İUP’nin iş güvencesinden yoksun, adil ve yeterli bir gelir getirmeyen, sosyal güvencesiz bir çalışma biçimi olduğunu belirten Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, “Bu hâliyle okulların personel ihtiyacına kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm sunamamanın ötesinde başlı başına bir emek sömürüsü biçimi olduğu görülmektedir” dedi.
‘PALYATİF BİR ÇÖZÜMDÜR’
Şimdiye kadar programa yeterli oranda başvurunun olmadığının altını çizen Miran konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Kısmi süreli bir çalışma öngören, asgari ücretin altında bir gelir sunan, sosyal güvencesiz çalışma biçiminin talep görmediği, dolayısıyla okulların temizlik, güvenlik gibi ihtiyaçlarının karşılanmasında işlevsel bir yol olmayacağı belli olmuştur.
Okulların personel ihtiyacı, kadrolu memur statüsünde personelle karşılanamadığından vazgeçilemez nitelikteki hizmetler, okul-aile birlikleri tarafından yapılan veya İŞKUR yönetimindeki geçici istihdam programlarıyla yürütülmeye çalışılmaktadır. Okul-aile birliklerinin gelirlerinin veya il özel idaresinden aktarılan kaynakların yetersizliği nedeniyle yardımcı personel ihtiyacı bu yıla kadar İŞKUR bünyesindeki Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında karşılanmaktaydı. 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren İşgücü Uyum Programı (İUP) kapsamında personel ihtiyacı karşılanacaktır
“İUP’de ise haftada üç gün ve azami 22,5 saat çalışma süresi öngörülmüş olup bu kısıtlı çalışma süresiyle okulun hizmetlerinin görülemeyeceği açıktır. İUP’de öngörülen kısmi süreli çalışmanın, okulların temizlik başta olmak üzere ihtiyaç duyulan hizmetlerin sürekliliğiyle uyumlu olmadığı, haftada birkaç saatlik bir çalışmayla gerekli hizmetin verilemeyeceği açıktır. Bu uygulamanın Sendika Genel başkanımız Ali Yalçın okulların personel ihtiyacının çözüme kavuşturulması için Çalışma bakanı ile görüşerek; okulların temel ihtiyaçlarını karşılamayan, iş ve sosyal güvenceden yoksun ve ücret adaletsizliği üreten İUP’un çözüme anahtar olmadığını ifade etmiştir. Bu görüşme üzerine Bakan Sn. Işıkhan, IUP kapsamında ödenecek ücretin 12 bin TL’ye yükseltilmesi ile ilgili mevzuattaki eksikliklerin giderilmesi için çalışma yapacaklarını belirtmiştir. Ancak bu uygulama palyatif bir çözümdür. Bu haliyle de sorun çözülmeyecektir. Bu ekonomik koşullarda bu rakamlarla çözüme kavuşması mümkün değildir.
Millî Eğitim Bakanlığı, programın yetersizliğini ve yol açtığı olumsuz sonuçları gözeterek soruna ivedilikle müdahale etmeli; temizlik ve güvenlik başta olmak üzere, yardımcı hizmetler için gerekli personel ihtiyacının il veya ilçe millî eğitim müdürlükleri eliyle hizmet alımı yoluyla karşılanmasını sağlamalı ya da istihdam için gerekli kaynakları okullara aktarmalıdır”
Yorum Yazın