Antalya Ticaret Borsası (ATB) Eylül Ayı Meclis Toplantısı, ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili üyelerin bilgilendirildiği Meclis’te, Başkan Ali Çandır, tarım, ekonomi ve kente ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ÜYELERİN SORUNLARI İÇİN ÇALIŞIYORUZ
ATB müşterek meslek komiteleri toplantısını Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü, Devlet Su İşleri Müdürlüğü 13. Bölge Müdürü ve Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü’nün katılımıyla gerçekleştirdikleri belirten Çandır, üyelerin sahada yaşadıkları sorunları ve taleplerini dile getirdiğini söyledi. Çandır, toplantıya katılan üyelerin, artan imar rantı ve inşaat baskısı nedeniyle tarım topraklarının kaybının yol açtığı sorunlar, bitkisel üretimde dönem dönem artan kalıntı problemi ile fazla ve yanlış ilaç-gübre kullanımının ihracata etkileri, Aksu Altıntaş ve Kepez Altınova mahallelerinde yaşanan şehirleşme ve nüfus artışıyla birlikte özellikle elektrik başta olmak üzere yaşanan altyapı sorunları, yaz aylarında yaşanan güç aşımı nedeniyle meydana gelen elektrik kesintilerinin işlerine olan olumsuz etkileri, yayla bölgesinde yaşanan su problemi, kent içerisinde ise aniden bastıran yağışların felakete dönüşmemesi için sulama kanallarının temizlenmesiyle ilgili sorunları gündeme getirdiğini kaydetti. Çandır, “Bu fırsatla toplantımıza katılan ve üyelerimizin sorunlarına hassasiyetle yaklaşan müdürlerimize teşekkür ediyorum. Borsa olarak, üyelerimiz, sektörümüz, kentimiz ve nihai olarak ülkemiz için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Tüm faaliyetlerimizde ve projelerimizde birlikte hareket etme kültürümüzden taviz vermeden, ortak akılla hareket etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
TARSİM ŞİKAYETİ
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), başlangıçta sadece tapulu ve kira sözleşmeli alanları sigortalarken, Borsa’nın yoğun çalışmaları sonrası son üç yıldır çiftçi kayıt sistemine (ÇKS) dahil olan varislerin arazileri ile hazine ve orman arazilerini de sigorta kapsamına aldığını anımsatan Ali Çandır, üreticilerin tüm ekim alanlarının tarım sigortasıyla korunurken son dönemde ATB ve Antalya Tarım Konseyi üyelerinin uygulamaların eski hale döndüğüne ilişkin şikayetlerde bulunduğunu bildirdi. Çandır, mutlaka korunması gereken tarımsal üretimin sigortalanamamasının yaratacağı sıkıntılara dikkat çekerken, “İklim değişikliği nedeniyle artan doğal afetlerin üreticileri olumsuz etkilememesi için, sağlıklı bir yapı kuruluncaya kadar mevcut uygulamalardan vazgeçilmemesi talebimizi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği aracılığıyla Tarım ve Orman Bakanlığı'na ilettik. Üreticinin alın teri döktüğü ürünlerin tarım sigortası ile koruma altına alınması son derece önemlidir. Aksi halde, afetlerde zarar gören üreticinin kayıpları katlanarak artacak ve bir sonraki ekim döneminde üretimden çekilme oranı hızlanacaktır” uyarısında bulundu.
OVP’DE TARIM YETERİNCE YER BULMADI
Ağustos Ayı Meclis Toplantısı’nda 2025-2027 dönemini kapsayacak Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili olarak 7 ana başlıkta topladıkları tarım sektörüyle ilgili önerileri kamuoyu ile ilgili mercilerle paylaştıklarını belirten Çandır, temel amaçlardan hedeflere, istihdamdan fiyat istikrarına, kamu maliyesinden afet yönetimine, yeşil ve dijital dönüşümden iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine kadar tarımı doğrudan ilgilendiren birçok alanda talep ve önerileri sunduklarını anımsattı. Çandır, geçen yıl yayınlanan 2024-2026 OVP’deki 10 adet politika ve hedef alanlarının 5’inde tarım sektörünün yer aldığını belirtirken, “Bu kez tanımlanan 8 adet politika ve hedef alanı içerisinde sadece 2’sinde kendisine doğrudan yer bulabilmiştir. İlki büyüme politikaları ve hedefleri, ikincisi ise fiyat istikrarını sağlama politika ve hedefleri olmuştur” dedi.
TARIMSAL DESTEKLERİN ÖNCEDEN AÇIKLANMASI OLUMLU
Tarımın bu yılki OVP’de yer aldığı dikkat çekici konuları paylaşan Başkan Çandır, şunları söyledi:
“Büyüme başlığı altındaki tarımsal verimliliği artırma ve üretimi büyütme politikasını önemsiyoruz. Çünkü bu politikanın uygulamaya geçirilmesi için tarımsal faaliyette bulunanların kazançlarının ve refah düzeylerinin artırılması gerekmektedir. Böyle bir gelişmeye konu olacak politikanın kuşkusuz doğal destekçileri ve katılımcıları oluruz. Önemsediğimiz bir diğer konu, mevcut kurulu kapasitenin (özellikle örtüaltı varlığımızın) modernize edilmesi için destek verilmesine olanak sağlanmasıdır. Diğer taraftan yenilenebilir enerji üretiminin tarımsal amaçlı faaliyetler için daha fazla kullanılma politikası önemlidir. Bu başlık altında önemsediğimiz bir diğer konu kırsal kesimdeki sosyo-ekonomik yapıyı geliştirme ve özellikle gençler ve kadınların desteklemesi konusudur. Kırsaldaki eğitim-öğretimin de bu kapsamda değerlendirileceğini düşünmekteyiz. Çünkü bu, kırsaldaki yaşamı yeniden geliştirme için önemli bir adım olacaktır. Büyüme politikaları başlığında dikkatimizi çeken diğer bir konu da hep dile getirdiğimiz genel tarım sayımı ihtiyacının gündeme alınmasıdır. Böylece doğru ölçebildiğimizi doğru yönetmede önemli bir aşamayı başarmış olacağız. Bu OVP’nin 3. başlığındaki Fiyat İstikrarını Sağlama politikalarının iki yerinde sektörümüz yer almıştır. Bunların biri tarımsal desteklerin önceden açıklanmasıdır. Bizler için dikkat çekici ve olumlu bir adımdır. Bu sayede hep söylediğimiz gibi tarımsal üretim planlamayı da motive edici bir araç sağlanmış olacaktır. Umarım bu desteklemeler etkili ve zamanında yapılabilir. Fiyat istikrarını sağlama konusunda bir diğer dikkat çekici konu ürün alım fiyatlarının belirlenmesinde geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılacağı ifadesidir. Bu durum zaten zorluk içindeki sektörümüzü daha da zorlayıcı bir hale getirme riski taşımaktadır.”
HAYAL KIRIKLIĞI
Tarımın, 2025 yılında uygulanacak orta vadeli programın diğer 6 başlığında doğrudan ya da anlamlı bir dolaylılıkla da olsa olmadığını vurgulayan Başkan Çandır, “Tabii ki bu bizde bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi bölümünde sektörümüzün kapasite artışı için yeni yatırım motivasyonunu artıracak bir hamle beklentimiz vardı. Bunu, ilgili merciiler için hazırlayıp gönderdiğimiz raporda özellikle talep etmiştik. Çok önemseyip sürekli gündemde tuttuğumuz istihdam başlığında da sektör olarak yokuz. Halbuki sektörümüzün yapısına uyumlu, sektörde ve kırsalda kalmayı motive edecek bir tarımsal istihdam politikasına hayati ölçüde ihtiyacımız bulunmaktadır. Özellikle eğitimle ve sosyal yardımlarla eşgüdümlü bir özgün istihdam uygulaması sektörümüzdeki birçok yapısal sorunu çözebilecek önemdedir. Buna yönelik önerilerimizi yazılı olarak defalarca iletmemize rağmen henüz anlamlı bir sonuç alamadık” diye konuştu. Açıklanan OVP programında işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması ve ekilebilir alanların genişletilmesinin planlandığını belirten Çandır, “Nitekim geçtiğimiz ay bu konuda işlenmeyen tarım arazilerinin tarımsal amaçlı kiraya verilmesine ilişkin yönetmelik yayımlanmıştı. Lojistik maliyetlerinin azaltılarak tarım ürünlerinin tüketicilere uygun fiyatlarla ulaşması hedeflemektedir” dedi.
YILIN İKİNCİ YARISI DAHA ZORLU GEÇECEK
2024 yılı Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan 2. çeyrek ekonomik büyüme rakamlarına göre, ülke ekonomisinin reel olarak 2. çeyrekte uzun dönem ortalaması olan yüzde 4.8’in yaklaşık yarısı kadar yüzde 2.5 büyüdüğünü belirten Çandır, şunları kaydetti:
“İzlenen kısıtlayıcı ekonomik programın ilk işareti diyebiliriz. Yani 3. ve 4. çeyreklerde daha düşük bir büyüme uzmanların genel beklentisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizler de zaten bu durumu yaşayarak bire bir görebiliyoruz. Büyüme eğilimindeki hızlı düşüşe rağmen manşet enflasyonda henüz benzer oranda bir düşüş gerçekleşmemiştir. Bunun temel sebeplerinden birini aylardır sizlerle paylaşıyorum. Yaşamakta olduğumuz enflasyon, uzun bir süredir talep odaklı olmaktan çok maliyet odaklı bir hal almıştır. Enflasyonu istenen hızda düşürmek için bu odaklanmayı doğru tespit etmemiz şarttır. Genel ekonominin durağanlaştığı dönemlerde her zaman olduğu gibi tarım sektörü ortalama üstü büyümeyle durağanlığın daha kötüye gitmesini önlemiştir. Bu sefer de 2. çeyrekte yüzde 3.7 büyüyerek yüzde 1.8’lik uzun dönem ortalamasının iki kat üzerinde bir performans göstermiştir. Aslında ekonomiyi rakamsal olarak daha kötüye gidişten koruyan başka unsurlar da bulunmaktadır. Bunların içerisinde en dikkat çekeni, geçen çeyrekte olduğu gibi, 2. çeyrekte de ürünler üzerindeki net vergiler yani dolaylı vergiler olmuştur. 2. çeyrekte yüzde 9.6 büyüyen dolaylı vergiler, 26 yıllık ortalama olan yüzde 4.9’un yaklaşık iki kat üzerinde gerçekleşmiştir. Bu artışlar enflasyondan arındırılmış yani reel artışlardır. Özet olarak yılın ikinci yarısı, ekonomik iklim bakımından birinci yarıya göre çok daha zorlu geçmesi muhtemeldir.”
ANTALYA KÜÇÜLDÜ
Ülke ekonomisi ve tarımın Antalya’nın iş hayatına ve tarımsal faaliyetlerine yansımasının yıl başından bu yana ülke ortalamasının altında seyrettiğini, özellikle aylık ve 3’er aylık dönemlerde yayınlanan şirket, kredi, çek-senet ve ihracat gibi Antalya verilerinin ülke ortalamasından olumsuz yönde ayrıştığını kaydeden Çandır, Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin verilerin de benzer eğilimini koruduğunu söyledi. Çandır, “Buna göre, Antalya’da yıllık olarak kurulan şirket sayısında yüzde 27.2’lik azalışla ülkemiz ortalamasından yaklaşık iki kat fazla azalış olmuştur. Kapanan şirkette ise kentimizdeki durum yıllık yüzde 47.2 artış varken ülkemizde bunun yaklaşık yarısı kadar bir artış olmuştur. Protestolu senet tutarında kentimizdeki yıllık yüzde 3.26’lık artışa karşılık ülkemizde yüzde 1.73 artış olmuştur. Karşılıksız çek tutarında da kentimizdeki yüzde 3.71’lik artışa karşılık ülkemizde yüzde 2.25 artış olmuştur. Ticaretin öncü göstergelerinden olan ibrazında ödenen çekle işlem hacminde kentimizde yüzde 53 artışa karşılık ülkemizde yüzde 71’lik artış yaşanmıştır. Bu artışlar doğal olarak nominaldir. Yani reel değildir, enflasyonla karşılaştırıldığında ülke geneli için hafif bir reel büyüme söz konusu iken kentimiz için reel anlamda küçülme yaşanmıştır diyebiliriz. Benzer bir durum, kredi dünyasında uzun bir süredir yaşanmaktadır. Yani uzun bir süredir kredi büyümesi, enflasyonun altında seyretmektedir. Ortalama olarak kentimizdeki kredi büyümesi yıllık yüzde 38 civarında iken ülkemizde yüzde 51 civarındadır.”
URGE TİCARETİ ARTIRIYOR
Antalya Ticaret Borsası olarak tarımsal ihracat miktarı ve kalitesini artmak için çalıştıklarını söyleyen Başkan Çandır, bu kapsamda Ticaret Bakanlığı destekli Ur-Ge projelerini yürüttüklerini söyledi. Yaş meyve sebze ve kesme çiçek konulu Ur-Ge projelerinin başarılı bir şekilde devam ettiğini kaydeden Çandır, yaş meyve sebze ihracatını geliştirilmesi projesinde yer alan üyelerin Ağustos’ta Norveç ve İsveç’i ziyaret ettiğini, kesme çiçek sektöründeki üyelerin ise Birleşik Krallık’ta ziyaretler gerçekleştirdiğini söyledi. Çandır, “Her zaman söylediğim gibi, üyelerimizin bu önemli ziyaretler ve görüşmeler sonucunda elde ettikleri kazanımların, ticaret ve Ar-Ge faaliyetlerimize olumlu katkılarda bulunmasını diliyorum. Gerçekleştirdiğimiz faaliyetler ve projeler ile üyelerimizin ve sektörlerimizin küresel pazarlarda daha rekabetçi ve güçlü bir konumda olması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu fırsatla önümüzdeki günlerde hasadı başlayacak olan; kesme çiçek, yaş sebze, susam ve zeytin-zeytinyağı sektörlerimizde faaliyet gösteren tüm üreticilerimize, üyelerimize ve ticaret erbabımıza bereketli bir hasat ve bol kazançlı bir sezon diliyorum” diye konuştu.
BORSANIN ÇALIŞMALARI
Her yıl sezon öncesinde zeytin ve zeytinyağı konulu sektörel analiz toplantısı düzenlediklerini anımsatan Başkan Ali Çandır, üyelerin talebi üzerine bu yıl da toplantı düzenleyeceklerini kaydetti. Çandır, “Geçen yıl hastalıklar, zararlılar, bakım-budama eksiklikleri ve kurak iklim nedeniyle bir önceki yıla kıyasla yüzde 55 düşüşle 38 bin ton zeytin hasadı yapılmış ve 6 bin ton zeytinyağı elde edilmişti. Ancak bu yıl, rekoltede geçtiğimiz yıla oranla yüzde 45-50 civarında artış bekliyoruz. 55 bin ton zeytin hasadı ve yaklaşık 10 bin ton zeytinyağı elde etmeyi öngörüyoruz. Bu fırsatla tüm üyelerimize şimdiden verimli toplantılar diliyorum” dedi.
ATB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Bülbül, Yönetim Kurulu Üyeleri Cüneyt Doğan, Hüseyin Simav ve 5’inci Meslek Komitesi üyelerinden oluşan heyetin, Ankara Ticaret Borsası Kırmızı Et Borsası’na teknik inceleme ziyareti gerçekleştirdiğini kaydeden Çandır, “Ziyaret esnasında kırmızı et ticaretine ilişkin işlemler yerinde incelenmiş, tesisisin çalışmaları ve işleyişi hakkında detaylı bilgi alınmıştır. Ziyaretin heyetimiz açısından oldukça faydalı geçtiğini belirtmek isterim. Borsamız heyetine gösterdikleri misafirperverlik için Ankara Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yavuz nezdinde ekibine teşekkür ederim. Sektörlerinin gelişimi için emek sarf eden yönetim kurulu, meclis ve komite üyesi arkadaşlarımı da tebrik ediyorum. Her zaman vurguladığım gibi, meslek komitelerimiz çalışmalarımıza yön veren temel unsurlardır. Yönetim kurulu olarak, Borsamızın mutfağı olarak gördüğümüz meslek komiteleri toplantılarında gündeme gelen sorunların çözümüne yönelik çalışmaya ve takipçisi olmaya devam edeceğiz. Etkin çalışmalarını sürdüren tüm komitelerimize, siz değerli meclis üyelerimiz aracılığıyla bir kez daha teşekkür ederim” diye konuştu.
YÖREX DAVETİ
ATB öncülüğünde TOBB’un desteğiyle “Sizin Oraların Nesi Meşhur?” sloganıyla 09-13 Ekim tarihlerinde Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’i düzenleyeceklerini ve Anadolu’nun doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine yöresel ve coğrafi işaretli tüm zenginliklerimizi 13. kez bir araya getireceklerini belirten Başkan Çandır, “Tüm hemşerilerimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi, memleket hasreti çekenler ve kentimize gelen yerli ve yabancı misafirlerimizi, 10.00-20.30 saatleri arasında ANFAŞ Fuar alanında gerçekleşecek olan 13.YÖREX’e bekliyoruz” dedi.
Yorum Yazın