Her yıl nisan ayının ikinci haftasında kalp ve damar hastalıklarına dikkati çekmek için düzenlenen “Kalp Sağlığı Haftası” nedeniyle açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hüseyin Okutan, kalp-damar hastalıklarının sebepleri hakkında açıklamalarda bulunarak, “İlk risk faktörü genetik nedenlerdir. Ailede kalp-damar hastalığı varsa, bu hastalığa yakalanma riski artmaktadır. İkinci faktör cinsiyet. Erkeklerde daha çok görülmekte ancak menopoza kadar şanslı olan kadın cinsiyeti menopozdan sonra kalp-damar hastalığı görülme oranları artmaktadır. Değiştirilemeyen üçüncü risk faktörü ise; yaşın ilerlemesidir. Yaş arttıkça kalp-damar hastalıkları görülme oranları da artmaktadır” dedi.
“YÜKSEK TANSİYON VE ŞEKER GÖRÜLME SIKLIĞINI ARTTIRIYOR”
Kalp-damar hastaları için değiştirilebilir risk faktörlerinin de var olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hüseyin Okutan, “Değiştirilebilir risk faktörlerinin başında sigara ve her türlü tütün kullanımı gelmektedir. Yine kan kolesterol düzeylerinin yüksekliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık, hareketsiz yaşam tarzı, stres ve kişilik özellikleri de kalp-damar hastalıklarının görülme sıklığını arttırmaktadır. Bu hastalıkların tanı ve tedavisi önemli bir ekonomik yük oluşturmaktadır. Ülkemizde de en önemli ölüm nedeni olan kalp-damar hastalıklarıyla ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi için her yıl Nisan ayının ikinci haftası, Kalp Sağlığı Haftası’dır” ifadelerini kullandı.
“TETKİKLERİN YAPILMASI MEVCUT HASTALIĞI, YIKICI BİR HASAR VERMEDEN TANINMASINA SEBEP OLABİLİR”
Kalp Sağlığı Haftası’nın kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacını içerdiğini belirten Prof. Dr. Okutan, “Bu öldürücü hastalık konusunda bilgilendirmek ve risk faktörlerinin bilinmesini sağlamak önemli bir nokta. Bireysel olarak riskli grupta yer alan insanların, hastalık başlamadan bu konuyla ilgili tanı ve tedavilere ulaşmasını ve bu konuda bir toplumsal bilinç oluşmasını sağlamalıyız. Kişisel olarak; “Ben de kalp-damar hastalığı olabilir mi?” sorusunu sormak ve risk faktörlerden ne kadar çoğunu taşıyorsak bunla ilgili doktora başvurmak önemlidir. Tetkiklerin yapılması, mevcut hastalığı yıkıcı bir hasar vermeden tanınmasına sebep olabilir” dedi.
KALP SAĞLIĞI İÇİN AKDENİZ TİPİ BESLENME
Kalp hastalıklarının görülme sıklığını düşürmek için sigara kullanımının bırakılmasını ve ideal kiloda olunmasını öneren Prof. Dr. Okutan, “Özellikle orta yaş ve üstündeki kişilere Akdeniz tipi beslenme önerilmektedir. Kırmızı etin haftada bir defa, balığın da menüde mutlaka bulunduğu bir diyet seçilmelidir. Kalp dostu beslenme de temel yağ, zeytinyağıdır. Yağ tüketiminin en az %80’i zeytinyağı olmalıdır. Kalan %20 tereyağı olarak kullanılabilir. Tam tahıl ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak, kalp dostu beslenme de önemlidir. Baklagiller menüde mutlaka bulunmalıdır. Mevsiminde sebze ve pozisyonuna dikkat ederek meyve, Akdeniz tipi beslenmeyi oluşturur” ifadelerini kullandı.
“KİŞİSEL SPOR, KİŞİSEL GİYSİ GİBİDİR”
Kalp sağlığını korumak için spor önerilerinde de bulunan Prof. Dr. Hüseyin Okutan şöyle devam etti: “Kişisel spor, kişisel giysi gibidir. Nasıl herkesin giysisi birbirine uymuyorsa, sporu da kendine özel olmalıdır. Spordan önce mutlaka kalp-damar muayenesi ve kan tetkikleri yapılmalı, bir kalp-damar hastalığı olup olmadığı anlaşılmalıdır. Hasta, yaşına ve klinik durumuna göre bir spor seçmelidir. Orta yaş üzerinde yarışmalı sporlar yerine, düzenli yürüyüş, yüzme, bisiklete binme ve kondisyonu arttırıcı sporlar seçilmelidir. Kalp hastalıkları faktörleriyle ilgili risk faktörlerinin gözden geçirilmesi ve beslenme spor yaşam tarzıyla ilgili değişikliklerin yapılması; kalp-damar hastalıklarının görülme sıklığını azaltacaktır.”
Yorum Yazın