© Adalya Medya 2021

‘Parçacıl plan değişikliğine hayır’

Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, Antalya’daki Parçacıl, noktasal, parsel ve şahıslara özel yapılan imar plan değişikliklerinden vazgeçilerek, kent bütününde planlama kurallarının oluşturulması gerektiğini belirterek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere Antalya’daki belediyeleri ve belediye meclis üyelerini göreve çağırdı.

Antalya’da yapılan planlamalara yönelik Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu’nun gelişmeleri yakından takip ettiğini ve kentin geleceğine sahip çıktığını belirten Şehir Plancıları Odası  Şube Başkanı Funda Yörük, önemli mesajlar verdi. Yörük açıklamasında şu ifadelerde bulundu: “Kent merkezindeki yalnızca bazı parsel ve alanlar için, yüksek duyarlılığa sahip çeşitli sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının açıklamaları ile konulara yaklaşım hassasiyetlerini takdir ediyor ve destekliyoruz. Bununla birlikte, kent bütününü etkileyecek konularda, meslek odamızın geçmişte ve günümüzdeki dik duruşu örnek alındığında, diğer meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının da aynı sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, yalnızca parsel ve noktasal alan bazlı hassasiyetin değil, bu hassasiyetlerin kent bütününe de yansıtılmasının gerektiği açıktır. Bu bağlamda, kentin genel çıkarları doğrultusunda şovenist açıklamalardan kaçınılarak kent için en iyi çözümün bulunması adına tüm paydaşların sağduyulu ve uyum içinde çalışması, yalnızca kentimizin geleceğini değil, tüm toplumun ortak yararını da koruyacak olup ilgililerin kent bütününü gözeterek bütüncül bir bakış açısı geliştirmelerini temenni ediyoruz.

Yoğun kentleşme baskısı altındaki Antalya ilimizde, özellikle son dönemlerde gündeme getirilen parçacıl plan değişikliklerine ilişkin konularda; yasal, kamusal, sosyal, ekonomik ve çevresel dengeler açısından teknik incelemeler meslek odamızca yapılarak gerektiğinde kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Odamız ilkeleri doğrultusunda kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmek, aydınlatmak ve yetkililere çağrı yapmak için bu açıklamanın düzenlenmesi hasıl olmuştur.

  1. Ülkemizde bölge ve imar planlarının hazırlanması, onaylanması ve denetlenmesi sürecinde meslektaşlarımızın da içinde bulunduğu bakanlıklar, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri, il özel idareler, ilçe belediyeleri ve TMMOB Şehir Plancıları Odamız asil yetkilidir
  2. İmar planları, 3194 sayılı İmar Kanunu, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Hakkında Yönetmelik ve diğer mevzuatlar ile düzenlenerek denetlenmektedir.
  3. İmar planları ile plan değişikliklerinin, maksadı ne olursa olsun kamu yararı gözetilerek, topluma ve halka hizmet bilinciyle oluşturulması ve bütüncül olması gerektiği kuşkusuzdur.
  4. İmar planlarının, ilgili kurum görüşleri doğrultusunda plan nüfusuna karşılık mevzuatta belirtilen standartlara göre ihtiyaç duyulan kamusal donatı, sosyal ve teknik altyapı alanlarını sağlaması gerekmektedir. Nüfus artışı oluşturacak plan değişikliklerinde ise inşaat alanlarında yapılan artışın karşılığı olan rantın tamamına yakın bedelinin kamu yararı ve mevzuatların gerektirdiği şekilde kamuya aktarılması ve buna ek olarak, artan nüfusa denk gelen sosyal donatı ve teknik altyapı alanlarının kamuya terkinin de sağlanması gerekmektedir.
  5. İmar Planlarının üst ölçeklere uyumluluğu, kademeli birlikteliği, vizyona göre oluşturulmuş mekânsal bir kurgu düzeni içerisinde bütüncül ölçekte tüm analiz ve etki değerlendirmeleri düşünülerek yapılması, optimum düzeyde kamusal fayda sağlayacaktır.
  6. Dünyadaki benzer kentlerde de görüldüğü üzere, Antalya kent merkezi çeperinin koruma ve tarım alanları ile çevrelenmiş olması sebebiyle, bu alanların planlanması ve arsa üretimi yapılması yerine, kent merkezlerinin dönüştürülmesi/yenilenmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde merkezi alanlar rehabilite edilerek, imar planı olmasına rağmen yıllardır imar uygulaması ve mülkiyet problemleri çözülemediğinden yapılaşamamış, fonksiyonel özelliğini yitirmiş, köhnemiş, sağlıksız ve fiziksel açıdan güvenli olmayan yapıların bulunduğu alanların yenilenmesi sağlanacak olup korunarak kullanılması gereken alanlar imara açılmadan daha sürdürülebilir çevrelere sahip bir kent oluşturulacaktır.
  7. Kentimizin dönüşüm ve yenilenme sürecinin, öncelikleri ve müdahale alanları ile müdahale şekilleri belirlenmiş olan kentsel dönüşüm master planı, kentsel dönüşüm strateji belgesi veya bunları dikkate alan bütüncül revizyon imar planları yapıldıktan sonra çözümlerin sağlanması ve herkes tarafından uygulanabilir olması gerekmektedir.
  8. 1990’lı yıllardan günümüze kadar statik kalmış mevcut imar planlarının günümüz koşullarını yerine getirmemesi, ilgili belediyelerce uzun vadeli kentleşme politikaları ve planlama kriterlerinin bütüncül ve çözümcül olarak belirlenmemiş olması sebebiyle, birçok alanda parçacıl imar planı değişiklikleri gündeme gelmektedir. Bunlardan birisi olan Kipa AVM’nin bulunduğu alan ile ilgili olarak yapılan plan değişikliği teknik olarak incelendiğinde;

Kipa AVM’nin bulunduğu yaklaşık 3.23 ha (32.274 m2) yüzölçümüne sahip alan ile ilgili olarak yürürlükteki imar planı koşullarının; Emsal:1.00, Yençok=15 Kat, kullanım fonksiyonunun ise “Merkezi İş Alanı(MİA)” olduğu, yeni imar planı değişikliğinde ise söz konusu taşınmazın kat yüksekliğinin değişmediği, emsal artışının olduğu,  “Ticaret-Turizm-Konut (TİCTK)”, “Sosyal Tesis Alanı”, “Rekreasyon Alanı”, “Yol” kullanım fonksiyonları olarak işlevinin değiştiği tespit edilmiştir. Alanda planlanan nüfus artışına istinaden, yaklaşık 0.8 ha’lık (7.950 m2) “Sosyal Tesis Alanı” ve “Rekreasyon Alanı” ve “Yol”  kısmının sosyal donatı ve teknik altyapı alanı olarak kamuya bedelsiz terki yapılması gerekliliği ile ilgili plan notu eklendiği görülmüştür. Alanda plan değişikliği ile oluşabilecek değer artışının “İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Hakkında Yönetmelik” kapsamında olduğu, ortaya çıkacak bedelin ise kamuya ödenmesi gerektiği bilinmektedir. 

Söz konusu bu vb. parçacıl imar planı değişiklikleri ile ilgili mevzuatlarda belirtilen standartların sağlanması gerektiği ancak bu standartlar sağlansa dahi çevresindeki alanlar ile planlama ilişkisinin kurulamaması sebebiyle, kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi, ulaşım kapasitesi etkileri, iklimsel etkiler ve olası ortaya çıkabilecek kent sorunları konuları ile karşılaşılmasının kaçınılmaz olacağı ortadadır.

Bu minvalde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerine açık çağrımız; her koşulda parçacıl planlama yaklaşımlarından vazgeçilerek, bir an evvel kent bütününde planlama kurallarının belirlenmesi, sakınım planlarına başlanarak, iklim değişikliğine ve depreme dirençli kentler oluşturmak maksatlı kentin silüetini etkileyen yapı cepheleri, yükseklikleri, ebatları, yapı yaklaşma mesafeleri ve sokak dokusu gibi birçok teknik, sosyal ve bilimsel veriler ışığında değerlendirilerek, kent makraformunda sürdürülebilir çevre, koruma ve kullanma dengesi düşünülerek bütüncül planlama anlayışı ile öncelikle herkese adaletli, eşit planlama koşullarının belirlenmesi adına harekete geçilmesidir.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi olarak, kentimizin sürdürülebilir gelişmesine, yaşam kalitesinin arttırılmasına, yapılacak teknik ve sosyal analizler ışığında sürdürülebilir mekânsal planlar ile kentimizin de bulunduğu coğrafyanın depremsellik durumunun, yapılar üzerindeki yıkıcı etkisinin minimize edilmesine ve kentlilik bilincinin geliştirilmesine, doğal kaynakların ve kamusal varlıkların korunması ve geliştirilmesi konusunda tarafsız, katılımcı, katkı koyucu, çözüm üreten, bilimsel ve teknik temellere dayandırılarak görüş ve öneriler geliştiren, elde edilen çalışma sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasını temel amaç edinen meslek odası olarak kararlı tutumumuz ve mücadelemiz devam edecektir.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER