Fiyat belirsizliği sürüyor
İlaçlarda kur güncellemesinin halen belirsizliğini koruduğunu söyleyen Antalya Eczacı Odası Başkanı Uzman Eczacı İsmail Erçin, "Yüzde kaç olacağı henüz belli değil. Her sene 21-23 Şubat gibi artış olması beklenirken, yüzde 36-40 arası bir fiyat artışı olacağını duyuyoruz ama net bir veri elimize gelmedi. Biz daha fazla bekliyoruz. Bugün ekmek fiyatı yüzde 150 artmış. Fiyatı yüzde 100 artan ürünler olduğunu biliyoruz. Elektrik, doğalgaz zamları oldu. Asgari ücret yüzde 50 artmışken, enflasyon yüzde 48 seviyesindeyken ilacın yılda bir kez yüzde 36-40 artması çok komik. Şuanda 4,57 liralık bir Euro kuru çok komik. Üreticiler, bari yarısı 7,5 lira olsun diyor. İlacın bulunabilirliği açısından çözüm olacaksa istemeye istemeye buna da razıyız. Çünkü, vatandaşın ilaçsız dönmesi bizi üzüyor" dedi.
İlaç yokluğu halen gündemde
Çoğu ilacı bulamadıklarını ve bir dönem 650 civarında olan bulunamayan ilaçları saymayı bıraktıklarını bildiren Erçin, "İlaç yokluğu halen gündemimizde. Kanser ilaçları başta olmak üzere çocuk şurupları, grip şurupları yok. Olsa da 1 tane geliyor. İlk gelene bunu verip diğer gelenlere yok demek zorunda kalıyoruz. En kötüsü de çocuk ilaçlarında ve kanser ilaçlarında var bu durum. İlaç yokları çok fazla olduğu için haliyle nöbetlerimiz yoğun geçiyor. Vatandaş eczane eczane dolaşıp ilaç soruyor. Bir eczanede olan diğer eczanede olmayabiliyor. Son zamanlarda vatandaşlarımız bir panik halinde. Sorduğu ilaç stoğumuzda varsa fazla sayıda almak istiyor. Bizde herkese hizmet vermek zorunda olduğumuz için sınırlı sayıda verebiliyoruz. Çünkü, diğer gelenlere de hizmet vermek zorundayız. Sonuçta bir sağlık sektörüyüz. Elimizde olsa da fazla miktarda veremiyoruz. Olmadığı zaman vatandaş kadar bizde üzülüyoruz" ifadelerini kullandı.
Vatandaş çaresiz kalıyor
Bulunamayan ilaçlar nedeniyle özellikle nöbetlerde vatandaşlar karşısında çaresiz kaldıklarını belirten Erçin, "Artık nöbetlerde şunu yapıyoruz. Başka da çaremiz yok. Örneğin grip ilacı yok elimizde eş değeri de yok. Onun yerine bu ilacı kullanın sizin derdinizi çözecek gibi öneriler yapıyoruz. Hastalar mecbur kabul ediyor. Kim bilir kaç eczane gezmiş ve tedavi olmak istiyor. Bu durumdan vatandaş da sıkıldı ve bıktı. Yok demekten biz de sıkıldık" diye konuştu.
‘Fiyatlandırma yılda birkaç kez yapılabilir’
Daha önceki yıllarda, Şubat ayında ilaca gelecek zamdan önce yok denilen ilaçların zamdan hemen sonra var denilmeye başlandığı durumların yaşandığını belirten Erçin, "Zamdan önce ilaç yok diyen depolar, zam geldikten sonra ilaç var demeye başlıyor. Sonuçta depolar için bu durum karlı. Deponun stoğuna göre bir yıllık bütün masrafların karşılanması demek. Sadece depolar değil, firmalar da yapıyor. Depoya ilaç 100 kutu geldiyse 1 günde istese satabilir ama 1 kutu veriyor. Depo ilacı elinde ne kadar tutabilirse o kadar kar ediyor" dedi. Bunu önlemeye yönelik çözüm önerisi de getiren Erçin, fiyatlandırmanın yılda birkaç defa yapılabileceğini söyledi.
Maliyetler arttı
İlaçlarda hammaddelerin yurt dışından geldiğine ve maliyetlerin çok arttığına dikkat çeken Erçin, "SGK bize 1 litrelik şişeyi 3 buçuk liradan ödüyor. En son aldığımızda 18 liraydı. 15 lirayı hastadan nasıl isteyelim? Şişeden, içindeki etkin maddeden, ayırdığımız meslek hakkından istememiz lazım. Kullandığımız beher ölçekli özel cam kaplarımız var. 5 liraya aldığımız 100ml beher 24 liraya yükselmiş. 600 ml ölçekli beher 98 liraya yükseldi. 1 yıl içinde fiyatı yükseldi. Cam havanları ilaç yaparken kırılıyor. Çatlayan malzemeyi kullanamazsınız. Elektronik terazi geçen sene 1200 TL’ydi şimdi 3 bin liraya yükseldi. O derece arttı. Yeni zamla 3 bin 500 lira olacak deniliyor. Suyu bile 2-3 katı fiyatına çıktı. Maliyetler karşılanamaz duruma geldi" açıklamasında bulundu.
Kamu kurum iskontosu verilmiyor
İlaçlarda kur güncellemesi henüz yapılmadığı için kamu kurum iskontosu verilmeyen ilaçlar olduğunu bildiren Erçin, şunları dile getirdi:
"Mesala ilaç firması Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) yüzde 40 indirim yapacağım diyor fakat daha sonra ben bunu yapamayacağım diyor. Firma da kendi açısından haklı. Çünkü, ilacın etken madde maliyeti çok arttı. Yüzde 40 indirim yapsa zarar edecek. İlaç üretim firmaları, ithalatçı firmalar yüzde 40 iskonto uygulasa bir sürü çalışanı var zarar edemez. Bunun zararı maalesef vatandaştan çıkıyor. Biz de vatandaştan istemeye istemeye firmanın vermediği bu iskonto bedelini almak zorunda kalıyoruz. Bu konuda SGK'dan çözüm bulmasını talep ettik. Bunun acısı her zaman olduğu gibi vatandaştan çıkıyor. Örneğin 20 bin lira değerinde kanser ilacı var ve ayda 5 tane satıyoruz. Bu sigorta kapsamında firma yüzde 40 iskonto yapacağım diyor fakat bunu yapmıyor. Firma diyorki bunu SGK’ya sattığını beyan edersen iskontoyu vereyim diyor. Nasıl beyan edeceğim? Hastaların gizliliği var, hasta verisini veremem. İlaç takip sisteminden satıldığına dair veriyi ver deniliyor. Onu veriyoruz hemen almamız gereken indirimi bir sonraki ay alıyoruz. İşi gücü bıraktık firmanın SGK’ya taahhüt ettiği iskonto ile uğraşıyoruz. Eczacılıkla uğraşmamız, vatandaşı bilgilendirmemiz, farmosötik bakım ile uğraşmamız gerekirken bununla uğraşıyoruz."
‘Stokçulukla suçlanıyoruz’
Eczacıların bir dönem stokçulukla suçlandığını hatırlatan Erçin, "Hastaların taleplerine göre raflarımızda ilaç bulunduruyoruz. Bir dönem stokçulukla suçlandık. Fakat eczanelerin stokçuluk yapması mümkün değil. Biz yeminli bir meslek kuruluşuyuz. Elimizde olan ürünü hemen veriyoruz. Eczacılar stokçuluk yapmaz. Vatandaşlarımız panik haline. Stoğumuzda olduğunu duyan örneğin 5 kutu almak istiyor. Biz bu durumda 1 kutu verelim sizin dışınızda ihtiyacı olanlara da verebilelim diyoruz" açıklaması yaptı.
Bakanlık ilaç kademelerini güncelleyecek
Kademelerin güncellenmesiyle ilgili çalışmaların sürdüğünü de bildiren Erçin, "Üst birliğimiz Türk Eczacılar Birliği nezlinde ilaç fiyat kararnamesi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. İlaçların kademelerinin güncellenmesi ile ilgili Sağlık Bakanımızdan söz aldık. Umarım sözler tutulacak ve ilacın kademeleri hem depo hem üretici hem de eczacı açısından güncellenmiş olacak" dedi.
Vatandaş eskiden tepki veriyordu şimdi alıştı
Son olarak devlet tarafından karşılanmayan ilaçlarla ve katılım paylarıyla ilgili vatandaşların tepkilerini de değerlendiren Erçin, "Vatandaş bu konuda ilk zamanlar çok tepki veriyordu ama artık alıştı. Bir ilacı SGK ödemiyor dediğimiz zaman insanlar zor durumda olduğu için mecburen almak zorunda. Almaktan başka çaresi yok. Önceden reçete katılım paylarına, hastane ücretlerine çok fazla tepki gelirdi. Şimdi bayağı azaldı. Hastane ücretlerinin eczacılarla hiç alakası yok. Bedava tahsilatçıyız. Vatandaş benden kredi kartı çekmemi istiyor. Kart çektiğimizde biz vergi veriyoruz. Cebinde parası olmayan vatandaşın karşısında ne yapacağız? Vatandaş kart çıkartıyor bizde artık hiç ses çıkarmıyoruz. Vatandaşın ödeme güçlüğü var. Bazıları da reçeteyi hesaba katma nakit vereyim diyerek günü kurtarmaya çalışıyor ama o borç sistemde duruyor" açıklamasında bulundu.
Yorum Yazın