Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından kabul edilen 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü ile toplumda ruh sağlığının ve ruhsal bozuklukların farkındalığının artırılması amaçlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 15 – 29 yaş arasında intiharın ölüm nedeni olarak dördüncü sırada yer aldığını belirten Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Uzman Doktor Psikiyatrist Huzeyfe Barham: “Her yıl Hiroşima ve Nagasaki Nükleer saldırılarında kaybedilen kişi sayısının 4 katı depresyona bağlı intiharlar gerçekleşiyor. Şiddetli zihinsel sağlık sorunları insanların 20 yıl daha erken ölmesine neden oluyor” diyor.
Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından kabul edilen 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü ile toplumda ruh sağlığının ve ruhsal bozuklukların farkındalığının artırılması amaçlanıyor. Ruhsal bozukluk belirtilerinin herkeste olabileceğini, kişinin davranışları, duygu durumu ve içsel huzuru hakkında şikayet olduğunda veya normal halinden çok farklı tavırlar sergilediğinde ruhsal bozukluktan şüphelenilebileceğini fakat bu belirtilerin genel ruhsal dengeyi bozmadığı durumlarda ruhsal bozukluktan bahsedilemeyeceğini belirten Uzm. Dr. Psikiyatrist Huzeyfe Barham: “Pandeminin, gelecekle ilgili endişelerin ve günlük rutinin yarattığı kaygı herkeste olabilir. Eğer bu durum kişinin zihnini tamamen meşgul etmiyorsa, işlevselliğini ve genel iyilik halini bozmuyorsa ruhsal bir bozukluktan bahsedemeyiz” diyor. Hatta olumsuz görünen bir belirtinin işlevselliğe sahip olabileceğini belirten Barham şöyle devam ediyor: “Örneğin düzenli ders çalışmayan bir öğrenci sınav yaklaşırken yaşadığı kaygı güdümüyle eksiklerini kısmen veya tamamen telafi edebilir. Aldatan bir eş suçluluk duygusu sayesinde aynı hatayı tekrar yapmayabilir ya da bir durumdan veya bir nesneden korkup kaçmak hayatta kalmamıza sebep olabilir.”
İYİLİK HALİNİN KORUNMASI ÖNEMLİ
Ruhsal olarak sağlıklı insanın iyi ilişkiler kurma ve kişilerarası uyum sağlama yetisine sahip olarak tanımlandığını belirten Psikiyatrist Huzeyfe Barham: “Bir kişi kendisi veya çevresi ile çatışmalar yaşıyorsa ruhsal destek görmesi gerekir. Kişilerarası ilişkilerde en önemli şeylerden biri iyilik halinin korunması, ilişkilerin ruhsal destek için kaynak oluşturmasıdır. Subjektif ve objektif öz yeterliliğin, bilişsel ve duygusal fonksiyonların bozulduğu durumlarda ruhsal bozukluktan bahsetmemiz mümkündür” diyor.
KÜLTÜREL FAALİYETLER RUHA İYİ GELİR
Son dönemde gündemde olan Belçika’da ruh sağlığı için doktor reçetelerine müze ziyareti eklenmesi konusunda kültürel faaliyetlerin insan ruhuna iyi geldiğini belirten Psikiyatrist Huzeyfe Barham: “Teknolojinin yarattığı tembellikle ve hızın yarattığı boş zaman ve boşluk hissi ile mücadele etmemiz gerekiyor. İnsanın ufkunu ve zihnini açan her türlü etkinlik ruha iyi gelecektir. Bir caminin taşına dokunduğunuzda ve bu taşı koyan ustanın elini hissettiğinizde veya bir antik tiyatroyu ziyaret ettiğinizde sizden binlerce yıl önce o sahnede durup konuşan veya bir oyunu canlandıran insanları hayal ettiğinizde anda kalmanın ve insanlığın kadim tarihiyle bütünleşmenin verdiği huzur ve güvende olma hissi ruhunuza iyi gelecektir” diyor.
RUH SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN 5 ÖNERİ
Ruh ve bedenin bir bütün olduğunu ve ikisine de iyi bakmanın önemli olduğunu belirten Psikiyatrist Huzeyfe Barham ruh sağlığına iyi gelebilecek önerilerini şöyle sıralıyor:
· Kalbinizi ve bedeninizi dinleyin. Ruh ve beden bir bütündür. İkisine iyi bakın. İyi besleyin, dinlendirin ama tembel olmayın. İkisi de akü gibi çalıştıkça, hareket ettikçe şarj olur durdukça tükenir ve bozulur. Sedanter yaşam tarzı yerine hoşunuza giden spor ve bedensel aktiviteleri yapmayı önemseyin. Boş kalmayın. Boşluk ruhun düştüğü derin bir çukurdur.
· Hayatınızı başkalarının istediği şekilde değil sizin değerlerinize ve vicdanınıza uygun şekilde yaşayın. Bencil olmayın ama önce kendinizi düşünün. Kendinize faydanız olursa ancak başkalarına faydalı olabilirsiniz.
· Yatırım yapacağınız zaman sadece arsa gelmesin aklınıza. Sizi en çok mutlu edecek şeylerden biri iyi kollayıcı ve içten ilişkilerdir. İlişkilerinize yatırım yapın. İlişkilerinize önem vermek ve ilişkilerinizi ihtiyaç odaklı kurmamak, ruhsal dayanıklılığınızı güçlendirir. İlişkiler ağaçlar gibidir, emek verirseniz mutlaka ya meyve verir ya çevreyi güzelleştirir. Zor zamanlarda gölgesinde rahat nefes aldırır.
· Hayat bir oyun gibidir. Herkes, önce davrananların koyduğu kurallara uyarken kendini bulur. İlişkilerinizde ve işlerinizde reaktif davranmayın. Aktif olmaya çalışın. Oyun kurallarının hep başkaları tarafından belirlendiğini fark ettiğinizde durup düşünmeniz gerekir.
· Almak temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için önemlidir ancak verebilmek ve katkı sağlayabilmek kendimizi gerçekleştirme ihtiyacımız için önemlidir. Bir ilişkide veya işte mütekabiliyet şarttır. Kurtarıcı veya kahraman rolü oynamadan içinizden geldiğince verici olun.
RUH SAĞLIĞINIZI KORUMAK İÇİN BUNLARDAN UZAK DURUN
Ruh sağlığına iyi gelecek şeyleri yapmak dışında ruh sağlığımızı korumak için nelerden uzak durmamız gerektiğini belirten Psikiyatrist Huzeyfe Barham şu önerilerde bulunuyor:
· Bağımlı olmaktan uzak durun. Hiç kimseye bir kişiden veya bir şeyden vazgeçemeyeceğinizi fark ettirmeyin. Vazgeçemediğiniz şeyin ve kişinin bağımlısı olabilirsiniz. Her şey yararlı olmadığı gibi herkes beklediğiniz gibi iyi niyetli olmayabilir. Bu yüzden vazgeçemeyeceğiniz şeyleri denemeyin. Vazgeçemediğiniz ilişkilere girmemeye çalışın.
· Kaldıramayacağınız yükleri yüklenmeyin. Herkesin kaldıracağı yük farklıdır. Biri 100 kilo kaldırınca güçlenir bir diğerinde aynı yükü kaldırınca bel fıtığı oluşur. Eğitim alanınızı, mesleğinizi ve işinizi seçerken kaldıramayacağınız ruhsal yükü kaldırmaya çalışmayın. Stres az olunca geliştirici fazla olunca yıpratıcı olur. Orta zorluktaki görevleri tercih ederek gelişmeyi hedefleyin.
· İşlerinizi iyi yapın ama her şeyi mükemmel yapmaya çalışmayın. Gerçekçi beklentiler oluşturmak ve başarısızlığı kabul etmek başarmanın sırrı olabilir. Düşmeyi kabul edemeyen kalkmak için enerji bulamaz. Başarısızlığı kabul eden kişi ilk denemelerde başaramasa da elbet bir gün başarıyı yakalayabilir.
· Başkalarının seçimlerine göre yaşamaktan uzak durun. Bir şeyi seçerken geri kalan bütün seçeneklerden vazgeçtiğinizi bilin. Bir eş seçerken milyarlarca kişiden, bir iş seçerken yüzlerce meslekten vazgeçtiğinizi fark edin. Pişman olacağınız kararları almayın.
Yorum Yazın