Antalya Gazeteciler Cemiyeti(AGC), üyelerinin kişisel ve mesleki gelişimlerine katkı sunmak adına yeni projelere imza atmayı sürdürüyor. Başkan İdris Taş önderliğinde ikili ilişkilerin getirdiği avantaj ve örgütümüzün kamuoyundaki saygınlığı sayesinde protokoller ardı ardına imzalanırken uygulamada karşımıza bazı sorunlar çıkıyor. Baştan söylemem gerekir ki meslektaşları kötülemek gibi bir niyetim yok. Bizimkisi ancak bir sitem bir eleştiri olabilir. AGC Yönetiminin sarf ettiği çabaya rağmen sağır sultanın bile duyacağı çağrılar karşılığını yeterince bulmuyor.
Bu çatı altında önceki dönemlerde bir çok mesleki eğitim çalışmalarına imza atıldı ve atılmaya devam ediyor. Basın yayın kuruluşlarınca kadın meselelerinin eşitlikçi bir medya diliyle ele alınmasında Antalya gazetecilerinin de öncü bir rol üstlenmesini ve henüz bu alanda yol almamış diğer kentlerimizin gazetecilerine örnek olmasını hedefleyen Antalya’da Medya Dilini Dönüştürüyoruz Projesi medyada haberlerde kullanılan dilin dönüşümü açısından önemli bir projeydi.
Amacına hizmet eder veya etmez dönüşümden yana olanların orada olması büyük önem arz ediyordu ama ne yazık ki AGC üyesi olup da katılım gösterenlerin sayısı toplam üye sayısının yüzde 10’u bile değildi. Bu projenin ardından bu kez Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile Antalya Barosu arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında tüm üyelere açık olan bir eğitim duyurusu daha yapıldı.
7 Mayıs Cumartesi günü saat 13:30’da gerçekleşen eğitimde Av. Ziya Berkhan Yaman ve Av. Özhan Karazeybek tarafından, ‘Yargılama süreçlerinde gizlilik ve açıklık’, ‘Basın hukuku ve basın suçları’, ‘Ceza yargılaması ve basında kullanılması gereken hukuki dil’ konu başlıkları ele alındı. Gazetecinin yazdığı haberden dolayı hukuki bir soruşturmaya takılmaması, kullandığı ifadelerin başına iş açmaması adına faydalı bilgilerin paylaşıldığı eğitime katılan basın mensubu sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu.
Eğitim günü belirlenirken, gazetecilerin tatil gününe denk geldiği söylense de çalışırken zaman ayıramayanların izinli gününde katılabilecekleri düşünülmüştü. Kim bilir belki de basın mensuplarının büyük bir bölümü hukuki anlamda tüm bilgilere haizdi avukatlık derecesinde bilgi birikimleri ile yazdıkları haberlerden davalık duruma düşmüyordu.
Son yıllarda medyanın haber dili iyiden iyiye erozyona uğradığı için özel hayatın gizliliğinin hiçe sayılması ve kişisel verilerin kolayca açıklanması, şiddeti körükleyici ifadeler, özellikle kadınlarla ilgili cinsel taciz konularında tercih edilen sıfatlar, haber yoluyla yargısız infazların sayısındaki artış azımsanmayacak boyuta geldi. Bu gidişatın tersine çevrilmesi adına organize edilmiş bir eğitim programına ilgi alakanın olmaması gelecek adına ümitleri azaltan bir gelişmeydi.
Üyeler, AGC yönetimine kişisel ve mesleki gelişime yönelik projeler ile zaman kaybetmek yerine ‘gezmeli- tozmalı, eğlenceli etkinliklerle stres atmak istiyoruz’ mesajı verildi. Öğrenmeye, gelişime karşı bir duruş vardı. Yönetimin yeni projeler için şevkini kıran bir direnç kondu ortaya. Madem öyle AGC’ye ne lüzum var ki? Her şeyi akışına bırakalım gitsin. Kim ne yazıyorsa yazsın, vebalini de kendisi çeksin. Yanlış bildiğini doğru sansın. Antalya gibi yerde hangimiz gezmeye tozmaya zaman ayırmıyoruz ki? Antalya’da aynı yere gezmek tozmak için defalarca kez gittiğimiz olmuştur. Ondan sıkılmayız ancak iş eğitime gelince bahane çok. Meslektaşlarımızın kendilerine sunulan bu imkânları görmezden gelmemelerini ve kendileri için çabalayan insanlara saygıda kusur etmemelerini öneriyorum. AGC Yönetimine de yeni projeler yolunda kolaylıklar diliyorum.
Yorum Yazın
Facebook Yorum