Antalya’ya ‘Sünger kent’ modeli
GÜNDEMÇinli bilim adamları tarafından ortaya konulan, doğanın su döngüsünü taklit eden, kentlerin dayanıklılığını artırmayı amaçlayan bir tasarım yöntemi olan Sünger Kent projesinin Antalya’ya uyarlanması için ilk adım atıldı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şubesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde Sünger Kent Antalya Sempozyumu düzenlendi. AKM Perge Salonu'nda gerçekleştirilen sempozyuma alanında uzman kişiler, meslek odası başkanları ve temsilcileri, belediye bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı. Sempozyum, dün sabah gerçekleştirilen saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Sempozyumun açılış konuşmalarını Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Gülsüm Kıldan yaptı. Sünger kent modelinin uygulanması konusunda Avrupa'daki iyi örneklerin ele alındığı sempozyumda, konunun uzmanları ile uygulama yapılabilecek pilot alanlar ve metotların belirlenmesi amaçlandı. Sürdürülebilir şehircilik ve doğayla uyumlu yaşam alanları oluşturma konusunda fikirler paylaşıldı.
İLK KEZ ÇİNLİ BİLİM ADAMLARI ORTAYA KOYDU
İklim krizinin Antalyamızda yarattığı sorunların çözümü için tüm doğal kaynaklardan en doğru şekilde faydalanma yöntemlerinden biri olan sünger kent prensipleri ile daha ekolojik ve sürdürülebilir bir şehir planlamanın ilk adımını gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Gülsüm Kıldan, "Sünger kent kavramı, günümüzün iklim, çevre, su kıtlığı gibi önemli sorunlarına çözüm üretmek için 2013 yılında ilk kez Çinli bilim adamları tarafından ortaya konulmuş, doğanın su döngüsünü taklit eden, kentlerin dayanıklılığını artırmayı amaçlayan önemli ve etkili bir tasarım yöntemidir. Hızla artan kentleşme ve iklim değişikliği gibi küresel krizlerden meydana gelen felaketler için doğa temelli çözümlerle oluşturulan sünger kentler, daha dirençli ve sürdürülebilir kentsel yapılar yaratma potansiyeline sahiptir" dedi.
"DOĞA TABANLI ÇÖZÜMLER"
Sünger Kent Antalya Sempozyumu'nda ele alınacak konuların, sürdürülebilir peyzaj tasarımları ve ekolojik peyzaj uygulamaları için büyük önem arz ettiğini belirten Kıldan, "Doğa tabanlı çözümler, suyun etkin yönetimi ve kullanımı, kentlerin ekolojik dengesini koruyarak iklim değişikliği ve aşırı yağışlar gibi olaylarla başa çıkmasına olanak sağlamakta. Yeşil altyapı uygulamaları, geçirgen yüzeyler ve doğal su depolama sistemleri gibi stratejiler, sünger kentlerin temelini oluştururken insan sağlığı ve ekolojik sistemlerin korunmasında da çok etkili" diye konuştu.
AMAÇ BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIM GELİŞTİRMEK
Sempozyumla, sünger kent prensiplerinin Antalya'da nasıl uygulanabileceği hakkında peyzaj mimarlarına bir kapı açılacağını belirten Kıldan, "Sünger kent Antalya Sempozyumu ile amacımız, doğanın kendini yenileme ve sürdürülebilir bir döngü oluşturma kapasitesini kentsel yapılara adapte edebilmek; aynı zamanda çevresel, sosyal ve ekonomik değerleri gözeten, bütüncül bir yaklaşım geliştirmek. Antalya coğrafi ve iklimsel konumu, doğal ve kültürel zenginlikleri ile şüphesiz ki Türkiye’nin en önemli en güzel kentlerinden birisi. TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak bu aşamada üzerimize düşen sorumluluğun bilinci ile Sünger Kent Projesini kentimizin güzelleştirilmesinden geliştirilmesinden sorumlu Antalya Büyükşehir Belediyesi ile gerçekleştirerek kamuoyunun sünger kent kavramını doğru bir şekilde anlaması görevini üstlendik" açıklamasında bulundu.
'SÜNGER KENT ÇOK ÖNEMLİ KATKILAR SUNUYOR'
Antalya'nın eşsiz doğal güzellikleri, zengin tarihi ve kültürel dokusuyla bilinen dünya şehirlerinden birisi olduğunu vurgulayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise, "Ancak, hızlı kentleşme ve iklim değişikliği gibi etkenler, sürdürülebilir gelecek için karşımıza çıkan zorluklardır. Bu noktada Sünger Kent yaklaşımı şehirlerimize bu zorluklarla başa çıkabilmemiz konusunda çok önemli katkılar sağlayacak uygulamalar sunuyor. Sünger Kent uygulamaları doğal ekosistemlerin şehir içinde yeniden canlandırılmasını ve su yönetiminin doğal yöntemlerle yapılmasını hedefliyor. Sel baskınlarına karşı mücadelemize ve su kıtlığına karşı alacağımız önlemlere büyük katkı sağlıyor. Bu anlayış sadece su kaynaklarımızın korunmasına yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda şehirlerimizin iklim değişkiliğine karşı dayanıklılığını artırır. Yeşil altyapı ve doğa temelli çözümler ile yaşam alanlarımızı daha sağlıklı ve daha yaşanabilir hale getirmemize yardımcı olur" dedi.
"ANTALYA'DA KİŞİ BAŞI YEŞİL ALAN MİKTARI 8.3 METREKARE"
Belediye olarak geleneksel belediyecilik anlayışının dışana çıkarak Türkiye ve dünyadaki iyi uygulamaları takip eden, sorunlara inovatif çözümler bulan, kısa vadeli değil geleceği düşünen bir yerel yönetim vizyonuyla hareket ettiklerini söyleyen Böcek, şunları dile getirdi:
"Yeşil alanları artırmanın yanı sıra iklim krizine dirençli bir kent olma noktasında Türkiye'ye örnek olan çalışmalara imza atıyoruz. Göreve geldiğimizden bu yana dikimini ve dağıtımını sağladığımız 2 milyonun üzerinde fidan, oluşturduğumuz hatıra ormanları, park ve yeşil alanların da katkısıyla şu anda Antalya'da kişi başına düşen yeşil alan miktarımız 8.3 metrekaredir. Türkiye'de kurakçıl peyzaj çalışmalarını ilk uygulayan belediye olarak yüzde 50 su ve enerji tasarrufu, ayrıca yüzde 30 işçilik, ilaç ve gübre tasarrufu sağlıyoruz. 10 bin metrekare sera alanlarımızda her yıl 10 milyon adet çiçek üretimi, 500 bin çalı bitkisi üretimi ve susuzluğa dayanıklı 1 milyon sıcak iklim çim fidesi üretiyoruz. Mevcut çim alanlarımızda 420 bin metrekare alanı sıcak iklim çimine dönüştürdük. Sünger Kent uygulamaları ile de bu çalışmalarımızı artırmak istiyoruz. Hep birlikte Antalya'yı daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir bir kent haline getirmek için el birliğiyle çalışmaya, ortak akılla, tekniğin ve bilimin ışığında hareket etmeye devam edeceğiz."
İlginizi Çekebilir