Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili adayı ve Muratpaşa Belediye Başkan Adayı olan Emine Büyüknohutçu geçtiğimiz günlerde TİP’ten istifa ettiğini duyurdu. Büyüknohutçu, düzenlediği toplantı ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bağımsız aday olduğunu açıkladı. TİP’ten ayrılma sürecinden kısaca bahseden Büyüknohutçu, “Kamuoyu tarafından da bilindiği gibi, geçtiğimiz haftalarda, siyasi parti üyeliğimden gördüğüm lüzum üzerine istifa etmiştim. Bu aşamada kesin olarak belirtmem gerekir ki; Türkiye İşçi Partisiyle hiçbir şekilde bir bağım kalmamıştır. Ancak, süreç içerisinde gerek genel, gerekse de kent siyaseti üzerindeki gözlemlerim, bir irade ortaya koyarak, alternatif bir siyaset tarzı yaratma adına bir tercihte bulunmamı, gerekli hale getirmiştir” dedi.
‘POLİTİK BİR MEŞRUİYET SORUNU’
Mevcut partilerin halktan kopuk bir görüntüde olduğunu belirten Emine Büyüknohutçu, “Siyasi partilerin, 20 Şubat tarihi itibariyle sona eren aday belirleme süreçleri, geriye dönük olarak değerlendirildiğinde, göze çarpan en yalın gerçek; bu belirlemenin halkın irade ve eğilimlerinden uzak olduğudur. Siyasi partiler; mevcut haliyle tabandan ve halktan kopuk, antidemokratik yapılara dönüşmüş ve siyasi mücadelenin engeli haline gelmişlerdir. İlkelerin ve etik siyasetin yerini, astronomik seçim bütçeleri ve gösterişli kampanyalar almıştır. İçerisinde halkın, kentin ve doğanın asla yer almadığı bu politik gürültüye karşı alternatif bir yol inşa etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu sadece yerel seçim değil, politik bir meşruiyet sorunudur” diye konuştu.
İKİ KUTUPLU SİYASET VURGUSU
Antalya’nın ittifaklara mecbur tutulduğunu ifade eden Büyüknohutçu, “ Antalya kentinde halk iradesi, açık veya örtülü ittifaklarla, iki kutuplu bir politik dünyaya mecbur edilmektedir. Kent hepimizindir ve kent ahalisi kendisine, ince siyasi mühendisliklerin ürünü olarak dayatılan aday ve politikaların dışında bir yol belirleme hakkına her zaman sahiptir. Kent siyasetinin sıkıştığı dar alan ve bu alandan türeyen kalıplaşmış politikalar; halk için bir anlam ifade etmemektedir. Süreç, halkın bağımsız politik müdahalesini gerekli kılacak biçimde şekillenmiştir. Süreç içerisindeki gözlemlerim; tavrımı, bir söz söylemek ve umudun arka planını büyütmek için, sine-i millete dönmenin bir nevi politik biçimi olan, bağımsız adaylık çerçevesinde şekillendirmiştir. Adaylığım muhalif partilerin de politik mücadeleye elverişliliğini yitirmesinin doğal bir sonucudur” dedi.
BİR KALKIŞ NOKTASI
Büyüknohutçu açıklamasının devamında, “Halk yıllara yayılan bu süreç ve acı tablo, siyasi iktidarın zaten tahrif etmiş olduğu politik kültürün, muhalif partiler içindeki deformasyonuyla meydana gelmiştir. Bu tabloyu, ancak halkın bağımsız adaylarının insiyatif aldığı ve zeminini halk dayanışmasında bulan politik bir alternatifin aşabileceği açıktır. Dolayısıyla; Antalya halkını, seçim bütçeleri ve kötüye kullanılmış politik güçten başka bir şeyi olmayanların karşısında, bağımsız bir seçenek inşa etmeye davet ediyorum. Yerel seçimleri bu mücadelenin ilk tuğlasını koymak, ilk sözünü söylemek için bir kalkış noktası olarak görüyorum. Bu sebeple 20 Şubat tarihi itibariyle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına bağımsız adaylık başvurumu yaptığımı kamuoyuna bildiriyorum” dedi.
BABASININ YOLUNDAN GİDİYOR
Annesi Aysin Büyüknohutçu ve babası Ali Ulvi Büyüknohutçu'nun gösterdiği aydınlık yolda yürümeye devam edeceğini belirten Antalya Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Belediye Başkan Adayı Emine Büyüknohutçu, “Halkın yaşadığı sorunları hayatı boyunca yaşamış, halkın içinden gelen bir aday olarak, önceki, iktidar ya da muhalif partilerden olan tüm başkanların yapmaları gereken ama gerçekleştirmedikleri tüm hizmetler, Antalya’da, bugün varolan ulaşım, konut, kira ve bunlara benzer sorunların daha da artmasına sebep olmuştur. Üstelik bu sorunların çoğunluğu, kadın yurttaşların sırtına çeşitli biçimlerde yüklenmiş, siyasetse erkeklerin oyun alanı haline gelmiştir. Ortadaki yalın gerçek, hem yerel siyaset açısından hem ülke siyaseti açısından, eril zihniyetin bu konuda hiç de başarılı olmadığıdır!!!Bu sebeple artık kadınların sözünü yerelde de söylemekten çekinmeyeceği ve şahsım adına süreç içerisinde dile getireceğim hiçbir söylemin, sonuç her ne olursa olsun, seçimle sınırlı kalmayacağı bilinmelidir.
Her konuda olduğu gibi, çok kıymetli annem Aysin Büyüknohutçu ve babam Ali Ulvi Büyüknohutçu'nun bu kentin doğası ve değerleri uğruna canlarına mal olan cesaretleri yolumu aydınlatacaktır. Kenti rant alanına, seçimleri ihaleye çevirenler varsa; doğayı ve kenti canı pahasına savunanlar da vardır! Tam da bu sebeple; biz de buradayız demek için adayım. Herkesi bu mücadeleye omuz vermeye; kentin ve doğanın vicdanı olmaya, ‘rant için değil, halk için siyaset’ demeye davet ediyorum. Bu minvalde kararımı kıymetli Antalya halkı ve siz değerli basın emekçilerine saygılarımla bildiririm. Şüphesiz ki; dünyanın en güzel şehri Antalya bizim, Antalya hepimizindir” diyerek sözlerini tamamladı.
Yorum Yazın