Antalya’nın bir markası olarak bilinen YÖREX yani Yöresel Ürünler Fuarı, geçtiğimiz yıl dünyayı etkisi altına alan pandemi yüzünden yapılamamış ve bu yılın 20-24 Ekim tarihlerine ertelenmişti. Pandemi ile ilgili kaygılar halen devam etse de YÖREX açıkça söyleyebilirim ki pandemi öncesi atmosferi ve yoğunluğu yaşattı ve adeta kaldığı yerden devam etti. YÖREX’in mimarı Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, ‘Sizin oraların nesi meşhur?’ sloganı ile "12 yıl önce 'Yöresel ürünlerimiz kıyıda köşede kalmasın, hakkı ve hukuku korunsun ve ekonomiye kazandırılsın' diye yola çıktıklarını söylerken kendi özüne, buram buram Anadolu kokan mahsullerimize, el emeği göz nuru ürünlere sahip çıkacağını biliyordu, buna yürekten inandı ve öyle de oldu.
Tarıma, üretime büyük önem veren ve hızla betonlaşan Antalya’yı kastederek "Elimde fırsat olsa bu şehirde 1 metrekare beton döktürtmem" diyen memleket meselelerine çözümler sunan, koca yürekli bir iş insanı olan Ali Çandır, yöresel ürünlerin ticarileşme süreçlerini desteklemek, markalaşmalarını sağlamak, katma değerlerini arttırmak, bunları üretenlerin ekonomik kapasitelerini geliştirmek ve bu ürünleri kamuoyuna mal etme gayreti içinde olduklarını her platformda dillendiren bir isim…
Onun imzasının olduğu ve açıldığı gün 6.5 saatte 42 bin 388 kişinin ziyaret ettiği bu dünyaca ünlü diyebileceğimiz fuara 75 kentten 500 firma, kurum ve kuruluş katıldı. Coğrafi işaretle tescilli 900 ürün görücüye çıktı. Edirne’den Kars’a, Diyarbakır’dan Trabzon’a, İzmir’den Gaziantep’e kadar 81 ile özel 900 ürün standlarda yerini aldı. Küçük bir hesapla her ilimize 11 ürün düştü. Buna tescil edilmesi halinde daha 700'ün üzerinde ürünümüz eklenecek.
Her karış toprağından bereket fışkıran ülkemizdeki bu zenginlikler birer birer tescillenerek markalaşma serüveninde ivme kazanacak. Son dönemde markalaşma adına tescil başvurularında ciddi bir artış var. Coğrafi işaret tescilli yöresel ürün sayısı 12 yılda 109’dan 921’e, coğrafi işaret için başvuru sayısı 160’dan 723’e ulaştı. Bu gerçekten muhteşem bir rakam. Nereden çıktı bir anda bu kadar ürün diyenler olabilir ancak çevremizdeki zenginlikten bihaber yaşıyoruz. İşte buyurun yanı başımızda tescil bekleyen bir Çandır fasulyesi var. Hiç tadına baktın mı derseniz bakmadım ancak Konyaaltı Belediyesi standında gözümüze takıldı. Hafızama yer etti. Eminim insanlar da lezzetini merak ediyordur. Henüz coğrafi işaret almadığını öğrendiğimiz bu lezzet adını Konyaaltı ilçesi Yarbaşçandır’dan aldı. Her yıl kuru fasulye festivalinde boy gösteren ‘Çandır Fasulyesi’ neredeyse yok olmak üzereydi. Son kalanlar tespit edildi ve yeniden canlandırılarak belirli bir seviyeye geldi. Finike portakalı ve tavşan yüreği zeytini gibi o da marka değeri kazanmayı hak ediyor. Üstüne basa basa vurgulamak gerekiyor ki Antalyamız tek başına ortalamanın üstünde markayı barındırıyor. İşte bu yüzden YÖREX’in burada. Zaten her platformda Akdeniz’in en bereketli ovası olan Antalya, Türkiye’yi doyuruyor demiyor muyuz?
‘Markalar marka şehirlerle anılır’ dedikten sonra marka sürecine değinmek gerekiyor. Lezzeti ile damaklarda iz bırakan, kalitesi ile fark yaratan bu marka ürünlerin tıpkı bir işletmenin marka tescili gibi kabul görmesi büyük önem arz ediyor. Coğrafi işaret tescili ile kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunmasını sağlıyor. Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işaret olarak biliniyor ve eğer bir ürün Coğrafi İşaretli ünvanına ulaştıysa “markalaşmış” ürünlerden oluşuyor ve bu markalar piyasada ek bir değere layık görülüyor.
Lafı fazla uzatmadan bu organizasyonda emeği geçen başta Ali Çandır olmak üzere tüm dinamikleri, kamu kurum ve kuruluşları, katılım gösteren firmaları kutluyorum. YÖREX’in önümüzdeki yıl ve yıllarda genç kuşağın daha fazla merakını cezbedeceğine olan inancımla nice fuarlara diyerek sözü bitiriyorum….
Kalın sağlıcakla
Yorum Yazın
Facebook Yorum