Öyle bir zaman ki, bir tarafta kalifiye personel arayışı, diğer yanda kurumsal firmada yer bulma yarışı…
Kalifiye personel arayışında şirketler hedefledikleri alanlardaki aday bulma çabasının çoğu kez sonuçsuz kaldığını ya da uygun adayların şirket maaş politikasının çok üstünde talepte bulunduklarından şikâyetçi. Öte yandan belli bir yıl aralığında tecrübe sahibi olmuş, işinin ehli duruma gelmiş personel de tecrübesiz elemanlarla aynı şartlara sahip olmaktan şikâyetçi. İstihdam sorununa farklı çözümler getirmeye yönelik çalışmalarda da personel açığı olmasına rağmen çalışma şartlarındaki tutarsızlıklar sebebiyle istikrar sağlanamamakta.
Dijital dünyada internet üzerinden personel adaylarını uygun şirketlerle buluşturmak isteyen siteler her gün binlerce ziyaretçi tarafından başvurular alıyor. Öyle ki bazı kurumsal şirketlerin başvuru sayıları on binlerin üzerine çıkıyor. Bu siteler, on binlerce aday arasından seçilmeyi bekleyen insanların umut kapıları haline geliyor. Artı değerlendirme sonucu olumlu olduğu takdirde aranacağının farkında olan aday, umudunu yitirmeden ilan açık kaldığı sürece her an aranabilirim duygusunu yaşıyor. Bu şirketler birebir görüşme yapıp mülakatla işe alım da yapmıyorlar.
Bu kadar fazla dijital platform oluşmadan önce adaylar ulaştıkları ilan üzerine firmadan randevu talep eder, iş görüşmesi sağlanır, uygun aday bulununcaya kadar her görüşme sonrası, ‘Biz sizi ararız!”, cümlesiyle bekleme moduna geçerlerdi. Şimdi artık bu cümleyi duymayı bırakın, özgeçmişinizin incelenmesinin bile mümkün olmayacağı kadar fazla taleple karşı karşıyasınız.
Asgari ücretin artışı işsizliği çoğaltır mı?
Şimdilerde küçük ölçekli şirketler ekonomik sıkıntılar nedeniyle daha da küçülme yolu arayışında. Tabi bu küçülme noktasında hali hazırda çalışan personel sayısı hep fazla (!) Sonuç olarak, personel azlığı da kapıda ki bu durumda bir kişi çoğu kez iki kişilik hatta zaman zaman üç kişilik çalışmak zorunda bırakılıyor. Mesai süreleri uzuyor ve sosyal hayatının huzursuzluğu iş hayatıyla birleşen bireyden de yeterli verim sağlanamıyor. Ya personel ya da işveren bir şekilde yollarını ayırmak istiyor. Sonra yine iki taraf için de arayış süreci başlıyor. Şirketlerde önceden uzun zaman çalışıp emekli olan personeller varken, şimdi özgeçmişlerde sık sık değiştirilen şirketler, şirketlerde her sene farklı yüzler görmek mümkün.
Özel sektörde de ücret kıdeme bağlanmalı
Şimdi diyeceksiniz ki, uzman kadrosunda ya da tecrübe yılına göre zaten özel sektörde herkes farklı ücret politikası üzerinden maaş alıyor. Hayır efendim, maalesef öyle olmuyor. Öyle olsa planlı bir çalışma hayatında bu kadar istihdam sorunu kalmazdı. Örneğin nasıl memuriyette belli bir kıdem üzerinden maaş artırımı sağlanıyorsa, özel sektörde de belli bir yıl aralığından sonra, sigorta dökümü değerlendirmesinin ardından asgari düzeyin üzerinde gelişen net rakamlar alt düzey olarak belirlenmelidir. Devlet, nasıl çalışana asgari ücret planlaması yapıyor ve sigortası da bu ölçekte yapılıyorsa, aynı şekilde bir yaptırımla bu duruma da bir çare bulmalı. Yoksa tecrübenin geçimsel bir karşılığı olmayacak. İstihdam sorunları giderek artacak ve insanlar memnuniyetsiz ve verimsiz iş hayatlarına ‘aç kalmamak üzere’ devam edecek!
Yorum Yazın
Facebook Yorum