Öyle bir parti düşünün ki adeta sırat köprüsünden geçiyor. Belediye başkanları bir bir tutuklanıyor, geçmiş kurultayı iptal edilme riskini taşıyor, para sayma manzaraları ortaya çıkıyor, bir partinin başına daha başka ne gelebilir diye insanlar merak ediyor.
Tüm bunlar bir tarafa, kurultay kararı alınıyor.
Sırat köprüsünden geçen partinin tek adaylı seçime gitmesi gerekirken, eski başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olup olmayacağı günlerce medyaya konu oluyor.
İktidar yanlısı medya ise bu adaylık olasılığını adeta, gerçek bir kindarlığa ve öç alma yarışına dönüştürüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ise günlerce aday olmayacağını, partiyi bu süreçte böyle bir tartışmaya sürüklemeyeceğini açıklamıyor, kurultaya üç gün kala CHP’yi “iç çekişmelere sevk etmemek, dikkatleri mücadele alanından başka alanlara çekmemek” gerekçesiyle aday olmayacağını ilan ediyor.
Anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu hala siyaseti öğrenememiş, özellikle Ak Parti'nin yıpratma politikasının karşısında neler yapması gerektiği dersine hiç çalışmamış. Geçmişte en büyük rakibi olan iktidar partisine, sürekli olarak konuşulacak malzeme vermeye devam etmiş.
Daha ilk günden aday değilim dese, liderlik sınavından başarıyla geçecekti.
Kılıçdaroğlu gerçeğe bir tarafa, bir diğer potansiyel aday Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın adaylığını açıklaması da ayrı bir garip görüntü.
Uysal için bu kurultay, ismini parti içinde duyurmak açısından oldukça uygun bir fırsat diyebiliriz. Ancak CHP'nin içinde bulunduğu şuan ki durum, hiçbir fırsatın kullanılmaması gerektiği bir dönem.
Uysal bunu geç hatırlamış olacak ki, "Partimi yıpratmamak için adaylık iddiamı sürdürmeme kararı aldım" diyerek adaylıktan çekildi.
Kendisinin aday olmasıyla, partisinin daha çok yıpranacağını ise daha önceden bilmeliydi.
İstanbul eski milletvekili Berhan Şimşek'in de sadece kendi tanıtımını yapmak için aday olduğu aşikar.
Yani en koyu CHP'liler bir CHP'li gibi davranmıyor, en küçük fırsatta kendi tanıtımını düşünüyor. Bu durum ise yaygın medyanın büyük bölümüne hakim olan rakibi Ak Parti'ye malzeme veriyor. CHP'deki başkanlık yarışı görüntüsü, günlerce yapay gündem olarak ekranlara taşınıyor, gerçek gündem unutturuluyor.
Sonuçta genel başkanlık yarışı değil, bir tazelenme ve hukuki yönden kendini temizleme girişimi olan bu kurultay CHP'ye birlik ve beraberlik getireceğine, parti daha fazla tartışılan bir konuma sürükleniyor.
Bu sürüklenmeyi de yine parti içindeki isimler tetikliyor.
CHP'nin ihtiyacı olan bir yarış değil, geçmişin topyekûn unutulduğu bir barış.
CHP'nin içinde bulunduğu durumda, aday ne zaman olunur? demokratik yarış ne zaman yapılır? sorusuna cevap bulmayanlar, bu güncel siyaseti öğrenememiş demektir.
Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.
Yorum Yazın
Facebook Yorum