© Adalya Medya 2021

‘Halkın tepkisini sönümleme çabası’

Yeni çözüm süreci ile ilgili konuşan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli'nin açıklamaları aynen birinci açılım sürecinde olduğu gibi halkın yükselen tepkisini sönümlemeye yönelik psikolojik operasyon açıklamalarıdır.” dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, partisinin 4’ncü İl Başkanları Çalıştayı ve pazar günü gerçekleştirilecek olan “Mehmetçik Katiline Af Yok” mitingi için Antalya'ya geldi. Program kapsamında şehir merkezindeki bir otelde Antalyalı gazetecilerle de buluşan Özdağ, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Erken genel seçim beklentisinde olduklarına işaret eden Özdağ, İl Başkanları Çalıştayı’nın hedefinin erken genel seçimle ilgili parti teşkilatlarının yeni bir çalışma düzenine geçmesi olduğunu bildirdi.

ANTALYA’DA “MEHMETÇİK KATİLLERİNE AF YOK” MİTİNGİ DÜZENLENECEK

Çalıştayın ardından da ilkini Karaman'da gerçekleştirdikleri 'Mehmetçik Katillerine Af Yok' mitinginin 2'ncisini pazar günü saat 15.00’da Antalya’da gerçekleştireceklerini açıklayan Özdağ, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözcülüğünü yaptığı ikinci terörle müzakere süreci çerçevesinde İmralı'da müebbet hapse mahkum olan terörist başı Abdullah Öcalan'ın umut hakkı çerçevesinde serbest bırakılması ve müteakiben PKK'lı bütün teröristlere af gelmesi ve bunun genel affa  dönüşmesi sürecini durdurmak amacıyla ilkini Karaman'da gerçekleştirdiğimiz 'Mehmetçik Katillerine Af Yok' mitinginin ikincisini Antalya'da gerçekleştireceğiz" dedi. Mitinglerin çeşitli illerde devam edeceğini de kaydeden Özdağ, gelecek hafta sonu İzmir’de, daha sonra Aksaray’da ve çeşitli diğer illerde ara verilmeden süreceğini açıkladı.

Bahçeli bizi şaşırtmadı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terörist başı Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı açıklamalara tepkisini dile getiren Özdağ, şöyle konuştu:

"Yeni MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli bir süre önce, 'Önümüzdeki süreçte her şey değişecek, inşallah Türkiye değişmez' açıklamasını yapmıştı. Kamuoyunun dikkatini çeken bir açıklama oldu ama Devlet Bahçeli neyi kastettiğini izah etmedi. Demek ki kendisine bir projeden bahsedildi ve projenin korkutuculuğu karşısında birçok şeylerin değişeceğini, inşallah bu değişimlerin Türkiye'yi değiştirmeyeceğini ifade etmek istedi anlaşılan. Daha sonra Meclis'te yapmış olduğu başka bir konuşmada okuyarak, 'Türkiye Milleti' ifadesini kullandı. Yine MHP kulislerinde milletvekillerine, ABD'nin Irak ile Suriye'yi böldüğü ve sıranın İran'a ve Türkiye'ye geldiği, bundan dolayı PKK ile sıra Türkiye'ye gelmeden barışmak gerektiği fikrinin anlatıldığını meclis muhabiri gazeteci arkadaşlarımızdan öğrendik. Özetle Bahçeli'nin yapmış olduğu açıklama bizde şaşkınlık yaratmadı. Böyle bir açıklamayı bekliyorduk zaten. Ancak bir terör örgütünün elebaşını Gazi Meclis'e davet edip konuşma yaptıracak kadar cüretkar olacağını beklemiyorduk. Bu çağrıdan sonra Bahçeli yine ısrarla, 'Madem Öcalan meclise gelemiyor, o zaman DEM heyeti İmralı'ya gitsin ve görüşsün' çağrılarında bulundu. DEM heyeti İmralı'ya giderek Öcalan ile görüşmelerde bulundu ve Öcalan'ın kendilerine not ettirdiği 7 maddelik açıklamayı da kamuoyuyla geçtiğimiz günlerde paylaştı."

Açıklamalar psikolojik operasyon

"Her ne kadar gerek Recep Tayyip Erdoğan gerekse Devlet Bahçeli, Türk kamuoyuna yönelik tepkileri azaltmak için Abdullah Öcalan'ın terör örgütüne yapacağı çağrıyla terör örgütünün kendisini lav etmesini sağlayacak ve bunun karşılığında, 'Terör örgütü ve Öcalan hiçbir şey istemiyor' deseler de bu gerçekleri yansıtmıyor” diyen Özdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

“Dünya terörizm tarihinde hiçbir terör örgütünün müzakerelerde hiçbir şey talep etmeden, 'Tamam biz yanlış yaptık, yolumuzdan dönüyoruz, kendimizi lav ediyoruz' dediğine şahit olmadık. Abdullah Öcalan ve Kandil'deki teröristler, Suriye'deki PKK/PYD’li teröristler hidayete mi erdiler? Yapmış oldukları terörden mahcup ve pişman mı oldular da terör örgütünü lav edip hiçbir şey talep etmeden varlıklarına 'normal insan' olarak devam etme kararı aldılar? Hayır, Erdoğan ve Bahçeli'nin açıklamaları aynen birinci açılım sürecinde olduğu gibi halkın yükselen tepkisini sönümlemeye yönelik psikolojik operasyon açıklamalarıdır.”

Kürt kimliğinin Anayasaya yerleşme talebi var

“Öcalan ve PKK’nın hiçbir talebi yok, silahları bırakacaklar” şeklindeki söylemlerin gerçekleri yansıtmadığının altını çizen Özdağ, “Kandil’deki terör şeflerinin yaptıkları açıklamalarda ve Abdullah Öcalan'ın 7 maddelik ilk mektubunda da somut taleplerin olduğu ortada. Ne demektedir Öcalan? ‘Milletlerin kaderlerini tayin hakkı. Eğer bizimle uzlaşmazsanız, Gazze'de ve Suriye'deki olanlar sizin de başınıza gelir. Yeni bir sistemi Bahçeli ve Erdoğan ile birlikte kurmaya hazırım.' Söylenenler bunlardır. Terör örgütünün Kandil'deki şefleri ise, 'Özerklik bizim hakkımız, anayasanın değişmesini istiyoruz, Kürt kimliğinin anayasaya yerleşmesini istiyoruz. Bunlar bizim doğal hakkımız olduğu için sizinle tartışmayız dahi' diyorlar. Gerçek böyleyken yine psikolojik operasyonlarla Türk kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığını, tepkinin düşülmeye çalışıldığını, 'Abdullah Öcalan zaten İmralı'dan çıkmak istemiyor' denildiğini görüyoruz. Öcalan'ın İmralı'dan çıkması ile ilgili ifadeyi bütün Türkiye ve dünya, Devlet Bahçeli'nin, 'Abdullah Öcalan'a umut hakkı verelim' açıklamasıyla öğrendi. Şimdi Abdullah Öcalan çıkmak istemiyor mu? Bunu mu söylüyorsunuz? Neden çıkmak istemiyor? Aslında bu da toplumun tepkisini düşürmeye yönelik bir açıklama."

Bunu millete anlatamazsınız

"Geçici bir süre için, toplumu alıştırana kadar İmralı'yı bir hapishane olmaktan çıkartıp Öcalan'ın denize nazır villasına çevirmek istiyor olabilirsiniz ama bunu bu millete anlatamazsınız” diyen Özdağ, şunları dile getirdi:

“Öcalan’ın bir isteğinin de evlenmek olduğunu duyuyoruz. 20 yaşındaki gençler, nişanlılarına ulaşamadan şehit oldu bu ülkede. Şimdi bu adamın evlenmesinin önünü mü açacaksınız? Böyle şey olur mu? Bir devlet vermiş olduğu cezayı, üstelik asker, polis, jandarma, devlet görevlisi ve sivil vatandaş 15 bin insanın şehit edilmesine yol açmış bir teröristi affedip, hiçbir şey olmamış gibi Türkiye'de yaşamın devam edeceğini mi düşünüyorsunuz? PKK'lı teröristlerin böyle bir durumda nasıl Türk devletine ve Türk milletine karşı zafer kazandıkları psikolojisiyle saldırgan, şirret bir tavır alacaklarının farkında değil misiniz? Bunun toplumsal barışı nasıl sabote edeceğinin ve Türkiye'yi bir başka büyük gerilime sürükleyeceğinin farkında değil misiniz? Birinci terörle müzakere sürecinde yapmış olduğunuz hataların sonunda, jandarma ve polis harekattan 790 gencimizin şehit olduğunu ne çabuk unuttunuz? TUSAŞ’taki saldırıda hayatını kaybeden yurttaşlarımızın kanı kurumadan Türk milletine nasıl böyle bir masal anlatmaya cüret edersiniz?”

Suriye coğrafyası büyük tehdide dönüşecek

Suriye ile ilgili yöneltilen bir soruya Özdağ, “Zafer Partisi, Suriye’de bir İsrail-ABD projesinin gerçekleştiğini ve İsrail’in 1982’de ortaya koyduğu Irak’ın 3’e, Suriye’nin 4’e bölünmesi projesinin başarıyla sonuçlandığını ifade etti” diyerek ABD’nin Suriye’den çekilmediğinin altını çizdi. Özdağ, Suriye coğrafyasının bundan sonra Türkiye için bugüne kadar olduğundan daha büyük bir tehdide dönüşeceği iddiasında da bulundu. Geçmişte petrol olan Musul ve Kerkük’ün Türkiye’den koparıldığına dikkat çeken Özdağ, hedefin 21. yüzyılın petrolü olan su bölgesi, GAP bölgesinin, Dicle ve Fırat havzasını Türkiye’den koparmak olduğunu ileri sürdü.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER