Editörlüğünü Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğr. Üyesi Dr. Burak Karabulut’un yaptığı Atatürk ve İletişim isimli kitabın ‘Z Kuşağı’nın Mustafa Kemal Atatürk Algısı’ başlıklı 1.bölümünde yazarlar Mikail Batu ve Onur Tos, yaptıkları araştırmayla Z kuşağının Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e bakış açılarını mercek altına aldı.
“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyen Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği gençlere, moda tabirle 2000 yılından sonra dünyaya gelen Z Kuşağı bireylerine, “Zihinlerinizde Mustafa Kemal Atatürk algısı olgu ve zaman kategorisinde hangi temalarla canlanmaktadır? Zihninizdeki Atatürk algısında canlı, coğrafi alan ve görsel unsur kategorilerinde hangi kodlar ağır basmaktadır? Atatürk algısının oluşmasında cinsiyet, kurum ve diğer kategorilerde hangi unsurlar öne çıkmaktadır? soruları yöneltildi ve dijital mecranın esiri olarak lanse edilen bu kesim, verdiği yanıtlarla esareti bu millete asla yakıştırmayan atalarının kemiklerini sızlatmadı.
Hepimizin de bildiği ve şahit olduğu gibi Z Kuşağı’nın algılarının oluşmasında sosyal medyadaki paylaşımlar, içerikler, iletişim sekansları gibi etmenler önemli rol oynar. Eskiden kütüphanelerde tozlu raflardaki ansiklopedileri kurcalayan nesil, yerini dijital ortamdan bilgi ve enformasyon sağlayan nesile bıraktı. Yeni iletişim metodları ve teknolojinin hızlı geliştiği ve ışık hızında bir kişisel ve kültürel aktarımın meydana geldiği bir dönemde X ve Y kuşağından farklı bir nesil ortaya çıktı.
Z kuşağının eski kuşaklar tarafından teknoloji bağımlısı olarak görülmesi hiç şüphesiz ki zamanlarının büyük bir bölümünü dijital aletlerde oyunlar oynayarak, sohbet ederek geçirmelerinden kaynaklandı. Madalyonun bir yüzü bu olsa da diğer yüzünde araştırma yapan bir kesimin varlığı dikkatlerden kaçmadı. Belki de hem oynarım hem sohbet ederim hem de araştırırım diyen bir nesil vardı karşımızda. İki parmağı ile sınırsız bilgiye erişme imkânı bulunan Z kuşağı hayret verici bir şekilde geçmişe giderek Atatürk’ün sevdiği sanatçıdan köpeğinin ismine kadar araştırdı. Atatürk’ün Çanakkale’de, Sakarya’da, Kocatepe’deki zaferlerin mimarı olma özelliği Google aramalarında zirve yaptı. Atatürk’ün sözlerine verilen değer, vatan uğruna şehit verilen topraklar ve bu savaşların adının zihinlerde yer edinmiş olması Z Kuşağı bireyleri adına pozitif düşünceleri oluşturdu.
Z kuşağı dijital bağımlılığı nedeniyle ecdadının varlığından bihaber olmamalı, 10 Kasım’ı bayram sanan zihinlerden olmamalı, her türlü teknolojik imkânlara ulaşabilen, gaz lambası altında ders çalışma eziyetini çekmeyen nesil araştırmayı sorgulamayı bilmeli. Elindeki zamazingonun bir hazine olduğunu anlayıp doğru bilgiye ulaşıp, vaktini faydalı işlere harcaması gerektiğini kavramalıdır. Bunun yanısıra bu topraklarda yaşayan herkes canı ile kanı ile memleketi müdafaa eden ecdadına saygı duymak, onu tanımak ve gelecek kuşaklara da ondan bahsetmekle mükelleftir. ‘Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir” diyen Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürümek demektir. Yeni eserler, yeni fikirler ortaya koymak ve sığ tartışmaların içinde hapsolmadan memlekete faydalı bireyler olmaya çalışmaktır. Atatürk yaşasaydı ülkeyi emanet ettiği gençlerin ülkenin milli değerlerine ve kazanımlarına sahip çıktığını, muasır medeniyetler seviyesine çıkartacak hamlelerde parmak izini görmek isterdi.
Sevgiyle kalın
Yorum Yazın
Facebook Yorum