hareket edilmesini gerektiriyor.
INCB, 13. maddenin operasyonel kullanımının artırılmasına ilişkin iki uzman grubu toplantısı düzenledi. Bu toplantılar sonucu özel kullanım malzemelerinin amaç dışı kullanımının önlenmesi ve araştırılması konusunda başarılı çok taraflı iş birlikleri ortaya kondu. Uzmanların katkıları, INCB tarafından 2022'de gözden geçirilecek ve ardından uluslararası toplumla paylaşılacak bir farkındalık yaratma ve rehberlik belgesinde toplandı.
Yorum Yazın
Facebook Yorum