Muhtar'a Faktoring şoku
GÜNDEMMustafa Kubuz isimli vatandaş, Tam faktoring isimli şirkete borcu olmadığı halde işyerine gelen haciz ile şoke oldu. Yaşadığı haksızlığa karşı hukuki mücadele başlatan Kubuz, 2 yıl sonra mahkemeyi kazandı ve yaklaşık 300 bin lira ödemekten kurtuldu.
Hafriyat işini bırakma kararı aldı
Baraj Hafriyat firması sahibi aynı zamanda Korkuteli İlçesi Esenyurt Mahalle Muhtarı Mustafa Kubuz, İstanbul merkezli Tam Faktoring Şirketinin 2 yıl önce haksız haciz işleminde bulunması üzerine mağdur duruma düştü. Neye uğradığını şaşıran ve ortada bir yanlış anlaşılma olduğu gerekçesi ile firmaya dava açan Kubuz, 2 yıl süren hukuk mücadelesi sonunda haklılığını ispatladı. Yaşadığı bu talihsiz olay nedeniyle psikolojisi bozulan ve ticari itibarı zedelenen Kubuz, ortağı Mahsuni İnce ile birlikte hafriyat işini bırakma kararı aldı.
Faktoring mağduru oluyordu
Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) ya da büyük firmalar satış yaptıklarında sıklıkla çek kabul etmek durumunda kalırlar. Ancak vadeli çekler firmaları nakit sıkışıklığına sokabilir. Faktoring hizmeti bu noktada devreye girer ve firmaların acil nakit ihtiyacını karşılar. Tam faktoring isimli İstanbul merkezli firma da bu amaçla Kepez İlçesi Fatih Mahallesi adresinde demir doğrama işi yapan Mehmet Kızılışık ile 6 yıl içinde geri ödemeli anlaşma yaptı. Firma, Kızılışık’ın kaşesi ile imzası olan 8.11.2013 tanzim tarihli,16.9.2019 vade tarihli 250.000 tl bono alacağı için 6 yıl içinde hiç geri ödeme yapılmadığı halde, borçluya 6 yıl sonra 24.9.2019’da İstanbul 25.icra müdürlüğünden 2019/35277 e. ile Kambiyo Senetlerine özgü takip yolu ile kısmi icra takibi yaptı.
Hiçbir organik bağı yok
Kepez ilçesi Esentepe Mahalle adresine yapılan tebligatın ardından haciz memurları, 31/01/2020 tarihinde Mehmet Kızılışık ile hiçbir organik bağı olmayan sadece Korkuteli Esenyurt’ta birlikte yaşadıkları şu anki mahalle muhtarı Mustafa Kubuz’un şirket yetkilisi olduğu Baraj Hafriyat şirketinin Antalya’daki iş yerinde haciz yaptı. Baraj Hafriyat şirketinin Aksu Fettahlı 102 ada 637 parseldeki faaliyet adresinde yapılan haciz işlemi esnasında; -asus marka toplama bilgisayar kasası ile Mouse, klavyesi, -iki katlı prafaprik, plastik ve demirden yazıhane kısmı olan ofis (imar affı kapsamında yapı kayıt belgesi olan ) fiilen Baraj Hafriyat şirketinin istihkak iddiasıyla beraber haczedildi.
‘İsmini duymuş gibiyim’
Asıl borçlu iş ve ev adresi farklı yerler olduğu halde ve hiç alakası olmayan adreste, söz konusu haciz yapılan iş yerinde çalışmadığı ve hiç bu iş yerine gelmediği halde, Kubuz’un işyerinin olduğu Fettahlı Mahallesi Fettahlı Cad.No: 13 /A adresinde haciz tutanağı tutuldu. Borçlunun Fettahlı Mah. Orta Sok. No,55/5 Aksu Antalya adresi yazılarak alacaklı şirketin vekili Avukat Veysel Öğünç’ün göstermiş olduğu Baraj Hafriyat inşaat yazılı adreste Kubuz’un çalışanlarından biri bu adresin Mehmet Kızılışık ile alakası olmadığını Mustafa Kubuz’a ait olduğunu beyan etti ve Mehmet Kızılışık’ın ise ismini duymuş gibiyim ifadesinde bulundu.
İki kez hacze gelindi
Haciz memurunun “çevre esnaftan soruldu ismini beyan etmeyen kişi Mehmet Kızılışık daha önce burada çalışıyordu ama tam olarak bilmiyorum’ şeklinde beyan edilen ifadeleri tutanağa yazdığı halde, şirketin avukatı Veysel Öğünç’ün talebi ile M.Kubuz iş yerinde haciz ve muhafaza işlemi yapıldı. Şirket, 14 Şubat 2020 tarihinde aynı işyerine ikinci kez haciz işlemi yaptı. Fettahlı mahallesinde, haciz mahallindeki Mustafa kubuz iş yerinde ve civarında hiç iş yeri açmadığı, ikamet etmediği ve Mustafa Kubuz çalışanı olmadığı kanıtlı olduğu halde 24. İstanbul İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/225 E. 2020/241 Karar sayılı dosyasından takibin devamına, 3.şahısların istihkak davası açmakta serbest olduğu yönünde karar verdi. Bu karardan M.Kubuz’a her hangi bir tebligat yapılmamış olsa da; davalı alacaklı vekillerince 14.02.2020 tarihinde Antalya Genel İcra Dairesi 2020/207 talimat sayılı dosyadan tekrardan hacze gelindiğini Mustafa Kubuz’un avukatlarını alacaklı vekilleri haberdar etti.
İstihkak davası açtı
Yaşanan bu gelişmeler üzerine Mustafa Kubuz, davalı alacaklı şirketin yönlendirmesi ve icra memurunun da hangi adreste haciz yaptığına ilişkin tam olarak araştırma görevini yapamaması sebebiyle istihkak davası açtı. İstanbul’da Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine tedbir talebiyle açılan istihkak davasını inceleyen İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi gerekçeli kararında;
“İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/35277 Esas sayılı dosyası ile Antalya Talimat İcra Dairesi 2020/207 Talimat sayılı dosyası üzerinden yapılan 31/01/2020 tarihli haciz işlemi sırasında ileri sürülen istihkak iddiası sebebiyle 3. şahıs tarafından huzurda bulunan dava açılmıştır. Haciz işleminin gerçekleştirildiği adres “Fettahlı Mah. Orta Sokak, No:55/5 Aksu/Antalya” olup, gelinen adres takip talebinde ve takip dayanağı senette borçlu adresi olarak belirtilen adres olmadığı gibi, ödeme emrinin tebliğ edildiği borçlu adresi de değildir. Haciz işleminde borçlu hazır bulunmadığı gibi borçluya ait her hangi bir belgeye de mahalde rastlanılmamıştır. Davacıya ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde: Şirketin, borcun doğumundan ve icra takibinden çok daha önce, 1997 yılında kurulduğu, şirket ortaklarının ve yetkilisinin farklı kişiler olduğu anlaşılmıştır.
İbraz edilen deliller kapsamında 22.01.2021 tarihli bilirkişi raporu temin edilerek dosyamız arasına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davacı şirketin ticari defterlerinin lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Asus marka bilgisayara ait faturanın ticari defterlere işlendiği, demirbaş listesinde yer aldığı yine haczedilen prefabrik ofis için tapu kaydı ve Yapı Kayıt Belgesi ibraz edildiği görülmüştür. Dolayısıyla davacı ile davalı-borçlu arasında organik bağ bulunmadığı, taraflar arasında alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı bir işlem bulunduğundan bahsedilmeyeceği ve mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi yararına olduğu, bu karinenin aksinin davalı/alacaklı tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilemediği anlaşıldığından, davanın kabulü ile İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/35277 Esas sayılı dosyası ile Antalya Talimat İcra Dairesi 2020/207 Talimat sayılı dosyası üzerinden 31/01/2020 tarihinde haczedilen menkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, davalı-alacaklının kötüniyeti ispat edilemediğinden davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” denildi. Mahkeme, 31/01/2020 tarihinde haczedilen davaya konu menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verdi.
Şirket istinaf başvurusu yaptı
Bu kararın ardından Alacaklı Tam Factoring şirketi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvurusunda bulundu. Şirket, istinaf gerekçesi olarak dosya asıl borçlusu Mehmet Kızılışık’ın faaliyetine devam ettiği adreste haciz işlemi yapıldığını, haciz adresinde bulunan 3.şahıs çalışanı olduğunu beyan eden şahsın dosya borçlusunun kendi çalışanları olduğunu söylediğini, yine yetkili olduğunu beyan eden bir şahsın borçluyu arayacağını söyleyerek telefonla aradığını, mülkiyet karinesinin borçlu yararına kabul edilmesi gerektiğini, bilirkişinin taraflı rapor hazırladığını, tanıkların olayla ilgisinin olmadığını ve tek ilgili tanığın gerçek dışı beyanda bulunduğunu, haczedilen 1 numaralı menkul ile ilgili fatura sunulmadığını, 2 numaralı mahcuz ile ilgili de neye ilişkin olduğu belli olmayan yapı kayıt ruhsatının bu mahcuzu karşıladığını belirten bilirkişinin taraf gibi hareket ettiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istedi.
Mahkeme esastan reddetti
Mahkeme verdiği kararda; Tüm dosya kapsamına göre İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2019/ 35277 esas sayılı dosyasında davalı şirket tarafından diğer davalı aleyhine 08/11/2013 tanzim tarihli bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, 31/01/2020 tarihinde yapılan haciz ile ilgili davacı tarafın istihkak iddiasında bulunduğu, haciz yapılan adresin borçlunun adresi olmadığı, ödeme emrinin bu adreste tebliğ edilmediği, borçluya ait haciz mahallinde herhangi bir belge bulunmadığı ve borçlunun haciz sırasında hazır bulunmadığı, davacı-3.kişinin borcun doğumundan önce 1997 yılında kurulduğu, ortaklar ve yetkili açısından takip borçlusuyla herhangi bir bağlantısının bulunmadığı, haczedilen menkullerin davacıya ait olduğu gerekçesi ile istinaf talebini kesin hükümle reddetti.
Mahkemenin verdiği bu karar sonrasında derin bir nefes alan Mustafa Kubuz, kendisine ait olmayan bir borcu ödemek durumunda kalacağı için çok endişelendiğini, mahkemenin verdiği karar ile büyük bir meblağ ödemekten kurtulduğunu söyledi. Kubuz eğer başına gelen bu trajedik duruma karşı avukat tutup,dava açmasaydı faizleriyle birlikte yaklaşık 300 bin lira gibi bir rakamı ödemek zorunda kalacaktı.
Murat ŞENTÜRK
İlginizi Çekebilir