Makina Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, yaklaşan kış mevsimi ile birlikte doğalgazlı kombi ile bireysel ısıtma sistemi kurulumuna yönelik taleplerde artış gözlemlendiğini belirterek, “Enerji maliyetlerindeki yüksek artışlar sistemlerimizi daha verimli kullanmak için birtakım önlemler almamızı da zaruri kılmaktadır. Hem ilk kurulumda hem de mevcutların kullanımında yaptırılacak bakım ile verimlilik sağlamak mümkündür” dedi.
VERİMLİLİK İÇİN ÖNCELİK BAKIM…
Bu sistemlerin verimli, ekonomik ve güvenli kullanımı için bazı noktalara dikkat çekmekte yarar gördüklerini ifade eden Başkan Atmaca, “Doğalgazın verimli kullanımı için öncelik, var olan sistemlerde kombinin yıllık bakımlarının yaptırılmasıdır. Bir kombinin kalbi içerisinde bulunan eşanjördür. Eşanjörde yanma sonucu oluşan sıcak duman gazından ısıtmada radyatörlere giden suya ısı geçişi gerçekleşmektedir. Kombi içerisinde mevcut eşanjörün hem duman gazı hem de su tarafının yapılacak bakımlarda temizliği yakıt ısısının suya aktarımı için son derece önemlidir” dedi.
Sularımızın sert ve kireçli olduğuna da dikkat çeken Atmaca, “Bu nedenle eşanjörün su tarafı yüzeyleri kireç ile kaplanabilmektedir. Eşanjörün gaz tarafı da çeşitli partiküllerile kaplanıp yanmış gazın ısısının suya geçişini engelleyebilmektedir. Eşanjörü temizlenmemiş bir kombi yakıtın enerjisinin yeteri miktarda suya aktarılmadan bacadan atılması yani verimsiz kullanılması anlamı taşıyacaktır. Tüm bu yüzeylerin bakımlar sırasında dikkatlice kontrol edilmesi ve temizlenmesi gerekmektedir” diye konuştu.
DOĞRU KURULUM ÖNCELİKLİDİR…
Bu sistemleri kurdurmak isteyen kullanıcıların muhakkak mühendis bulunduran işletmeleri tercih etmelerinin önemini vurgulayan Prof. Dr. İbrahim Atmaca, “Baştan hatalı kurulmuş tesisat, konforsuz ısınmaya neden olabileceği gibi enerjinin verimsiz kullanılmasına, dolayısıyla da ciddi yakıt maliyetlerine sebebiyet verebilmektedir. Öncelikle konutun ısıtma kapasitesinin, hesaplamalara dayalı olarak doğru belirlenmesi en önemli husustur. Doğru belirlenen kapasite, kombi tercihi ve radyatör boyutları üzerine de etken olacaktır. Kombi cihaz ve radyatör boyutlarının gereğinden düşük kapasitede seçilmesi yetersiz ısınma ve konforsuzluğa, gereğinden yüksek kapasitede seçilmesi ise hem yüksek ilk yatırım maliyetlerine hem de sistemdeki aç-kapa sayısının artmasına bağlı arızalara sebep olabilecek unsurlardır. Bu nedenle başlangıçta mühendislik hesaplamalarıyla yapılacak kurulum bu handikapların önüne geçecektir” dedi.
Tesisatın kurulumda bir diğer önemli unsurun da, genellikle sıva altlarında kalan ısıtılmış suyu taşıyan boruların daire içerindeki dağılımı ve kullanılan boru çapı olduğunu aktaran Atmaca, “Bu borular mümkün olduğunca az sayıda dirsek kullanılarak, en kısa mesafeden radyatöre ulaştırılması sistem verimliliği açısından önemlidir. Kullanılan boru çaplarının baştan doğru tayin edilmesi de işletmede enerji verimliliğini etkileyen bir diğer unsurdur. Doğru boyutlandırılmayan ve uygulanamayan borulamanın bir kısım radyatörde ısınmama, az ısınma, dengesiz ısınma gibi sorunlara da neden olabileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
DOĞRU TESİSAT YOĞUŞMA ENERJİSİNİ DE KULLANDIRACAKTIR…
Başkan Atmaca piyasada artık tamamen yoğuşmalı kombilerin mevcut olduğunu sevinerek gördüklerini belirterek, “Bilindiği üzere yoğuşmalı kombiler yüzde 5 ila 15 aralığında daha fazla verim ile çalışmaktadır. Radyatörden kombiye dönen suyun sıcaklığı ne kadar düşük olursa bu verimden o kadar fazla yararlanılabilmektedir. Bu nedenle yoğuşmalı kombi kullanımında radyatör boyutlarının biraz büyük olması gerekmektedir. Ticari kaygılarla daha düşük fiyat sunabilmek için yoğuşmalı kombilerin yanında düşük radyatör boyutlarının kullanıcıya önerildiğini üzülerek görmekteyiz. Bu durumda sistemde yoğuşmalı kombi olsa da yakıtın yoğuşma ısısından yararlanılamamaktadır. Görüldüğü üzere, kurulan bir sistemden maksimum verimi elde edebilmek için ciddi mühendislik hesapları gerekmektedir” dedi.
ODA SICAKLIKLARI KONTROL ALTINDA TUTULMALIDIR…
Önerilerini sürdüren Atmaca, “Doğalgaz ile ısınan bir konutta, oda istenen sıcaklığa geldiğinde ısıtma devresini kesecek şekilde kontrol altında tutan oda termostatlarının veya radyatör üstü termostatik vanaların enerji verimliliği için muhakkak tercih edilmesini öneriyoruz. Oda termostatlarının yerleşimi son derece önemlidir. Yalıtımsız bir dış duvara yerleştirildiği zaman, soğuk yüzeyden dolayı termostat odanın ısınmadığı izlenimini algılayarak kombinin sürekli çalışmasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle bu termostatların muhakkak iç duvar yüzeylerine yerleştirilmesinde fayda vardır. Bir başka kontrol yöntemi de radyatör girişinde bulunan termostatik vanalardır. Bu vanalar ile radyatöre giren akışkan miktarı, odanın sıcaklığına bağlı olarak ayarlanabilmekte ve böylece tasarruf sağlanabilmektedir. Enerjinin verimli kullanımı için bu kontrol teknolojileri bireysel ısıtmada muhakkak tercih edilmelidir” diye konuştu.
BU HUSUSLARA DİKKAT
Son olarak, doğalgazlı bireysel ısıtma sistemi, belirtilen kriterler dahilinde kurulmuş ve bakımları yapılmış olsa da kullanıcıların enerji verimliliği için bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Atmaca, “Geleneksel kışlık kıyafetlerle maksimum 22 santigrat oda sıcaklığı idealdir, enerji verimliliği açısından önerilen en üst sıcaklıktır ve kullanıcılar oda veya radyatör termostatlarını buna göre ayarlamalıdır. Bunun yanı sıra kullanıcılar radyatörlerinin önlerini koltuk, perde, mobilya gibi eşyalar ile kapatmamaya özen göstermelidirler. Estetik görünmesi için radyatörlerin mobilya ile kaplanması son derece hatalıdır ve hem konforsuz ısınmaya hem de enerjinin verimsiz kullanımına neden olmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.
Yorum Yazın