Pandemi atmosferinde bir Sevgililer Günü daha geldi geçiyor. Valentine’s Day yani Valentine’nin günü olarak tercüme edeceğimiz bu özel günün tarihi neye dayanıyor diye soranlarımız olmuştur. Muhafazakar kesim zaten hiç oralı olmamıştır ama sevgilisine, nişanlısına, eşine bir şeyler hediye ederek bugünü değerlendirmeye çalışanlar bunun üzerinde durmuş olabilir. Sevgililer günü milattan sonra (M.S.) 3. yüzyılda Aziz Valentine’nin gizlice kıydığı nikâhlara dayanıyor. M.S. 3. yüzyılda Roma İmparatoru Claudius II, ordusunu güçlendirmek için genç erkeklerin evlenmesini yasaklıyor. Rivayete göre bu yasağa karşı gelen Aziz Valentine, gizli nikâhlar düzenleyerek gençleri evlendirmeye devam ediyor.
Bu ihanetin karşılığı olarak Aziz Valentine M.S. 270 yılında 14 Şubat’ta idam ediliyor. Bu Aziz’in hatırasına istinaden dünyanın her köşesinde 14 Şubat’ta Sevgililer günü kutlanıyor. Kutlayan olduğu kadar kutlamayan da muhakkak vardır. Bugünün en belirgin özelliğinin sevgililer arasındaki bağı kuvvetlendirmesi olduğu da kabul gören bir gerçek. Bugün karşı cinsi mutlu edebilmek için diğer günlere nazaran ekstra efor sarfederiz. Kimisi yeni bir sevgili bulma telaşındadır kimisi var olan sevgilisine şirinlikler, küçük sürprizler yapmanın planları ile uyanır 14 Şubat sabahına. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl alışveriş ağırlıklı geçen bir 14 Şubat’a nasıl bakıyoruz? Bizim gözümüzde ne anlam taşıyor? Kategorilere ayırarak yorumlayalım.
İlk kategoride olanlar daha çok yıllanmış ilişkilerin aktörleridir. Benim için her gün Sevgililer Günü, bunu özel bir günde kutlamamın ne alemi var ki diyen kesimden bahsediyoruz. Bu kesim Sevgili olmanın tek bir güne sığdırılmasına muhalif duruş sergilerler. Yıl boyunca sevgisini karşı tarafa aktardığı özgüveni ile konuşurlar. Bu tarz yorumları daha çok evli çiftlerden duyarsınız.
İkinci kategoridekiler “bu tür günlerin kapitalizmin dayatması olduğu ve tüketimle sevgi kavramının içini boşalttığını” savunan hatta bunun emperyalizmin bir oyunu olduğunu, kapitalist ülkelerin daha çok mal satmak için böyle özel günler icat ederek vatandaşı satın almaya teşvik ettiğini düşünenler.
Üçüncü kategoride yer alanlar karşı cinse sevgisinin ölçüsünü göstermek için mutlak bir hediye almaya kilitlenmiştir. Bugün bir hediye mutlaka alınmalıdır çünkü sevgiliye değer verildiğinin ispatıdır o hediye.
Dördüncü kategori bekar ve sevgili arayışında olan insanlar topluluğudur. Bugünü bir fırsat olarak görürler. Kim bilir belki boşta birileri vardır. Zarf atarak bugünün anlam ve önemine binaen bir hikâyeyi başlatabilir. Sırf 14 Şubat’ı boş geçirmeyeyim arkadaşlara hava atayım diye de hesap yapanlar bu kategoride yer alabilir. ‘Bugün bir sevgili bulayım da ne olursa olsun’ psikolojisi kısa vadeli düşünenler içindir. Kısa vadeli düşünce, iltifatların havada uçuştuğu, hediyelerin göz boyadığı yatırım amaçlı atakların olduğu bu özel günün doğasına uygun mudur tartışılır? Evlenme arefesinde olanlar bugün evlilik teklifini yapmayı planlayabilir. Güzel bir sürpriz ile 14 Şubat’ı kendileri için tarihi bir gün haline getirebilirler. Benimle evlenir misin? sorusu bu özel günde diğer günlere nazaran daha anlamlı olabilir.
İnsanların bakış açıları her konuda olduğu gibi Sevgililer Günü’ne ilişkin de farklılık arz edebilmektedir. Bugünün bir anlamı olmadığını düşünen normal bir gün gibi de geçirebilir. Tüketim çılgınlığına teşvik etmekten başka bir şey değil diyenler olabilir. Sevgili bulmak için iyi bir fırsat ile motive olanlar da vardır. İşin özü demokrasilerde düşünce özgürlüğü olduğu gibi bugün ne yapılması gerektiği ile ilgili herkes kendi çapında özgürdür. İnsan doğası gereği düşünen bir varlıktır neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verebilir. Kimse kimseyi bu konuda yargılayamaz. Bizler farklılıklarımızla güzel bir ülkeyiz, sağlıcakla kalınız.
Yorum Yazın
Facebook Yorum