İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, başkanlık koltuğuna oturur oturmaz meslektaşlarının sorunlarını çözmek için kolları sıvadı. İnşaat Mühendislerinin sorunlarını bildiklerini ve Yönetim Kurulu olarak bunları ortadan kaldırmak için var güçleri ile çalışacaklarını söyledi. En büyük sorunun işsizlik olduğunu vurgulayan çiçeği burnunda Başkan Akdoğan, yeni mezunlara sahip çıkmak için formül arayışına girdiklerini işaret etti. Akdoğan ayrıca Deprem gerçeğinin de ülkemizde gözardı edildiğini özellikle Kentsel Dönüşüm projelerine bakış açısının değişmesi gerektiğinin altını çizdi.
PROTOKOL TEK TARAFLI FESH EDİLMİŞTİ
Türkiye’de Lisans mezunu işsizliğin 1 milyon 13 bin kişi olduğunu ve bunun 230 bininin yani yüzde 13’ünü mühendis, mimar ve şehir plancılarının oluşturduğunu belirten Akdoğan, Üst Birliğimiz TMMOB ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı arasında, mühendis, mimar ve şehir plancılarının ücretli çalıştıkları sektörlerde kayıt dışı istihdamı önleme amacıyla 31 Temmuz 2012 tarihinde imzalanan “SGK ile TMMOB Arasında İşbirliği Protokolü”, SGK tarafından 9 Haziran2017 tarihinde tek taraflı olarak feshedilmiştir.Bu protokolün yeniden ve ivedilikle yürürlüğe tekrar konulmasını istiyoruz” dedi.
İŞSİZLİK HAD SAFHADA
İşsizliğin had safhada olduğunu belirten Başkan Akdoğan, ekonomik krizde yoğunlaşan işsizlik tehdidi ile yeni mezunların tecrübesizliğinin daha kolay suistimal edildiğini ve çalışma hayatına devam eden mühendislerin daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldıklarını vurguladı. Akdoğan Oda Yönetimi olarak işsizlik konusunda yapacakları çalışmaları şöyle anlattı: “Mühendislerin kendilerini yetiştirip mesleki gelişimlerine odaların katkıları yadsınamaz. Odaların gelir seviyeleri düştüğü için ve pandeminin etkisi ile son dönemde yeterince yoğunlaşılamadı. Yeni dönemde mesleğimizin sıkıntılarını çözmek için çalışacağız ama önceliğimiz genç meslektaşlarımız olacak. Onların kendilerini geliştirmelerinde kurslar olsun, seminerler olsun, tecrübe paylaşımları, kariyer günleri, mesleğin farklı kollarına yönlendirilmeleri ve eğitim çalışmaları ile alakalı ciddi çalışmalar yapmayı planlıyoruz
“Bugün kabul etmeliyiz ki yeni mezun olmuş meslektaşlarımız maddi sıkıntılar yaşıyor. Ailesine yük olmak istemiyor ayaklarının üzerinde durmak istiyorlar. Bu onları psikolojik açıdan oldukça zorluyor.
En büyük sorunlarımızdan biri de proje fiyatlarının çok diplerde olması. Projecilikle geçinen meslektaşlarımız çok cüzi fiyatlara iş yapıyorlar. Serbest piyasada acımasız bir rekabet ortamı var. Bu işi yapan çok kişi olunca fiyat kırımı oluyor. Bizim Resmi Gazetede yayımlanmış olan bir fiyat tarifemiz var ancak Danıştay sizin böyle bir yetkiniz yok diyerek, asgari ücret tarifesi belirme noktasında bir dayanağımızın olmadığına hükmetti. Şuan bir belirsizlik söz konusu ; bir yanda Resmi Gazete’de yayınlanmış olan Asgari Fiyat Tarifesi ,bir yanda Danıştay’ın kararı.18.Dönem Yönetim Kurulu olarak; Proje fiyatlarının arttırılması hususunda “ Proje Kriterleri ve Yönetmelikler Komisyonu’muzun “ yapacağı çalışmaları ve alacağı kararları hayata geçirmek için mücadele vereceğiz. 18. Dönem Yönetim Kurulu olarak 25 Şubat tarihinde bir üye toplantısı düzenledik.Serbest kürsü ile üyelerimizin taleplerini dinledik. Bizden beklentilerini not aldık. 9 komisyonumuz var. Esasında oda yönetimini çalıştıran bu komisyonlardır. Komisyonların aldığı kararların takipçisi olarak yasa ve yönetmelikler dâhilinde takipçisi olacağız.
TORBA YASA İLE GELİRLERİ KESİLDİ
Öte yandan Başkan Mehmet Soner Akdoğan, bazı yetkilerinin elinden alınmasının da kendilerinin elini kolunu bağladığını vurguladı. Başkan Akdoğan, “2013 yılında bir torba yasa çıktı. O Meslek yasası ile birlikte odaların yetkileri ellerinden alındı. Eskiden odalar mesleki denetim yapıyor, proje onayı veriyordu. Bu yetkiler kaldırılınca gelir kalemleri düştü. Şu an sadece düzenlenen belge ücretleri ve aidattan gelir sağlıyoruz. Üyelerimiz aidatı ödemekte zorluk çekiyor. Aidat da toplamakta zorlanıyoruz. Biz bunları bilerek göreve geldik. Yönetim olarak çözüm yollarını araştırıyor, kafa yoruyoruz” dedi.
MOBİL UYGULAMA HAYATA GEÇECEK
Meslek odası olarak gerçekleştirecekleri faaliyetlerin tüm üyelere ulaşabilmesi adına çağın gereklilikleri arasında yer alan dijitalleşmeye de ayak uydurmak durumunda olduklarını söyleyen Başkan Akdoğan, mobil uygulamayı hayata geçirerek üyelerin her faaliyetten haberdar olmalarını sağlayacaklarını söyledi. İnşaat Mühendisleri Odası olarak kentteki sorunlara da mercek tutarak çözüm önerileri sunma misyonlarını yerine getirdiklerinin altını çizdi. Özellikle deprem konusunda her daim sorumlulukları gereği katkı koymaya çalıştıklarını belirten Başkan Akdoğan, toplumumuzun bu konuya yeterince duyarlılık göstermediğini savundu.
Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazıkki toplumumuzda bir unutkanlık var. Deprem olduğunda Antalya özelinde de bizim binamız sağlam mı? diye sorular soruluyor. Depremin üzerinden bir iki ay geçtikten sonra bu tamamen unutuluyor. 2000 yılı öncesi yapılmış olan yapıların bir çoğu risk teşkil ediyor. Mühendislik hizmeti almamış yıllar önce yapılmış ve hale kullanılan binalar bulunuyor. Bunların tespit edilmesi, etap etap da olsa risk durumunun ortadan kaldırılması için çalışmalar yapılması kentsel dönüşümün de ada bazında gerçekleştirilmesi gerekiyor
“Kentsel dönüşüm denince akla ‘Yık yap’ geliyor. Bu şekilde olmaması gerekiyor. Ben ‘Yık yap’ tercihine kötünün iyisi olarak bakıyorum. Şehircilik açısından doğru bir yöntem değil. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi görüyorum. Vatandaşların oturdukları binanın risk durumunu tespiti maddi açıdan çok külfetli değil. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden 6306 sayılı yasa kapsamında yaptırabilirler ya da Özel Mühendislik hizmeti veren firmalar kanalıyla da yaptırabilirler. Binaların durumunu görmek açısından işlem yaptırabilirler. Burada da odalar olarak farkındalığı arttırmamız gerekiyor. Biz sadece 17 Ağustos Depreminin yıldönümünde ve deprem haftasında bunu dile getiriyoruz. Deprem bir doğa olayıdır ama afete dönüşmesi, ağır sonuçlar doğurması riskli binalar nedeniyle oluyor. Depremin önüne geçemeyiz ama binanın yıkılmasının önüne geçebiliriz. Bizler unutkan bir milletiz. Belirli günler dışında konu hiç gündeme gelmiyor
“Kabul edelim ki inşaat sektörü açısından 2001 yılı bir milattır. Yapı denetim yasası, depremden sonraki yönetmeliklerin güncellenmesi ve yapı kontrolünün artması sayesinde yapılarda bir seviyeye geldik. Riskli yapıların elden geçirilmesi, tespiti ve program dâhilinde dönüştürülmesi konusunda kamuoyu oluşturulması lazım diyoruz. Bunu oluştururken de Meslek Odaları, STK’lar, Kamu, yerel yönetimler bu işin içinde olmalılar, vatandaşta bir bilinç oluşturmalıyız. Deprem Master Planının hayata geçirilmesi kamuoyunun depremle alakalı bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi gerekir. Sürekli bunu gündemde tutmamız lazım.İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi 17.Dönem Yönetim Kurulumuz, ‘Mühendisinizle Depremden Önce Tanışın’ adı altında bir farkındalık projesi yapmıştı.Ancak pandemi nedeniyle bu güzel proje yeterince ses getirmedi.Bizler bu dönemde, bu projeyi daha da geliştirerek Antalya’mızda deprem bilincini vatandaşlarımıza kazandırmayı hedefliyoruz.
Yorum Yazın