Vekillere ÖMK mektubu
EĞİTİMTürk Eğitim-Sen, yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlenmesinin kamuoyuna duyurulmasına, TBMM gündemine getirilmesine kısa bir süre kala, milletvekillerine bir mektup göndererek, kanunla ilgili öğretmenlerimizin beklenti ve taleplerini bir kez daha dile getirdi.
Antalya’dan, Yeşil Sol Parti milletvekili hariç diğer 16 milletvekiline mektuplar Güllük PTT’den gönderildi. Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, kanunda beklentileri karşılayacak düzenlemelere yer verilmesi gerektiğini vurguladı.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun(ÖMK) öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıran ve mesleğin statüsünü sağlam bir zemine kavuşturacak şekilde düzenlenmesinin mesleki açıdan bir gereklilik olduğunun altını çizen Öztürk, “Bu kapsamda, tüm öğretmenlerin sadece kadrolu istihdam edilmesi, öğretmen atamalarının mülakat olmadan ve KPSS başarısı esas alınarak yapılması, kariyer basamaklarının sınav yerine hizmet yılı esasına göre belirlenmesi, mazeret tayinleri başta olmak üzere, tayinlerde yaşanan problemleri giderecek nakil sistemi kurulması, liyakati esas alan ve adalet zemininde yürüyen yönetici atama sisteminin yasal zeminde ihdas edilmesi, öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimleri için gerekli tedbir ve teşviklerin hayata geçirilmesi son derece önem arz etmekte” açıklamasında bulundu.
“BEKLENTİLERİ KARŞILAYACAK DÜZÜNLEMELERE YER VERİLMELİ”
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak düzenlemelere yer verilmesinin gerekliliğine dikkat çeken Öztürk, şöyle konuştu:
“Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenebilmesi için, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda mutlaka cezaların artırılmasına, şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasına, özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmasına yönelik düzenlemeler yapılmalı. Öğretmenlik mesleğine yönelik genel kaygılar ortadan kaldırılmalı, buna ek olarak maaş ve özlük hakları günümüz ekonomik koşullarına ve öğretmenlik mesleğinin itibarına uygun şekilde belirlenmeli. Türkiye’de öğretmen istihdamı ile ilgili ihtiyaç analizi yapılmalı.
Bu konuda MEB ve YÖK koordineli bir şekilde süreci yürütmeli eğitim fakültelerinin sayısı ve kontenjanları buna göre belirlenmeli. Sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı ve tüm öğretmenlerin kadrolu şekilde istihdam edilmesi sağlanmalı. Öğretmen liseleri tekrar hayata geçirilmeli. Zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenler ekonomik ve özlük hakları açısından teşvik edilmeli. Zorunlu hizmet alanlarında görev yapan eğitim çalışanlarına 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde vaat edildiği üzere teşvik ödeneği ödenmeli. Öğrenim özrü, kendi alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans ve doktora öğrenimine devam edenler için geri getirilmeli. Özellikle eş durumu atamalarında anayasanın koruması altında olan aile bütünlüğünün sağlanması açısından toplumu oluşturan ailenin bir arada tutulması zamana ve şarta bağlanmamalı, özür grubu atamalarında kolaylık sağlanmalı.”
“ÖĞRETMEN KARİYER BASAMAKLARI SİSTEMİ SINAVSIZ OLMALI”
“Liyakati esas alan yazılı sınav esasına dayalı yönetici atama sistemi kurulmalı. Sınavla öğrenci kabul eden okullara yönetici ve öğretmenler de yazılı sınavla alınmalı” diyen Öztürk, diğer talepleri şöyle sıraladı:
“Eğitim kurumu yöneticilerine; yönetici olarak il dışı tayin hakkı verilmeli. Eğitim kurumu müdürlüğü ikinci görev kapsamından çıkarılarak asli görev haline getirilmeli. Doğal afet durumlarında afete maruz kalan bölgelerdeki öğretmenlere teşvik edici tedbirler alınmalı. Her yıl öğretmen atamaları standart bir takvim doğrultusunda gerçekleştirilmeli ve 1 Eylül’de göreve başlayacak şekilde düzenlenmeli. Öğretmen kariyer basamakları sistemi sınavsız olmalı. Mesleki kıdemi 5 yıl olan öğretmenlere Uzman, 5 yılını tamamlamış Uzman Öğretmenlere de Başöğretmen unvanı verilmeli. Yüksek lisans ve doktora öğrenimi bu sürelerden düşülmeli. Hiçbir öğretmen Başöğretmen unvanı almadan emekli olmamalı. Mesleki kıdemi 20 yıl ve daha fazla olan öğretmenlerin uzman öğretmenlikte bekleme süresi kaldırılmalı, Başöğretmen unvanı verilmeli ve tazminatı ödenmeli. Öğretmenlik kariyer basamakları sisteminin getirmiş olduğu mali haklar emeklilik sistemine de yansıtılmalı. GİH sınıfında görev yapan yöneticilere görev ve sorumlulukları gereği, ücret dengesizliğini önlemek için, kıdemlerine bağlı olarak uzman öğretmen ve başöğretmen tazminatları yansıtılmalı.”
“ÇALIŞANLARIN MOBBİNGE MARUZ KALMAMASI İÇİN DÜZENLEMELER YAPILMALI”
Kanunda çalışanların mobbinge maruz kalmaması için de düzenlemelerin yer alması gerektiğine işaret eden Öztürk, taleplerini şöyle tamamladı:
“Ücretli öğretmenlik, özel öğretim kurumlarında geçen süreler, PİKTES kapsamında görev yapılan süreler, uzman ve başöğretmenlik için gerekli kıdem hesabında sayılmalı. Kariyer basamaklarında ilerlemek için, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olma şartı kaldırılmalı, eğitim programı ve asgari çalışmaları tamamlama zorunluluğuna yer verilmemeli. Eğitim kurumu çalışanlarının mobbinge maruz kalmaması için bu hususta düzenlemeler yapılmalı. Başarıyı esas alan, objektif kriterlere dayalı ödül sistemi getirilmeli. Mesleki ve kişisel gelişimlerine destek olmak amacıyla, hizmet içi eğitim fırsatından her öğretmen faydalanmalı. Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına bir asgari ücret tutarında ödenmeli. MEB Yönetici Akademisi kurulmalı, eğitim kurumları müdürleri EKYS sonrası burada yetiştirilmeli. Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saati 15 saat olmalı.”
MEKTUBUN SONUNDA TEŞEKKÜR EDİLDİ
Türk Eğitim Sen’in milletvekillerine gönderdiği mektupta taleplerin sıralanmasının ardından, “Öğretmenlerimizin talep ve beklentilerinin kanun düzenlemesinde yer alması hususunda hassasiyet ve destekleriniz için şimdiden tüm meslektaşlarımız adına teşekkür ediyoruz” denildi.
İlginizi Çekebilir