Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet İttifakı ekonomi takımını açıkladı. Sizin de seçim sonrası için ekonomi yönetiminde yapacağınız farklı profiller olacak mı?" sorusu üzerine şu açıklamada bulundu. Millet İttifakı’nın kapalı kapılar arkasında IMF temsilcileriyle görüştüğünü savunan Erdoğan, “Bu görüşmelerden sonra bizim için ‘Bu hükûmetin IMF'ten borç alması lazım.' dediler. Ya biz IMF'den niye borç alalım? Ben Kılıçdaroğlu muyum? Londra'nın tefecilerinden 300 milyar dolar borç taahhüdü almış. Tefeciden borç alınır mı? Eğer para kaynağı tefeciler olursa adamı gömerler. 'Biz asla böyle bir şeye yönelmeyiz' dedik ve biz IMF ile olan ilişkilerimizi bitirdik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız ve şu anda tefecilere mefecilere hiç ihtiyacımız yok’ diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi'nde gençlerle bir araya gelerek sohbet ettiği programda gündeme dair soruları da cevaplandırdı. Seçim süreciyle ilgili bir soru üzerine değerlendirme yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitinglere katılımların muhteşem olduğunu, ne kadar ihtişamlı olursa kendilerinin dinamizmlerinin de heyecanlarının da o kadar arttığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer adaylar ve partilerin mitinglerine katılımların rakamlarını öğrendikçe bu heyecanlarının daha da arttığını söyledi.
Daha sonra gençlerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Selahattin Demirtaş'ın hapiste olması, Türk demokrasisi için bir eksiklik olarak lanse ediliyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Tabii sorunun cinsi heyecan verici. Çünkü Selo, Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bir teröristtir. Onun demokrasiye aykırı bir yanı yok ki. 51 Kürt kardeşimiz ama bu ölüme neden olan bir kişi, şu anda terör odaklı bir fiili işlediğinden dolayı cezaevinde. Yoksa bir fikir suçu veya bir siyaset değil. Ama 51 Kürt vatandaşımın ölümüne neden olan böyle bir insan sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya mı dolaşsın? Biz şimdi bir hukuk devletiysek burada adaletin gereği nedir? Bu kadar Kürt kardeşimin ölümüne neden olan bu adam, bunun bedelini ödemesi lazım. Şu anda yapılan budur. Çektiği ceza da bunun nedeniyledir. Tabii bunun aslını herkes bilmiyor ama bay bay Kemal, Selo'yu çıkaracakmış. Eğer Erdoğan bu işin başında olursa hukuk neyse, adaletin gereği neyse, bunun bedelini ödemeye devam edecektir."
"Böyle bir durum söz konusuysa biz de bu işin üzerine gidelim"
Cezaevinde çok sayıda gazeteci olduğu ve Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığı hakkında iddiaların sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cezaevlerinde şu ana kadar böyle iddia edildiği gibi bol miktarda gazeteci, basın mensubu yok. Bunlar yalan." yanıtını verdi.
Bu konuda iddialarda bulunanlara "Şunları açıklayın. Verin bize bu isimleri, kimmiş öğrenelim." dediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu iddia edilen kişilerden iki tanesinin HDP'den bu seçimlerde milletvekili adayı olduğunu aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar hep bu işin fikir babası olarak ortada dolaşanlardır. Buna benzer daha niceleri bu şekilde bunlara fikir babalığı yaptılar." dedi.
Kendisinin zaman zaman Adalet Bakanına, "Bu tür iddialar var. Bunlar nedenli doğru? Şunları siz de bir araştırın." dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başkanım böyle bir şey yok. Bunlar hep yalan." yanıtını aldığını kaydetti.
"Ciddi manada versinler bu isimleri, gerçekten bu anlamda böyle bir durum söz konusuysa biz de bu işin üzerine gidelim." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ben fikir suçundan içeriye girmiş bir başkanım. Bundan dolayı da yaklaşık 4 ay 10 gün cezaevinde yattım. Ama ben belediye başkanıyken bana bu cezayı verdiler. Neden dolayı verdiler? Millî Eğitim Bakanlığının kitabındaki bir şiiri okudum ben. Bu şiiri okudum diye beni içeri aldılar. Kimseyi vurmadım, kimseyi öldürmedim. Yani Selo'nun yaptığını yapmadım ben. Sadece Millî Eğitim Bakanlığının kitabındaki bir şiiri okudum. Bu şiirde Ziya Gökalp'e ait bir şiirdi, bunu okudum. Bundan dolayı beni içeri aldılar. 1 yıllık bir cezaydı, 4 ay 10 gün yattım, ondan sonra çıktım. Bedelini ödettiler. Ama ben orayı Medrese-i Yusufiye olarak yaşadım ve gelen ziyaretçilerimin haddi hesabı yoktu. Bu da tabii İstanbul'a olan hizmetimdi. İstanbul'u çöp, çukur, çamurdan, susuzluktan kurtaran bir belediye başkanı olmam hamdolsun İstanbul'un belediyecilik tarihine geçti. İşte ardından da cezaevinden çıktıktan sonra partimizi kurduk ve ilk seçimlerde daha yüzde 34 gibi bir oyla iktidara geldik. Yoksa dediğim gibi böyle bir ceza, onlar için söz konusu değil, hepsi yalan ve gazetecilerle ilgili bu akşam bu programda yine söylüyorum. Hangi cezaevine, nerede bir basın mensubu varsa bunları bilelim. Bunların birçoğu affedersiniz hırsızlık, silah kaçakçılığı, bütün bunlara benzer suçlardan dolayı içeridedir. Bunların gazetecilikle de yakından uzaktan alakası yoktur."
"IMF'DEN NİYE BORÇ ALALIM? BEN KILIÇDAROĞLU MUYUM?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet İttifakı ekonomi takımını açıkladı. Sizin de seçim sonrası için ekonomi yönetiminde yapacağınız farklı profiller olacak mı?" sorusunu yanıtlarken şu ifadeleri kullandı."Millet İttifakı'nın ekonomi takımı kimlerden oluşuyor diye şöyle düşündüğümde, bunlar ismi cismi çok belli olan tipler değil. Fakat tabii bu CHP ne yapıyor? Yine kapalı kapılar arkasında, otellerde IMF'nin temsilcileriyle görüşüyor. Aynı zamanda İYİ Parti'den bir zamanlar Merkez Bankası'nın sözde başkanı olan zat, o da onunla beraber, birlikte görüşmeler yapıyorlar. Bu görüşmelerden sonra da bizim için 'Bu hükûmetin IMF'ten borç alması lazım.' dediler. Ya biz IMF'den niye borç alalım? Ben Kılıçdaroğlu muyum? Londra'nın tefecilerinden 300 milyar dolar borç taahhüdü almış. Tefeciden borç alınır mı? Eğer para kaynağı tefeciler olursa adamı gömerler. 'Biz asla böyle bir şeye yönelmeyiz' dedik ve biz IMF ile olan ilişkilerimizi bitirdik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız ve şu anda tefecilere mefecilere hiç ihtiyacımız yok. 2013-2023 10 yıl geçti ve biz buralardan elimizi eteğimizi kestik, kendi kaynaklarımızla yola devam ediyoruz.
Savunma sanayinden tutun işte en son enerjide, Karadeniz'de doğal gazı da çıkardık mı? Çıkardık. Şimdi 1 ay doğal gazı ücretsiz olarak evlere veriyoruz ve 1 yıl boyunca da 25 metreküp tenzil edilmek suretiyle vatandaşlarımız doğal gaza bu noktada muhtaç olmadan evlerinde, mutfağında enerji olarak kendi yerli doğal gazımızı kullanmaya başladı. Bu noktalara geldik. İnşallah seçim sonrası bu süreç daha da farklı gelişecek. Niye? Şimdi de Gabar'da petrolü bulduk. Gabar'daki petrol de çok önemli. Çünkü terörün oralarda bu tür çalışmalara fırsat vermediği yerden şimdi petrolü bulduk ve bu petrol, Erzurum konuşmamda da söyledim, 'Erzurum'un dut pekmezi kıvamında', böyle bir petrol... Şu anda tabii bu bizi daha da güçlü hâle getiriyor. Böylece hem doğal gaz hem petrol ve kapasite-rezerv çok çok yüksek. İnşallah artık biz yurt dışına doğal gazda da petrolde de ciddi manada muhtaç olmayacağız. Aybüke öğretmenin ismini de oradaki petrol kuyusuna verdik."
"BUNLARI YARGIDA TERLETECEĞİZ"
Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği öğrencisi Melisa Kiraz'ın "Togg, TCG Anadolu gibi önemli projeleri takip ediyorum. Ancak vatandaşın sofrasında bulunan patates, soğan gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarındaki dalgalanmalar sizce önemli değil mi?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Önemli olmaz diye bir şey yok. Ama TCG Anadolu da bizim için çok çok önemli. Öbür tarafta İHA'lar, SİHA'lar, Akıncı, Kızılelma bunlar da bizim için çok önemli. Tabii burada maalesef kendini bilmez bazı kişilerin bu fiyatlar üzerindeki dalgalanmalara neden olduğu ortada. Bir ara nerelere tırmandırdılar fiyatları? Şimdi patates soğan 10-15 liraya düştü. Hadi bakalım, bunu neyle izah edecekler? Fiyat düştü şimdi. Ama şunu çok açık net söyleyeyim. Allah nasip eder inşallah seçimden sonra bir defa bunları yargı yolu açık olmak kaydıyla yargıda terleteceğiz. Çünkü benim milletimi kalkıp da bu tür yollarla sömürmelerine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü bu bir sömürü organıdır, böyle bir şey söz konusu değil. Tabii bunu şimdi biz seçim sonrası yargı yoluyla da çok daha farklı bir zemine oturtacağız."
KIZILAY'IN ÇADIR SATMASI
6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında Hatay Kırıkhan'da olduğunu anlatan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyaset Bilim ve Kamu Yönetimi öğrencisi Miray Turan, göçük altında kaldığını ve babasını da kaybettiğini belirtti.Kendisinin 11, babasının ise 20 saat enkaz aldığında kaldığını aktaran Turan'ın, "Benim sorum şu. Birçok arkadaşımızın da aklında olan depremde çadır satan, huzur hakları gibi sebeplerle Kızılay Genel Müdürü ve Kızılay çok fazla gündeme geldi. Bu konu hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum." sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konu tabii beni de ciddi manada üzmüştür. Kızılay böyle bir çadır satma fiiline, işine giremez. Süratle de tabii bu yanlışı düzeltmesi gerekir. Çünkü biz Kızılay'ı özellikle çadır üretiminde çok daha aktif hâle gelmesi için sürekli teşvik ettik. Kızılay'ın çadır dendiği zaman en ufak bir sıkıntısının, probleminin olmaması gerekir." ifadesini kullandı.
"Şu an itibarıyla enkaz kaldırma çalışmalarına varıncaya kadar büyük oranda bu işi bitirdik"
6 Şubat'taki depremlerin Türkiye yerine başka ülkelerde gerçekleşmesi hâlinde o ülkelerin başlarına neler geleceğini soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bunlara rağmen şu an itibarıyla enkaz kaldırma çalışmalarına varıncaya kadar büyük oranda bu işi bitirdik. Şu anda köy konutlarını teslim etmeye teslim almaya başladık. Şimdi kalıcı konutları bir taraftan hızla yapıyoruz. Kalıcı konutların yapımıyla da inanıyorum ki vatandaşlarımıza teslim törenleri başladığı zaman onları daha da rahatlatacağız." dedi.
"HÜDA PAR'ın terör örgütüyle ilgisi, alakası yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HÜDA PAR, geçmişinde bir terör örgütüyle anılıyor. HDP ve PKK bağını dile getirdiğiniz için Millet İttifakı'nı eleştiriyorsunuz. AK Parti ve HÜDA PAR işbirliği hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "HÜDA PAR'ın geçmişte bu terör örgütüyle anılması olayı tamamen HDP'nin kendisine bir çıkış yolu aramasından kaynaklanıyor. HÜDA PAR'ın bir defa bu geçmişteki terör örgütüyle ilgisi, alakası yok. Kaldı ki böyle bir durum söz konusu olsa bizim de beraber yürümemiz söz konusu olmazdı." yanıtını verdi.
Özellikle Kürt vatandaşlarının siyasallaşması noktasında, bu yolda HÜDA PAR'la beraber yürümek istediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onların hem yerli hem milli bunun yanında da vatanseverlik noktasında HDP ile mukayese edilmeyecek bir konumu var." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR'ın iddiaları reddettiğini ve terör örgütüyle ilişkisinin bulunmadığını vurguladığını aktararak şunları söyledi:
"'Bizim bununla alakamız yok.' dediklerine göre, zorla HDP şu anda HÜDA PAR'ı böyle vasıflandırıyor diye mi biz bunları kabulleneceğiz? HÜDA PAR'ın böyle bir durumu söz konusu değil ve kesinlikle bir siyasallaşmanın gayreti içerisinde olan bir siyasi partidir. Şu anda da zaten bu seçimlere biliyorsunuz tamamıyla onlar kendi logolarıyla girmek suretiyle bir adım atmışlardır. O da parlamentoya girme imkânını yakalamak ve parlamentoda da artık düşüncelerini, sesini daha ideal bir şekilde çıkarmaktır. HÜDA PAR'ın durumu bu. Bu söylemleri onlara yapılan yakıştırmaları şahsen bizim kabul etmemiz mümkün değil."
"Koalisyonların Türkiye'ye bedeli çok ağır oldu"
Muhalefetin, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ni "tek adam rejimi" olarak eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin koalisyonların yoğun olduğu dönemlerde büyük bedeller ödediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de 6 ayda bir hükûmetlerin kurulduğu dönemlerin yaşandığını hatırlatarak şöyle devam etti:
"Bir sene içinde zaman zaman öyle oldu ki iki koalisyon kuruldu. Bu koalisyonların tabii Türkiye'ye bedeli çok ağır oldu. Biz dedik ki, bu şekilde bu yürümez. Kaldı ki tek başımıza iktidar olduğumuz hâlde, buna rağmen ne yapıp yapıp başkanlık sistemine geçelim dedik. Başkanlık sistemine geçerken de dünyada tabii bunun birçok örneklerini inceledik, araştırdık. Amerika'yı inceleyelim dedik, Rusya'yı inceleyelim dedik, Fransa yarı başkanlık sistemi, orayı inceleyelim dedik. Bütün bunları incelemek suretiyle bir adım attık. Şu 21 yıl içinde bunun çok ama çok faydasını gördük."
"Başkanlık sistemini kesinlikle savunuyoruz"
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin çok seri karar alma ve çok seri adımlar atma imkânı verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yani öyle kalkıp da '6 ayda, 1 senede, 1,5 senede bir koalisyona gitme' bunlara gerek yok. Bu kadar seri adım atma imkânı verdiği içindir ki, biz şu 21 yıl içinde hükûmet kurma sorunu yaşamadık. Sürekli hizmet, sürekli yatırım ve bunlarla yürüdük. Şu anda yaptığımız yatırımlar, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, hepsi ortada. Eğer bunları kalkıp da bunların parlamenter demokrasi dedikleri sistemle yürütmeye kalksaydık böyle bir mesafe alamazdık. Bırakın adım atamazdık, attırmazlardı ama şu anda böyle bir sıkıntıyı yaşamıyoruz. O bakımdan da başkanlık sistemini kesinlikle savunuyoruz. 11'li koalisyon, hâlâ ne yapacağının farkında değil ve parlamenter demokrasiyi konuşmuyorlar bile. Çünkü bu işin yürümeyeceğini öğrendiler. Düşünebiliyor musunuz? Bir cumhurbaşkanının yanında 6 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Böyle bir ülke olur mu? Yürümez. Böyle bir şey olmaz. Şu pazardan sonra inşallah seçilecek olan cumhurbaşkanı olarak bu kardeşinizle Türkiye çok daha farklı denizlere yelken açacak."
"Muhalefetin gençlere yönelik yaptığı veya yapabileceği hiçbir şey olmadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçimlerde gençlerin size neden oy vermesi gerektiğini düşünüyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Gençlere yönelik ne yaptıysak biz yaptık. Muhalefetin gençlere yönelik yaptığı veya yapabileceği hiçbir şey olmadı. Üniversite gençliğinin harçlarını kimler kaldırdı? Biz kaldırdık. Biz göreve geldiğimizde burs 45 liraydı ama şimdi burslar nereye çıktı? Ortada. Bunları yapan da biziz. Lisansüstü, doktora, bütün bu öğrencilere asgari ücrete kadar ne yaptık? Onlarınkini de çıkardık. Şimdi önümüzdeki dönemde yine gençlerimizle, öğrencilerimizle ilgili her türlü teşviki, yurt içi, yurt dışı yapacak olan biziz. İnanın bunların yapacağı bir şey yok. Bunlar yalandan başka bir şey bugüne kadar üretmediler, üretmezler de."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonucu beklentisine ilişkin "Onu pazar günü sandık söyleyecek." dedi.
Gençlere tavsiyelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oku, düşün, eyleme geçir ve bunu da özellikle takip ederek neticelendir. Bunu öğrencilik hamlesi olarak yaşamakta çok büyük fayda var. Bir de az önce ifade ettiğim gibi artık şu anlayışla çizgimizi belirlememiz lazım; biz tek milletiz, bayrağımız tek, vatanımız tek, devletimiz tek ve bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın