Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMO) Yönetim Kurulu Başkanı Sacittin Hancıoğlu, Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Oda binasında basın toplantısı düzenleyerek bu yıl 2 Temmuz’da başlayıp 20 Temmuz’da sona erecek Mali Tatil ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kendileri için mali tatilin önemini anlatan Hancıoğlu, “Biz çok zor bir iş yapıyoruz. Özellikle son 2 yıldır işimiz daha da zorlaştı. Normal istirahat haddimizin üzerinde işler yapmaya başladık. Ne yazık ki paydaş kurumlarımız, devletimiz bizden kaldıramayacağımız yüklerin üzerinde iş istemeye başladı. En iyi teknolojileri de kullansak altından kalkamıyoruz. Devletimize isyan edecek halimiz yok ama yasa ile önce avukatlara verilen adli tatilden sonra bizim kazanılmış mali tatilimiz var. Bizim mali tatilden beklentimiz, hayallerimiz çok. Özür diliyorum ama deliksiz bir tatil yapmak istiyoruz. Bizim devlete daha iyi iş yapma, hazırlayacağımız verilerle ilgili daha sağlıklı tablolar hazırlama adına, insani bir şey olarak dinlenmemiz lazım. Hiçbir iş yapmadan memleketlerimize gitmek istiyoruz. Biz dinlenirken mükellefimizin arayarak ‘Beni maliyeden aradılar’ demeyeceği, maliyecinin arayıp ‘Şu kişinin defterini bize acil getirin’ demeyeceği, istemeyeceği bir tatil bekliyoruz. Kısacası deliksiz bir tatil arzuluyoruz” diye konuştu.
“MÜKELLEF İLE DEVLET ARASINDA KÖPRÜ GÖREVİ ÜSTLENİYORUZ”
5604 Sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre meslek mensuplarına kolaylıklar getiren “Mali Tatil” uygulamasının bu yıl 2 Temmuz’da başlayıp, 20 Temmuz’da sona ereceğini bildiren Hancıoğlu, “Yıllardır verilen mücadele sonucunda çağdaş dünyanın vazgeçilmez unsurlarından biri olan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik mesleğinin, ülkemizde yasal statüye kavuşmasını sağlayan ve 13 Haziran 1989 tarihinde uygulamaya giren 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun bu yıl 35. yılını kutladık. Bizler, üst birliğimiz olan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) örgütlenmesi olarak, 79 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Odası, 8 Yeminli Mali Müşavir Odası ile 5 bin 65 Yeminli Mali Müşavir, 125 bin 975 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olmak üzere toplam 131 bin 40 meslek mensubundan oluşmaktayız. Geçtiğimiz 35 yıl içerisinde meslek mensuplarımız, ülke ekonomisinin gelişimi için çalışmış, ürettiği değeri toplumla paylaşmış, mükellef ile devlet arasında köprü görevini üstlenmiş, devletin e-dönüşümünün sağlanması için yürütülen çalışmalarda en ağır görevleri büyük bir toplumsal sorumluluk ve özveri ile yerine getirmiştir” açıklamasında bulundu.
“SORUNLAR DAYANILMAZ BOYUTLARA GELDİ, TATİL YAPMAK BİZİM DE HAKKIMIZ”
Meslek yasasının kabul edilişinden bu yana önemli kazanımlar elde ettiklerini kaydeden Hancıoğlu, bunlardan birisinin 5604 Sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre meslek mensuplarına kolaylıklar getiren “Mali Tatil” uygulaması olduğunu belirtti. “Her ne kadar arzuladığımız, hayallerini kurduğumuz Mali Tatile kavuşmasak da biz hayalimizdeki Mali Tatille ilgili mücadelemize devam edeceğiz. İnanıyoruz ki, çokta ileride olmayan bir tarihte tam manası ile bir mali tatile kavuşacağız” diyen Hancıoğlu, kendileri için mali tatilin neden önemli olduğunu şöyle anlattı:
“Bir mali müşavir, 4 yıllık fakülte, 3 yıllık staj ve ülkemizdeki en zorlu iki sınavdan başarılı olduktan sonra ruhsat alabiliyor. Biz, ruhsatımızı aldıktan sonra da meslek hayatımızın sonuna kadar hep eğitim aldığımız zor bir süreç yaşıyoruz. Bu kadar zor süreçlerle mesleğimizi sürdürürken, ne yazık ki hak ettiğimiz insani çalışma ve yaşama koşullarından oldukça uzağız. Devletin vergi gelirlerini toplamak ve hükümetlerin çeşitli alanlarda geleceğe yönelik planlamalar yapmak için bazı verilere ihtiyaçlarının olduğu açık. Bu verilere ulaşmak, mali tablolar haline getirmek oldukça meşakkatli bir süreç. Özellikle 2-3 yıldır, mali verileri sunmak için çektiğimiz çileyi iyi biliyoruz. Ne yazık ki bu çilenin sorumlusu mali verileri bizlerden isteyen paydaşlarımızın bir türlü düzeltemedikleri sistemsel sorunlardır. Bu sorunlar artık dayanılmaz boyutlara ulaşmış, ofislerimizden evlerimize gidememeye başlanılmıştır. Genç meslektaşlarımız meslekten soğumuş, belli yaştaki meslektaşlarımız genç yaşta mesleklerini bırakmaya başlamışlar, mesleğe yönelen gençlerin sayısı her geçen gün azalmaya başlamıştır. Bizlerden kaynaklanmayan sistemsel arızalar yüzünden, zamanında yetiştirmek için aceleyle mali tablolar yapmak istemiyoruz. Daha dinlenmiş olarak işimizi yapmak için tatil yapmak bizim hakkımız.”
“MEVCUT HALİYLE MALİ TATİL, GERÇEK ANLAMDA FAYDALANABİLDİĞİMİZ BİR TATİL DEĞİL”
Hali hazırdaki mevcut mali tatilin, gerçek anlamda faydalanabildikleri bir tatil olmadığının altını çizen Hancıoğlu, “Meslektaşlarımız, olağan zamanda yaptıkları işleri yine bu dönemde de yapmak zorunda kalmakta. Gerçek anlamda bir mali tatil olabilmesi için, Temmuz ayında verilmesi gereken Haziran ve Temmuz aylarına ait beyanname ve bildirimlerin Ağustos ayında verilmesi sağlanmalı. Bu konunun önemini yıllardır anlatmamıza rağmen, ‘Haziran ayına ait beyannamelerin; bir ay sonra Temmuz ayı ile beraber verilmesi ve tahakkuk edecek vergilerin de Temmuz ayına ait vergilerle beraber yatırılması önerimize, ‘devletimiz ilgili vergilerin bir ay sonra yatırılması halinde çok zorlanır’ görüşü yersiz bir kaygıdır. Bizim devletimiz her hangi bir aya ait verginin bir ay ertelenmesi halinde zor durumda kalmayacak kadar büyük bir devlettir. Nitekim geçmişte bu türden ertelemeler çok olmuştur. Bu bağlamda, mali tatilin gerçekçi ve yaşanabilir bir şekle kavuşturulması gerekmekte” ifadelerini kullandı.
DİĞER TALEP VE BEKLENTİLERİNİ DİLE GETİRDİ
Bütün gayretli çalışmalarına rağmen, çözümü son derece basit ve insancıl olan taleplerinin görmezden gelindiğini kaydeden Hancıoğlu, meslek camiasının diğer talep ve beklentilerini ise şöyle dile getirdi:
“Yetkileri sınırlı, sorumlulukları ise geniş olan mali müşavirlik mesleğinin yetki ve sorumluluğunun dengeli bir yapıya kavuşturulması gerekmekte. Düzeltme amaçlı verilen beyan ve bildirimlerde ceza uygulamasından vazgeçilmeli. Serbest meslek geliri, Gelir Vergisi Kanunu’na göre tahsilat esasına bağlı olmasına karşın, Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre hizmetin ifa edilmiş olmasından dolayı tahakkuk esasına bağlı tutulmuştur. Serbest meslek geliri, Katma Değer Vergisi Kanunu yönünden de tahsilat esasına bağlanmalı. Küreselleşen dünyada avukatlık mesleğinde olduğu gibi yabancı sermaye ile birebir çalışan meslektaşlarımızın da yeşil pasaporta ihtiyaçlarının olduğu açıktır. Bu manada belirli bir kıdeme sahip olan meslektaşlarımıza da yeşil pasaport verilmeli. Aday meslek mensuplarımızın stajsüreçlerindeki vergi ve SSK prim yükleri azaltılmalı. Mali müşavirlik mesleğinin yüzde 20 olan KDV oranı yüzde 10’a düşürülmeli. Meslektaşlarımızın da KOSGEP kredilerinden faydalanmaları sağlanmalı.”
“DAR GELİRLİLERDEN İSTENECEK KEMER SIKMA TEDBİRLERİNE ALIŞMAYACAĞIZ”
Konuşmasının sonunda günlerdir dillendirilen Vergi Reformu’na da dikkat çeken Hancıoğlu, “Belli ki henüz bir ete kemiğe bürünmediği için ve de basına şümulü sızdırılıp, önce bir korku salıp sonra da geri çekildiğini görüyoruz. Her zaman olduğu gibi yine dar gelirlilerden istenecek kemer sıkma tedbirlerine bizler alışmayacağız” dedi.
“BEYANNAMELERİ YETİŞTİREMİYORUZ”
Toplantı sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hancıoğlu, bir soru üzerine serbest muhasebeci mali müşavirlerin 9 günlük bayram tatilinden sonra yoğun çalışmak zorunda kaldığına dikkat çekti. “Uçmak güzel şey konmak olmasa” diyen Hancıoğlu, “Tatil güzel ama her şeyde olduğu gibi tatilin de sonu var. Gelir gelmez, erteleme olmadığı için SGK diye tabir ettiğimiz stopaj vergilerinin, KDV’nin son günüyle karşı karşıya kaldık. Beyannameleri yetiştiremiyoruz. Bu yetiştirememe nedeniyle çok zorlanıyoruz” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın