Antalya Havalimanı Fraport AG ve IC İçtaş işletmesi döneminde, Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) arasında yapılan anlaşma gereği uçakla seyahat eden basın kartı sahibi gazeteciler otopark ücreti ödemiyorlardı. Gelin görün ki 2051 yılına kadar Antalya Havalimanının işletme hakkını devir alan Fraport TAV'ın işletmesini üstlendiği bütün havalimanlarında gazeteciler için ücretsiz otopark uygulamasına son verdi. 15 yıldır devam eden bu anlaşma tek taraflı olarak feshedildi.
Sanki Basın mensupları Antalya Havalimanı’na her gün defalarca kez giriyormuş veya her hafta şehir dışına uçuyormuşçasına bir anlayışla bu kararın altına imza atanları kınıyorum. Gazetecilik yarı kamu hizmeti üreten toplum ve ülke yararına yapılan bir iştir. İşletmenin kar zarar kaygısı olabilir ancak cebinde basın kartı taşıyan gazeteciler emekçidir. Onların havalimanına günlük, saatlik, astronomik park ücreti ödeyecek gücü yoktur. Birkaç gazetecinin havalimanı otoparkını ücretsiz kullanmasıyla Fraport TAV ne batar ne de zengin olur. Nasıl ki bazı kurum ve kuruluşlara sosyal proje adı altında belirli anlaşmalar ile destek sağlıyorsa aynısını önceki işletme yönetiminin yaptığı gibi cemiyetimizle de yapar ve eski anlaşmayı devam ettirebilirlerdi.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin işletme yetkilileri ile yaptığı görüşmelerin sonunda ne yazıkki işletmenin istekleri doğrultusunda bir düzenlemeye gidildi. Günlük haber giriş-çıkışı ücretsiz denildi ancak Havalimanına gelip haber yapmak için Nöbetçi Müdürlüğün irtibat numarasını arayıp gelinen aracın plakasının bildirmesi zorunluluğu getirildi. Gazeteci buraya haber için gelirse önceden arayacak ve bilgilerini verecek. Bu kurala göre hareket eden gazeteciden araç plakası otomatik tanımlanıp çıkışta basın kartını da ekstradan göstermesi şartıyla ücret alınmayacak. Yurt içi ve yurt dışı seyahatlere çıkan gazetecilerin seyahat dönüşü ise otopark ücreti ödemeleri gerekecek.
Bu yeni düzenlemeye bakıldığında tabiri caizse basın kartının hükmünün geçersiz kılındığı bir tablo ortaya çıkmıştır. Gazeteciye ‘sen de herkes gibi ücretini ödeyeceksin kardeşim’ denilmiştir. Bu uygulamanın Türkiye genelinde tatbik ediliyor olması bir şeyi değiştirmez. Gazetecinin üstelik devlet kurumları tarafından verilen resmi bir karta sahip gazetecinin var olan hakkı neden elinden alınır? Bunun mantıklı bir açıklaması olamaz. İşletme son sözünü söyledi bizim taraf da şimdilik kabullendiğine göre gidip bakalım dedik. Tesadüf bu ya geçtiğimiz günlerde bir misafirimizi yolcu etmek üzere havalimanına gittiğimizde otoparka aracımızı bıraktık. Girişte bir bilet aldık. Otoparka aracımızı koyduk. 15 dakika sonra aracımızı alıp gişeye doğru yöneldiğimizde gişe görevlisine basın kartımızı gösterdik. Görevli o kartın bir hükmü olmadığını, ücret ödemek zorunda olduğumuzu söyledi.
Otoparkta 16 dakika boyunca duran aracımıza kısa süreli park bileti adı altında 16 lira otopark ücreti kesildi. Saatlik tarifeye göre otopark ücretinin 16 TL olduğu söylendi. 5 dakika da dursak 1 saat de dursak 16 lira ödeyecektik. Hesap kitapta zorluk yaşamayalım diye web sitesine otopark ücreti ödeme sayacı bile koymuşlar. Hesapla ona göre git nereye gidiyorsan demişler. Düşünsenize 2 gün aracınız beklemiş olsa 112 lira ödeyeceksiniz. Bu süre 1 haftayı bulursa 376 lira otopark ücreti ile karşı karşıya kalacaksınız. Bu parayı kim ödemeyi göze alabilir ki?
Gazetecinin aldığı maaş belli değil mi? Aldıkları maaş ile kıt kanaat geçinen gazetecilerin enflasyon ile birlikte uçuşa geçen uçak biletlerini alma ihtimalinin oldukça az olduğu bir ortamda böyle bir uygulamaya geçmenin izahı olamaz. Antalya’ya diğer illerden veya yurt dışından gece yarısı döndüğünde sanki toplu ulaşım aracına mı binebilecek? Taksiye binse şehir merkezine dünyanın parası yazacak. Eşini dostunu arayıp beni karşıla niye desin? Siz gazeteci değil misiniz size burası ücretsiz değil mi? diye soranlara her seferinde izahat mı verecek?
Otoparkta duran aracını çalıştırıp evine dönse kimseyi gece yarısı uykusundan kaldırmasa daha iyi olmaz mı? Sizler 10 milyon turistin geldiği havalimanında gazetecilerden mi para kazanacaksınız? Gazetecilerden para almasanız şirketin bilançosunu mu bozacak? Bugün sarı basın kartı taşıyan basın mensupları toplu ulaşımdan ve belediyeye bağlı otoparklardan ücretsiz faydalanabiliyorsa havalimanından da ücretsiz faydalanmalıdır. Burası özel şirkete ait deyip geçiştiremezsiniz. Bu kentin turizmine en çok katkıyı veren Antalya basınıdır.
Turizmden herkes ekmek yiyor buna vesile olanların en başında basın gelmektedir. Kentin gözbebeği Antalyaspor’un her haberinin önüne sizin isminizi yazmıyor muyuz? Biz size ne yaptık da böyle bir karar aldınız. 15 yıldır süren bir imkânı neden elimizden alıyorsunuz? Devlet büyüklerimizin bu konuda sesimizi duymasını ve çözüm için gayret göstermesini talep ediyoruz. Basın mensubu ben geliyorum plakam şu demek zorunda değildir. Çıkışta sarı basın kartını gösteremiyorsa ücretini ödemekle mükelleftir. Şehir dışına gidip döndüğünde aracını otoparktan ücret ödemeden alıp evine gitmelidir. Tüm basın çalışanlarının bu konuya hassasiyet göstermesi ve sonuna kadar takipçisi olması gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla
Yorum Yazın
Facebook Yorum