Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ersan Bilgin, basın toplantısı düzenleyerek projelerini açıkladı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şehir merkezindeki bir esnaf lokantasında gerçekleştirilen buluşmaya SP Genel İdare Kurulu Üyesi Galip Akın, Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, İl İdare Kurulu Üyesi ve Karargah Başkanı Hasan Güldal, İl Müfettişi Ahmet Tekin, Yönetim Kurulu Üyeleri ve ilçe belediye başkan adayları katıldı. İşin uzmanlarıyla Antalya’nın 100 yıllık kent planını yapacaklarını bildiren SP adayı Bilgin, seçim reklamlarına büyük bütçeler ayıran adaylara da “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” sorusunu yöneltti.
31 Mart yerel seçimlerinin her açıdan önemli olduğunu belirten Bilgin, “Ülkemiz ve dünyamız çok büyük badireli bir dönemden geçiyor. Bölgemiz ne yazık ki bir ateş çemberi içinde. Ekonomik ve sosyal olarak durumumuz maalesef hiç de iç açıcı değil. Bugüne kadar uygulanan yanlış politikalardan dolayı adaletten eğitime, ekonomiden dış politikaya varıncaya kadar tüm sahalarda büyük problemler yaşanmakta. Kamu kaynaklarının savurgan bir şekilde israf edildiği, milletimizin ekonomik olarak kan ağladığı, bireyin ve aile kurumunun çokça örselendiği, Filistin, Gazze’de aylardır Siyonist İsrail tarafından kardeşlerimizin büyük bir zulme uğradığı bir zaman diliminde yerel seçimlere gidiyoruz” diye konuştu.
Saadet Partisi’nin geçmiş 50 yıllık tarihinde hizmet destanı yazarak özellikle 1989-2004 yılları arasındaki 15 yılda hizmette devrim yapılarak Milli Görüş Belediyeciliği’nin marka olduğunu söyleyen Bilgin, “Milli Görüş Belediyeciliği ülkemiz insanının takdirini kazandı. Onun için biz de bu seçimlerde bir kez daha ‘Haydi Şimdi Milli Görüş Belediyeciliği’ diyoruz. Milli Görüş Belediyeciliği’nde, her şeyden önce Hakkı üstün tutmak, insana büyük önem vermek, herkese adil ve eşit davranmak, partizanlık yapmamak, ibadet aşkıyla çalışmak, çevre ve insanla barışık bir anlayış esastır. Borçla ve kredi ile değil öz kaynaklarla kalkınma, rüşvet, yolsuzluğu, adam kayırmacılığı, partizanlığı ve gereksiz harcamaları önleme, belediye hizmetlerini vatandaşın ayağına götürme, çevreyi ve doğayı koruma, halk meclisleri, şeffaflık, gece gündüz etkin ve aktif belediyecilik temel prensiplerimizdendir. Biz Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bu esaslar ve değerlerle talibiz. Antalya’mızın denizi, ovaları, yaylaları, tarihi eserleri milli servettir. Çiftçilerimizin emeği, alın teri, tarlaları, seraları, millete güven, devlete kudrettir. Bu kıymetlerimizi yetim malını korur gibi korumak, halkımıza gerçek manada hizmetler yapabilmek için bu göreve kolları sıvadık. Vatandaşlarımızın desteğinin ve duasının bizimle olacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Vatandaşları yeniden Milli Görüş Belediyeciliğiyle buluşturmak istediklerini kaydeden Bilgin, milli görüşçü kadroların çalışma esaslarına dikkat çekerek, geçmişteki milli görüş belediyeciliğinden örnekler verdi.
Antalya’nın, kentte yaşayanlar için bir çile şehri haline geldiğini belirten Bilgin, “Ne yazık ki, trafiğin berbat, suyun kirli, yolların bozuk, hayatın pahalı, kiraların yüksek, imkânların düşük, fırsatların yok olduğu bir şehir halinde. Antalya’mız turizm gelirleriyle, tarım ürünleriyle ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Hemşerilerimiz ise işsizlikle, düşük gelirle gün ve umut tüketiyor. Trafik, günün her saatinde yoğun ve şehrin her noktasında sorun. ‘Dünya kenti Antalya’ diyoruz ama kesintisiz bisiklet yolu göremiyoruz” açıklamasında bulundu.
Göreve geldiklerinde Antalya için çok çalışacaklarını kaydeden Bilgin, şunları ifade etti:
“Biz iş başına geldiğimizde her şey Antalya için ve halkımızın menfaatine olacak. Antalya’mıza 30 değil, işin uzmanlarıyla 100 yıllık kent planını yapacağız. Antalya’da belediyemizi vatandaşlarımızın katılımı ile güçlendireceğiz. Katılımcı demokrasi uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Kent Konseylerinin ve meclislerinin daha verimli çalışmaları için gerekli tedbirleri alacağız. Oda, sektör temsilcilerine, muhtarlarımıza ek olarak doğrudan vatandaşların katılımını sağlayacak, ‘Vatandaş ve Mahalle Meclisleri’ ihdas ederek halkın yönetime katılmasını teşvik edileceğiz. Bizim dönemimizde yerel kaynaklar üretime yönlendirilerek, il, ilçe ve mahallelerde istihdamın geliştirilmesi, yerelden kalkınma ve sosyal refahın artırılması sağlanacak.”
Nüfusu 3 milyona yaklaşan ve Türkiye’nin beşinci büyük şehri olan Antalya’nın 2024 yılı bütçesinin 16 milyar lira olduğuna dikkat çekerek, bu bütçenin faiz ödemelerine 5 gün için ayrılan para kadar olduğuna işaret eden Bilgin, “Gider 16 milyar lira, gelir ise 14 milyar lira. 2 milyar lira açığın 500 milyon lirası İller Bankası’ndan, 1,5 milyar lirasını da diğer bankalardan borçlanarak kapatmak hedefleniyor. 2024 bütçesinden ödenecek faiz miktarı 262 milyon lira. Tablo ortada. Hak ettiğin yaşam bu değil, Başka bir Antalya mümkün” dedi.
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkı ilkesine dayalı olarak çevreci, doğal dengeyi koruyan, iklim dostu belediye çalışmalarına ağırlık vereceklerini ifade eden Bilgin, diğer yapmak istediklerini ise şöyle sıraladı:
“Sahillerimizi gerçek manada halkımıza açacağız. Antalya’ya gelen turistleri kente kazandıracağız. Esnafımızın yüzünü güldüreceğiz. Kış ve kayak turizminin canlanması için çalışacağız. Yağmur yağarken sel korkusunu biz bitireceğiz. İşe veya okula gelip giderken trafik yoğunluğu kaygısına biz son vereceğiz. Karacaören Barajı’nın suyunu sulama suyu olarak şehrimizin hizmetine sunacağız. Manavgat’ın suyu, içme suyu olarak Antalya’mıza gelecek. Gençlerimizi fikir, hedef ve iş sahibi yapacak imkân ve fırsatları hayata geçireceğiz. Sadece gençlere odaklanan bir hizmet birimi oluşturacağız. Toplu taşıma konusunda çeşitliliği sağlayacak, tüm öğrencilere ulaşımı ücretsiz yapacağız. Ulaşımın aile bütçelerine etkisini azaltacağız. İstihdam artıran, alın terine ve helal ekmeğe katkı sağlayan fabrikaların, tesislerin açılışına destek vereceğiz. Engelli vatandaşlarımıza dönük hizmetleri artıracağız. Engelli hemşerilerimizin temsil ve karar mekanizmalarında etkin olmasını sağlayacağız. Hasta ve yaşlılara dönük evde bakım, toplumsal hayata katılım hizmetlerini genişleteceğiz.”
Sorun siyaseti değil halk için çözüm siyaseti yaptıklarını vurgulayan Bilgin, “Daha nice güzel ve faydalı projelerle hizmete hazırız. Saadet Partisi olarak bizim en büyük projemiz uygulamacı ve icraatçı olmamız. Antalya Büyükşehirde ve 19 ilçede hemşerilerimize sözüne sadık, işine vakıf yöneticiler vaat ediyoruz. Antalya’mızın kapasitesini harekete geçirmeye, potansiyelini büyütmeye söz veriyoruz. Çocukların neşeli olduğu, kendini bulduğu bir şehir sözü veriyoruz. Gençlerin güven duyduğu, iş bulduğu, umutlu olduğu Antalya diyoruz. Kadınlara önem ve değer veren hizmetlerin sunulduğu belediye sözü veriyoruz. Herkesin mutlu olduğu bir Antalya mümkün” diye konuştu.
Saadet Partisi’nin yapacaklarının seçim beyannamesinde ve hazırlanan broşürlerde olduğuna dikkat çekerek manifesto hazırladıklarına işaret eden Bilgin, tüm belediye başkan adaylarının belediyecilik, nasıl hizmet edilir, seçmenle iletişim, milletin malı nasıl korunur? gibi konularda eğitildiğini bildirdi.
Genel merkez tarafından Antalya’nın problemleriyle ilgili 1 milyon kişiye mesaj gönderilerek çalışma yapıldığını bildiren Bilgin, “Bu çalışmada herhangi bir parti ifade edilmeden yapıldı. 1 milyon kişiden 10 bine yakını geri dönüş yaparak şıklı ve açık uçlu sorularımıza cevap verdi. Kent analizi çalışmamızı yaptık. Çıkan sonuca göre Türkiye genelinde halkın yüzde 40’ı belediye hizmetlerinden memnun değil. Antalya’da da buna benzer bir tablo var. ‘Mahallenizin en önemli sorunları nelerdir?’ diye sorulduğunda altyapı sorunları birinci, çevre kirliliği ikinci, ulaşım üçüncü sırada yer alıyor. İlçenin en önemli sorunu sorulduğunda ise, altyapı, ulaşım ve çevre kirliliği olarak sıralanıyor. ‘Belediye başkanı olsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu?’ diye sorulduğunda vatandaşımızın cevabı, ‘Altyapı ile ilgili sorunları çözerdim. Belediye hizmetlerinden memnuniyeti artırırdım. Kentsel dönüşüm ve imarla ilgili sorunları çözerdim. Sosyal ve kültürel faaliyetleri artırırdım. Ulaşımla ilgili sorunları çözerdim. Halkla iç içe olurdum’ şeklinde sıralanıyor.
Adayların belediye başkanı seçildiğinde alacağı maaştan fazla seçim harcaması yapmasına da tepki gösteren Bilgin, “Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Bilboardlar, megalightlar, pankartlar devasa bütçelerle yapılacak şeyler. Bu bütçe nereden geliyor? Biz bugünkü gücümüzün çok daha üstünde bile olsak böyle bir israfa, savurganlığa baş vurmayız. Bunlar memleketin malı, yetimin hakkıdır. Ne kadar harcandığıyla ilgili rakamları bizler duyuyoruz. Bunları halkımızın takdirine bırakıyoruz” açıklamasında bulundu.
Yorum Yazın