© Adalya Medya 2021

‘Otonom Cankurtaran riskli’

Uluslararası İnsansız Hava Aracı Pilotları Derneği kurucu Başkanı Erdoğan Budak, Antalya sahillerindeki boğulma vakalarının önüne geçmek üzere üretilen Cankuş dronenin otonom özelliğe bürünmesinin tehlike arz edeceğini söyledi.

Boğulma vakaları ile ilgili yapılan araştırmalara göre Türkiye’de bine yakın insan hayatını kaybediyor. İlk boğulma anı ve müdahale hızı da büyük önem taşıyor. Cankurtaranların yüzerek boğulan kişinin yanına ulaşması için geçen sürenin minimuma indirilmesi adına günümüzde daha çok ticari amaçlarla kullanılan insansız hava araçlarının(İHA) devreye girmesi bekleniyor. İnsansız hava araçlarının kontrolünü kimin üstleneceği, Cankurtaranların ekmeğini elinden alıp almayacağı ve ayrıca otonom özellikli modellerin üretilip üretilmeyeceği de merak ediliyor.

OTOMATİK AÇILAN CAN YELEĞİ

Yapımını Hayreddin Deniz 'in üstlendiği Trt Antalya radyosu bölge Gündemi programına konuk olan Erdoğan Budak, spiker Ayşen Merve Temiz in sorularıni yanıtladı. Antalya merkezli olarak 2020 yılında kurulan Uluslararası İnsansız Hava Aracı Pilotları Derneği’nin kurucu Başkanı Erdoğan Budak, yaz aylarını kabusa çeviren elim olayların son bulması adına Cankurtaran Drone yani Cankuş adıyla bir drone ürettiklerini söyledi. Budak, “Cankuşlar 2 kg 400 gram ağırlığında oldukça hafif. Güçlü motorlar ile 5 kilometrelik menzilde 2 kg faydalı yükü taşıyabiliyor. Suya iniş kalkış yapabilen ve su geçirmez özellikteki Cankuş, 79,3 km/s hızla uçabilmektedir. 4 K ve gece görüşlü kamera teknolojisine ve aynı zamanda otomatik açılabilen can yeleği sistemine sahip olan Cankuşlar her iklimde ve her koşulda aktif görev alabilmektedir” dedi.

CANKURTARAN MESLEĞİ BİTECEK Mİ?

Cankurtaran mesleği tarihe karışacak mı? sorusuna da yanıt veren Erdoğan Budak, Cankurtaran ile Cankuş’un görevinin farklı olduğunu ancak entegre şekilde çalışacağını aktardı. Budak, “ Görüştüğümüz kurumlarda, ziyaret ettiğimiz belediyelerde Cankurtaran işi tarih mi olacak diye soruyorlar. Cankuşlar Cankurtaran ile entegre çalışacak. Cankurtaran’ın yüzerek 1,5 dakikada gittiği yere 8-8,5 saniyede gidiyor. İlk vakanın tespiti anında Cankuş can simidini gidip bıraktıktan sonra Cankurtaran arkadaşımız devreye girecek. Dolayısıyla Cankuşun görevi başka Cankurtaran’ın başka. Cankurtaran’ın yaptığı işe katma değer kazandırıyor” dedi.

‘ASLİ GÖREVİNDEN UZAKLAŞTIRIR’

Cankuş’un Cankurtaranlar tarafından yönetilip yönetilmeyeceği konusunda da konuşan Budak, Cankuş’un kontrolünün İHA ehliyetli kişilerce sağlanması gerektiğini söyledi. Budak, “Cankurtaran’a hem cihazı kullan hem de kişiyi kurtar dediğiniz zaman asli görevinden uzaklaştırıyorsunuz. Cankurtaran’ın görevi kişiye ilk müdahaleyi yapmaktır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün verdiği ehliyetleri olanlar bunu uçurmalıdır. Dolayısıyla Cankuş için ayrı bir personel bulundurulması gerekiyor” diye konuştu.

‘İNSAN FAKTÖRÜ OLMALIDIR’

Gelişen teknoloji ile birlikte yapay zekanın ve otonom cihazların hayatımıza girdiğini ancak boğulma vakalarının önlenmesi adına bu sistemli cihazların risk barındırdığını belirten Budak bu konuda şunları söyledi: “Cihaz önümüzdeki süreçte belki Otonom olarak görev yapabilir ancak makinenin vicdan terazi yoktur, yorum yapmaz. Yazılan komutu yerine getirir. Makinaların insanın yerine karar verme mekanizması oldukça tehlikelidir diye düşünüyorum. Otonom da olsa mutlaka insan faktörü işin içerisinde olmalıdır. Suyun üzerinde birini veya çırpınan bir kişiyi algılayarak, boğuluyor olup olmadığını anlayamaz. Cihaz, sorumlu bir personelin kontrolünde olmalıdır”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER