Saadet Partisi 81 ilde eş zamanlı basın açıklamaları ile 2025 için açıklanan 22 bin 104 liralık asgari ücreti protesto etti. Saadet Partisi (SP) Antalya Teşkilatı da il binasında gerçekleştirdiği basın toplantısı ile asgari ücrete tepki gösterdi. Antalya’daki açıklama İl Başkan Yardımcısı Abdulkadir Kayabaş tarafından yapıldı. Açıklamaya Açıklamada, makarna, yumurta ve tavuk döner fiyatlarına dikkat çekildi. Asgari ücretin sonundaki 4 liraya işaret eden Kayabaş, AK Parti döneminden önce 2002 yılında 4 lira ile 8 paket makarna veya 30 adet yumurta, 4 tane dürüm alınabilirken bugün çiklet dahi alınamadığını söyledi. Kayabaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul İl Başkanlığı döneminde yaptığı çay-simit hesabını hatırlatırken, partililerin elindeki “İlla çay – simit hesabı mı yapalım! Evin kirasını kim ödeyecek? Su faturasını kim ödeyecek? Elektrik faturasını kim ödeyecek? Çarşıya – pazara nasıl çıkılacak? Çoluğun çocuğun okul masraflarını kim ödeyecek? Bu iktidarın peşinden nasıl gideceksiniz?” yazılı dövizler dikkat çekti.
Emekçinin sesi yankılanıyor
“Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca emekçinin sesi yankılanıyor” diyerek “Geçinemiyoruz, insanca bir yaşam ve emeğimizin karşılığını alabileceğimiz bir düzen istiyoruz” ifadelerini kullanan Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Abdulkadir Kayabaş, “Bugün burada, halkımızı açlık sınırının da altına iten ve emekçiyi yok sayan politikalara karşı duruşumuzu göstermek için bir aradayız. Asgari değil, insani bir ücret talep ediyoruz. Milleti, emekçiyi ezmeyen bir politika talep ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Açlıkla mücadele daha da katmerli hale geldi
Enflasyonun yükünün yoksulun sırtına bindirildiğini söyleyen Kayabaş, “Açıklanan son asgari ücret rakamıyla, sermayenin dedikleri emir kabul edilmiş ve enflasyonun tüm yükü yoksulun sırtına bindirilmiştir. 2024 yılında milyonlarca emekli kardeşimizi sadaka parası bile denemeyecek bir ücretle açlığa mahkum eden iktidar, 2025 yılında yoksul kesimin açlıkla mücadelesini daha da katmerli hâle getirdi. Açıklanan asgari ücret Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) pembe enflasyonunun bile altında bir rakamdır. TÜİK'in bütün algı oyunlarına rağmen gösterilen yüzde 47'lik enflasyon oranı bile asgari ücretliye çok görüldü. Halbuki biz bu enflasyonun yüzde 80'lerde olduğunu biliyoruz. Biz ‘Yoksul kesimi enflasyona ezdirmeme’ sözünün tutulmadığını biliyoruz. Haftalarca masada oturup, bir çözüm için çalışmadığınızı biliyoruz” diye konuştu.“Artık sizin neyi bilmediğinizi de biliyoruz. Siz çarşı-pazarı bilmiyorsunuz. Sokağı bilmiyorsunuz, emekçiyi bilmiyorsunuz. Öyle görünüyor ki bir zamanlar hesabı yapılan, bir bardak çay ve simidin fiyatını bile bilmiyorsunuz” diyen Kayabaş, “Bu rakamı neye göre belirlediniz? Kimle belirlediniz?” sorularını yöneltti.
85 milyonun değil, Faiz lobilerinin rakamıdır
“Bu asgari ücret rakamı yoksul milyonların değil, rantçı azınlığın rakamıdır” diyen Kayabaş, şunları dile getirdi: “Tenceresi boş kalan annelerin değil, sofraları zengin olanların rakamıdır. Sabahın köründe işe giden işçinin değil, köşeyi kolay yoldan dönenlerin rakamıdır. Okuluna yırtık botla giden çocukların değil, makam aracı için kavga edenlerin rakamıdır. 85 milyonun değil, faiz lobilerinin rakamıdır. Bu rakam işçinin, işverenin değil, Hazine ve Maliye Bakanı’nın rakamıdır.”
4 Lira çiklet almıyor
Asgari ücretin sonundaki 4 liraya dikkat çekerek, “Bir zamanlar, henüz Türkiye’de AK Parti yokken bu 4 lira ile neler yapılabiliyordu?” diyen Kayabaş, eline aldığı 4 lirayı göstererek, “2002’de 4 lirayla şuradaki 8 paket makarna alınabiliyordu. 2002’de 4 liraya şuradaki 30 adet yumurta alınabiliyordu. 2002’de 4 liraya 4 tane dürüm alınarak 4 kişi karnını doyurabiliyordu. Bugün elimdeki şu 4 lirayla, şuradaki bir çiklet dahi alınamıyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın sözlerini hatırlattı
“Hatırlayacaksınız yıllar önce Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz İstanbul İl Başkanıyken asgari ücretin yetersizliği için simit-çay hesabı yaptıktan sonra şunları demişti. ‘Evin kirasını kim ödeyecek? Elektrik parasını kim ödeyecek? Su parasını kim ödeyecek? Çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak?’” diyen Kayabaş, “Bu ücretle evin kirası nasıl ödenir? Bu ücretle Elektrik parası nasıl ödenir? Bu ücretle çoluk çocuğun okul masrafı nasıl ödenir? Çarşıya, pazara nasıl çıkılır?” diye sordu.
Asgari ücretle veya biraz üstüne çalışan yaklaşık 8,5 milyon emekçi ve ailesinin kabul etmeyeceği yeni asgari ücreti kendilerinin de kabul etmediğini söyleyen Kayabaş, şunları ifade etti:“Çünkü bu rakam zulümdür. Emeğe, emekçiye, alın terine zulümdür. Kiraların yüzde 60, pazar fiyatlarının yüzde 100 arttığı bir ortamda çalışana yüzde 30 zam bırakın vermeyi teklif dahi edilmemeli. Milletimiz adına buradan haykırıyoruz; bu yanlıştan dönün. Kuru soğana muhtaç ettiğiniz, soğuk evlerinde kombi açamaz duruma düşürdüğünüz, çocuğunun beslenme çantasına ekmekten başka bir şey koyamayan on milyonlarca insanın gözyaşları sizi boğmadan bu yanlıştan dönün. Talebimiz açık. Bizler asgari ücret değil, insani ücret talep ediyoruz. Bunun gerçekleşmesi için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da canla, başla aziz milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz.”
4 lirayı bakanlığa gönderecekler
Konuşmasının sonunda elindeki 4 lirayı PTT’ye giderek Hazine ve Maliye Bakanlığına göndereceklerini bildiren Kayabaş, "Çiklet dahi alamadığımız bu 4 lirayı Hazine ve Maliye Bakanlığına göndereceğiz. Belki bu 4 lira, bir sonraki çay-simit hesabında kullanılır” dedi.
Yorum Yazın