© Adalya Medya 2021

ANAP’tan halk buluşması

ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi, Antalya’daki halk buluşmasında geçmiş yıllarda partisini idare eden isimlere verdi veriştirdi.

Anavatan Partisi Antalya İl Başkanlığı, Genel Başkan İbrahim Çelebi’nin de katılımı ile kentteki sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarla buluştu. Kepez Erdem Beyazıt Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen buluşmada Anavatan Partisi’nin geçmişten bugüne siyasi serüveni ve günümüzde yaşanan siyasi gelişmelere bakış açısı ortaya kondu. ANAP İl Başkanı Alihan Kansu açılış konuşmasında teşkilatın hızlı bir büyüme içinde olduğunu ve seçime hazır durumda olduğunu aktardı.

ANAP’ta 2019 tarihinde bayrağı teslim aldığı günden bu yana partinin merhum Turgut Özal dönemindeki şaşalı günlerine dönmesi için gayret gösterdiğini söyleyen Alihan Kansu, 2019 tarihinde Genel Başkanımız İbrahim Çelebi’nin teşrifleri ile atamam gerçekleştirildi. O gün tek tek tüm vatandaşlara ulaşıp 1983 ruhunu ANAP ile ülkeye geri getireceğiz demiştik. Kimseyi ayırmadan herkesi kucaklayarak, dinleyerek ilerliyoruz. ANAP o eski şaşalı günlerine bu teşkilatlarla dönecektir. Buna inancımız tamdır. Sayın İbrahim Çelebi önderliğinde seçimlere damga vuracağımıza inanıyorum Mustafa Kemal’in askerleriyiz ve onun izinde yürümeye devam edeceğiz” dedi.

ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi de ANAP’ın milletin gönlünde nadasa bırakıldığını söyledi.  Çelebi konuşmasında ANAP’ın küllerinden yeniden doğacağını belirtirken partinin geçmiş yöneticilerine de gönderme yaptı.  Çelebi, “Türk aile yapımız, gelenek ve göreneklerimiz tahrip edilmeye çalışılıyor. Teknolojinin getirdiği dezavantajlarımız da var. Çünkü biz öz eleştiri yapmazsak kendimizi sorgulamazsak milletimize hizmet edemeyiz. ANAP 7 Eylül 2011 de değil 20 Mayıs 1983 yılında merhum liderimiz Turgut Özal ve onunla birlikte ona inanan insanlarla kurulmuş 39 yıllık bir partidir. Gelecek yıl inşallah 40.yılımızı kutlayacağız. ANAP, Türkiye’yi karanlık dehrizlerden aldı ve ülkemize çağ atlattı. Müthiş bir kalkınma hamlesi ile birlikte dünya ile rekabet eden bir ülke haline geldik. Bu millet barajlar, fabrikalar, otobanlar inşaa eden savunma sanayinde iftihar ettiğimiz yatırımlara bizim iktidarımız ile şahit olundu. Bu millet ANAP’ı toplumun tamamını kucakladığı için tercih etti. 1993 senesi ANAP için kırılma dönemiydi.

Rahmetli Turgut Özal, Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına geçmekle hata yaptı.  Çok erken oldu. Bana göre de hataydı. Rahmetli Demirel’i Cumhurbaşkanı yapıp kendisi Başbakan olarak devam ederdi. Merkez sağı daha da güçlü hale getirir, altın çağı uzatırdı. 1993 senesinde yaşanan faili meçhul olaylar ile ülkenin kaderini etkiledi. 15 Temmuz sürecine bu ülkeyi getiren hain FETÖ’nün eylemleri o günlerde meydana geldi. PKK ve FETÖ eylemleri aynı adresten kumanda ediliyordu. O dönem Gazeteci Uğur Mumcu, Turgut Özal’ı arayarak PKK ve FETÖ ile ilgili belgelerden bahsetmiştir. Özal bunun üzerine o sene helikopteri düşen komutanımız Eşref Bitlis ile birlikte benim ziyaretime gelin diyor. Çankaya Köşkü’nde Adnan Kahveci’nin de olduğu dörtlü bir toplantı yapılıyor. Bahsi geçen konularda görüşülüyor. Bu toplantıdan sonra önce Uğur Mumcu suikaste uğradı sonra Eşref Bitlis’in helikopteri düştü. Adnan Kahveci’nin aracı ters yola sokuldu. Bu isimler şehit düşüyor. Özal ben nasıl bir güç ile tehdit ile karşı karşıyayım diyerek aktif siyasete dönme kararı alıyor. Ne yazıkki o kirli örgüt rahmetli Turgut Özal’ı zehirliyor. Rahmetli kasabalara dahi sağlık ocağı açtı. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı konutunda doktor, hemşire yok. Ambulans yok.1965 model eski bir araç ile Ankara sokaklarında gezdiriliyor zehir vücuduna iyice yayılıyor ve Hacettepe Hastanesi’nde ruhunu teslim ediyor. İşte 1993’ten sonra her şey değişiyor. İnançlı insanlar partiden uzaklaştırıldı.

Futboldan örnek vermek gerekirse bizi oyundan kırmızı kartla atmadılar ama sarı kartı hiç anlamadık. Hiç özeleştiri yapmadık. Yapmayınca da bizim oyumuzu küçülttüler. 2002 yılına kadar bu böyle sürdü. Rahmetli Turgut Özal’ın Genel Merkezimizin önünde sözü vardır.  Ali Talip Özdemir’den bahsediyorum. Kayınpederine yapılan siyasi şantajlardan dolayı bu mücadeleden vazgeçiyorsun. Bırakacaktın niye aldın Genel Başkanlığı? O bıraktı bir hanımefendi (NESRİN NAS) geldi. Umutlandık. Bu da bir HDP’li gibi siyasi söylemlerde bulunuyordu. 2017’de Beşiktaş Kongre Merkezi’nde kongre yaptık. Bu hanımefendiyi de çağırdım. TV’lerde de ANAP eski Genel Başkanı tiltini kullanıyor. Onu çıkart hiçbir değeri yok. Benim toplantıma gelmiyor. Nezaketen çiçek ve telgraf da göndermiyor. Her ne hikmetse 1 hafta sonra aynı yerde benim askerime kurşun sıkan, Mustafa Kemal’in askerlerine Mustafa Kemal’in itleri diye hitap eden şerefsizlerin toplantısına onur konuğu olarak katılıyor. İşte ANAP bunların eline kaldı.

2007’ye geldiğimiz süreçte Turizm Bakanlığı yapmış bir isim (ERKAN MUMCU) Genel Başkanlığa geldi.  O dönemde 367 statükosuna itiraz etmemiz lazım dedik. Yeter söz milletindir siyasi ikliminden beslenen bir siyasi partiyiz ama hukuk garabeti yaşatan adamın sözüne uyduk.  007 senesinde de biliyorsunuz Erkan Mumcu-Mehmet Ağar Anavatan Partisine büyük bir yanlış yapılarak seçime sokulmadı” diye konuştu. Çelebi, ANAP’ta Salih Uzun döneminden sonra 2011 yılında Genel Başkanlık koltuğuna oturmuştu.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER