© Adalya Medya 2021

İhracat 1 milyar dolar düştü

İmsa Mermer Yönetim Kurulu Başkanı ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tekin, Türkiye genelinde 6.5 milyar dolarlık ihracattan 5.5 milyar dolara düşen maden ihracatı ile ilgili konuştu. Düşüşün sebeplerine dikkat çeken Tekin, maliyet artışlarının büyük bir etken olduğunu belirtti.

2023 yılında enflasyon yüzde 70 civarında seyrederken döviz kurlarındaki artışın yüzde 50’lerde kaldığını söyleyen Tekin, “İhracatçı firmalar şuanda enflasyon karşısında yüzde 20 düşüşle karşılaşmış oldu ve 2023’te gelirlerinden bu kaybı yaşamış oldu. Dolayısıyla rekabet gücümüz azaldı. Döviz kurlarının düşük olduğunu söylememizin sebebi firma veya bireysel olarak bir talep değil, tamamen diğer ülkelerle rekabet edebilmemizle alakalı” diye konuştu. Dış ülkelerde enflasyonun düşük olduğuna dikkat çeken Tekin, Kore’de enflasyonun yüzde 3 olduğunu belirterek “Bizim ülkemizdeki enflasyon onlardan çok daha yüksek. Böyle olunca doğru bir fiyat veremiyoruz. Rakip olan ülkeler daha rahat fiyatlar vererek bu pazarlarda daha rahat hareket edebiliyorlar. Bundan dolayı da belli bir noktada ihracatta düşüş oluyor” açıklamasında bulundu.

Ruhsat almada sıkıntı var

Firmaların ruhsat güvencesiyle ilgili yaşadıkları sıkıntılar olduğuna da işaret eden Tekin, “Madencilik faaliyetleri genelde devlete ait olan alanları firmaların belli bir süreliğine kiralaması ve işletmesiyle alakalı. Firmalara ruhsat güvencesi vermediğinizde, çeşitli sebeplerden dolayı ruhsatta gelecek dönemlerde sıkıntı yaşanabileceğini düşündüğü zaman yatırım yapmak istemiyorlar veya kısa dönemli bir plan da yapmak istemiyorlar. Çünkü, madencilik uzun dönemler plan yapılmasını gerektiren bir sektör. Yeraltı kaynaklarını çıkarmak ağır bir iş. Bundan dolayı uzun vadeli ruhsat güvencesini vermeniz gerekiyor ki firmalar gönül rahatlığıyla uzun vadeli planlar yapabilsinler” diye konuştu.

Dünya standartlarının çok üstünde bedel ödeniyor

İzin alınan alanlarda dünya standartlarının üzerinde bedellerin söz konusu olduğuna da dikkat çeken Tekin, şunları dile getirdi:

“İzin alınan orman alanlarında dünya standardının çok üzerinde alınan bedeller var. Bu Türkiye’de hektar başına yaklaşık 9 bin 500 dolar civarında. Kanada’da, Amerika’da olsun başka bazı ülkelerde bu 4 dolar civarında. Böyle olunca firmalar özellikle yatırım noktasında zorlanıyor. Bunu ruhsat sayılarındaki düşüşten de görüyoruz. Madencilik AR-GE’sinin güçlü olması gereken bir sektör. Her zaman yeni sahalarla ilgili çalışma yapmanız lazım ki çalıştığınız alanda maden rezerviniz azalırsa elinizdeki ekipmanları yeni sahalara götürerek faaliyetinize devam etmeniz gerekiyor. Yeni maden arayışlarının yoğun olarak devam etmesi lazım. Bahsettiğim şartlardan dolayı bu sayılarda da düşüşler var. Ruhsat sayılarında ciddi bir düşme söz konusu. Bu noktada da teşvik gerekiyor.”

‘Her şeyin taahhüdünü veriyorsunuz’

Zaman zaman maden sahalarıyla ilgili yapılan eleştirilere de yanıt vererek yeraltı kaynaklarının insanların konforu için vazgeçilmez olduğunun altını çizen Tekin, şunları söyledi:

“İnsanların hayatlarını rahat sürdürebilmesi için yeraltı kaynakları olmazsa olmaz. Bunları doğru şekilde çıkarılmasıyla insanların hizmetine sunabiliyorsunuz. Madenler, jeolojik olarak belli bölgelerde oluşuyor ve bulunduğu yerden çıkarılması geren bir kaynak. Şurada olsun diyemiyorsunuz. Madencilik faaliyetlerini gerçekleştirirken bu çalışmaların gerekli mevzuatlara uygun olarak yapılması gerekiyor. Şuan ki kanun ve yönetmeliklere göre siz çalışmaya başlamadan o bölgeyle alakalı tüm eylem planınızı, adım adım ne yapacağınızı bildiriyorsunuz. Çalıştığım sahada rehabilitasyon yapacağım gibi bütün her şeyin taahhüdünü veriyorsunuz. Firmalar bunu yapmazsa devlet tarafından yapılıp, firmalardan alınıyor.”

 

Son olarak “Hayatımız tamamen maden. Maden olmadan hayat olmaz” diyen Tekin, “Konuştuğumuz telefondan gözlüğe, hayatımızın her alanında madenler var. Sadece madencilerin kullandığı bir ürün değil. Madeni yok saymak ‘Mağarada yaşayalım’ demekle eş değer. Maden olmasın, o zaman mağarada yaşayalım. Evlerinizdeki malzemeleri düşünün, mesela penceredeki cam. Hepsi madenden oluşuyor, madenden elde ediliyor. Ondan dolayı insanı önceleyen, çevreyi önceleyen konuların öne alınarak madencilik faaliyetlerinin yapılması gerekiyor” diyerek şuanda Türkiye’de madencilik faaliyetlerinin hassas bir şekilde, hatta dünya standartlarının üzerinde sürdürüldüğünü belirtti.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER