© Adalya Medya 2021

Protestolu senette % 304 artış

Ülke genelinde yüzde 176 artan protestolu senet tutarının Antalya’da yüzde 304 arttığına dikkat çeken ATB Başkanı Ali Çandır, “Ticaretin parasal yönüyle ilgili göstergelerde de kentimiz, ülke ortalamasının yaklaşık yüzde 50 gerisinde seyretmektedir” dedi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Ekim ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili yönetimin bilgilendirildiği toplantıda ATB Başkanı Ali Çandır, tarım, ekonomi ve kente ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

TERÖRÜ LANETLEDİ

Başkan Çandır konuşmasına TUSAŞ’a yapılan terör saldırısını kınayarak ve lanetleyerek başladı. Çandır, şunları söyledi:

“İnsanlık tarihi boyunca pek çok barbarlık türü görüldü ve yaşandı. Her biri insanlığın ayrı bir utanç kaynağı olarak tarihe geçti. Hedef gözetmeksizin sivil ve masum insanların katledildiği en ağır, en rezil barbarlık örneği, terörist eylemlerdir. Neden ve kimden geldiğine bakılmaksızın, aması, fakatı, lakini olmadan aşağılanacak terörist eylemler, son 40 yıldır ülkemizi hiç terk etmedi. 40 Yıldır ülkemize uygulanan bu barbarlık, bizleri daha çok birbirimize bağladı ve asla muasır medeniyetler düzeyine ulaşma çabamızdan bizi geri çevirmedi. TUSAŞ’a yapılan terörist saldırı 5 canımızı aldı. Bu barbarlığa binlerce canımızı verdik. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, bir kez daha terörü lanetliyorum.”

Başkan Çandır, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. Yılını kutlarken, “Önderimiz Atatürk’ün hakimiyet-i milliye diye tarif edip kurduğu cumhuriyetimizi ve kendine düşmanları bile besleyen tek rejim olan demokrasimizi, bu barbarlığa asla teslim etmeyeceğiz. İkinci yüzyılımızı ve nice yüzyıllarımızı hep birlikte Türkiye Cumhuriyeti olarak yaşayacağız. Buna olan inancım tamdır. Cumhuriyetimizin 101. yılı hepimize kutlu olsun” dedi.

ŞİRKETLER KAPANIYOR

Çandır, konuşmasında ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 2024 yılının ilk üç çeyreğinin herkes için zorlu geçtiğini, bir taraftan hızla sıkılaşan para politikası uygulamaları, diğer taraftan durdurulamayan maliyet artışlarının iş dünyasını sık boğaz ettiğini kaydeden Çandır, iç ve dış pazar koşullarının giderek daralmasının da ek zorlukları beraberinde getirdiğini söyledi. Çandır, zorluklara dayanamayan şirketlerin kapandığını kaydederken, “Yıl boyunca giderek ağırlaşan bu zorluklara dayanamayan işletmelerimizin kapanma hızları görülmedik düzeyde artmıştır. Sizlerle her ay paylaştığım güncel kurulan/kapanan şirket sayılarının eğiliminde sürekli bozulmalar yaşanmaktadır. Fakat bizim açımızdan daha dikkat çekici durum, kentimizdeki eğilimin yıl başından beri ülkemiz genelinden olumsuz ayrışmasıdır. Örneğin geçtiğimiz ay, yıllıklandırılmış verilerle kurulan şirket, kentimizde yüzde 26 azalırken ülke genelinde yüzde 13 azalmıştır. Kapanan şirket ise kentimizde yüzde 46 artarken ülke genelinde yüzde 23 artmıştır. Dikkat ederseniz Antalya, kurulan/kapanan şirket hareketliliğinde ülkemizin iki kat gerisinde kalmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

ANTALYA EKONOMİSİ GERİDE

Ülke genelinde yüzde 176 artan protestolu senet tutarının Antalya’da yüzde 304 arttığına dikkat çeken Çandır, şunları kaydetti:

“Karşılıksız çek tutarı kentimizde yüzde 372, ülkemizde yüzde 225 artmıştır. İş dünyamızın öncü göstergelerinden biri olan çek ile işlem hacmi ise yine yıllıklandırılmış verilerle ülkemizdeki yüzde 71’lik artışa karşılık Antalya’da yüzde 53 artabilmiştir. Yani ticaretin parasal yönüyle ilgili göstergelerde de kentimiz, ülke ortalamasının yaklaşık yüzde 50 gerisinde seyretmektedir. Bir diğer öncü gösterge olan kredi kullanımı ise yine yıllıklandırılmış verilerle, ticari krediler ülkemizde yüzde 29 ve kentimizde yüzde 37 artmıştır. Tarım kredileri ise kentimizde yüzde 33, ülke genelinde ise yüzde 51 artmıştır. Burada örneklendirdiğim iş dünyası parasal verileri yani çek ile işlem hacmi ve kullandırılan krediler resmi enflasyon kadar bile artmamıştır. Diğer bir deyişle reel büyüme yaşanmamıştır. Özellikle kentimizdeki iş dünyası ve ekonomik aktivite, ülkemiz genelinin oldukça gerisinde seyretmektedir. Bu durum yıl başından beri benzer bir eğilim göstermektedir. Bu nispi yavaş gidişatı sizlerle uzun bir süredir paylaşmaktayım. Antalya’mız geçmişi itibariyle genellikle ülkemiz ortalamasından hızlı büyümeye alışıktır. Bu genel eğilime yeniden kavuşmalıyız. Ancak uygulamalar Antalya için zorlayıcı olmaya devam etmektedir. Nitekim yıllıklandırılmış ihracat verileri de yılbaşından bu yana nispi olarak ülkemiz genelinden yavaş gerçekleşmiştir. Açıklanan son veriler de bu durumu teyit etmektedir. Toplam ihracat, kentimiz ve ülkemiz için yüzde 2.3 artarken tarım ve gıda ürünleri ihracatı kentimizde değişmemiş, ülkemiz genelinde ise yüzde 3.8 artmıştır. Yaş meyve sebzede durum daha olumsuzdur. Ülkemizdeki yüzde 5’lik artışa karşılık kentimizde yüzde 5.5 azalış yaşanmıştır. Önümüzdeki aylarda turizmdeki hareketliliğin azalmasıyla kentimiz ekonomisinin nispi olumsuz ayrışması, daha da belirgin hale gelme riskini taşımaktadır. Hepimiz, önümüzdeki genel sıkılaşma politikalarına ve bunların kentimize olan nispi yüksek olumsuz yansımalarına daha fazla odaklanmalıyız.”

Başkan Çandır, Borsa’nın çalışmalarıyla ilgili de üyelere bilgi verdi. 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında Antalya Tarım Konseyi işbirliğinde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilciliği, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin katkılarıyla panel düzenlediklerini anımsatan Çandır, panelde ulaşılabilir, güvenilir ve sürdürülebilir gıdaya erişim, artan gıda fiyatlarının etkileri, israf ile tarımsal nüfusun yaşlanması ve gençlerin tarıma ilgi göstermemesinin gündeme geldiğini kaydetti.

GENÇLERİ TARIMA YÖNLENDİRECEK ÖNERİLER

Tarım sektörünün, son dönemde hızlı bir biçimde iş gücünün azalması ve çalışanların yaş ortalamasının 58’e yükselmesi gibi yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Çandır, iş gücü sorununun Antalya ve benzeri kentlerde, emeğe dayalı tarımsal üretim alanlarında kayıplara neden olduğunu ifade etti. TÜİK verilerine göre 2023 yılında yaşlı nüfusun yüzde 57,7’sinin, genç nüfusun ise yüzde 13,6’sının tarımda çalıştığını belirten Çandır, “Gençler tarıma yönelmek yerine tarım dışı alanları tercih etmektedir. Sektörün içinde bulunduğu bu sorunu aşabilmesi için tarımda, çalışmayı, üretmeyi, girişimci olmayı ve kırda yaşamı cazip hale getirecek kamu politikalarına ihtiyaç vardır.  Aksi halde toplumsal sürdürülebilirliğimiz ciddi zarar görecektir” dedi.

Başkan Ali Çandır, genç nüfusu tarıma yönlendirmek için önerilerde bulunurken, “Tarımda mesleki eğitim sonrası iş garantisinden girişim teşviklerine, özel finansman ve ücret desteklerinden askerlik süresi muafiyetine ve sektöre özel bir sosyal güvenlik modeli geliştirilmesi gibi ortak akılla oluşturulacak planlama ve stratejilere ihtiyaç vardır” dedi.

Yabancı uyruklu ve geçici koruma kapsamındaki işçilerin çalışma izinlerinde karşılaşılan süre ve mevzuat kapsamlı sorunların da tarım için sıkıntı yarattığını söyleyen Çandır, “Önerimiz çalışma izinlerinin sektörel bazda verilmesi, çalışma izinleri için verilen sürelerin uzatılması ve izin alımlarının kolaylaştırılmasıdır. İlgili yasal düzenlemelerin yapılması için taleplerimizi TOBB’da düzenlenen toplantılarda hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız hem de İç İşleri Bakanımız ile paylaştık. Geçtiğimiz günlerde Antalya’yı ziyaret eden Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı’na da ilettik. Beklentimiz sorunlarımızın kısa sürede çözüme kavuşturulmasıdır” diye konuştu.

KORKTUĞUMUZ GÜNLER GELİYOR

Meclis konuşmasında iklim değişikliği ve su yetersizliğine de dikkat çeken Ali Çandır, “Üzülerek ifade ediyorum ki korktuğumuz günlerin gelmekte olduğunu görüyoruz” dedi. Bu yıl iklim değişikliği, zamansız ve yetersiz yağışlar kaynaklı Antalya genelinde arpa-buğday verim ve kalitesinde ciddi düşüş yaşandığını bildiren Çandır, “Hasat edilen mahsulün büyük kısmı da yemlik olarak değerlendiriliyor. Ayrıca önümüzdeki üretim dönemi için yayladaki ilçelerimizde kuraklık nedeniyle buğday ekimlerinde gecikmeler yaşanmakta ve girdi maliyetlerindeki artış üretim iştahını azaltmaktadır. Bu nedenle hububat üreticileri, mısır, meyve ve sebze üretimine yönelmekte ya da arazilerini nadasa bırakmaktadır” dedi.

Susam üretiminde de iklim değişikliği ve işçi gücüne erişim nedeniyle azalma gözlemlendiğini bildiren Ali Çandır, “Susamın şu an kilogram fiyatı 110 TL, yerfıstığının kilogramı ise 25 TL seviyelerinde işlem görmektedir. Üreticiler, mevcut fiyatları düşük buldukları için depolama yoluna giderek fiyat artışı bekliyorlar. Üreticinin mahsulünün hak ettiği değeri bulmadığını düşünmesi ileriki yıllar için tıpkı arpa ve buğdayda olduğu gibi üretim iştahsızlığı yaratıyor” dedi.

Yaşanan işgücüne erişim zorluğu ve yüksek işçilik maliyetleri nedeniyle pamuğa yönelemeyen üreticinin çareyi mısır üretmekte, avokado bahçesi kurmakta ya da örtüaltı üretime geçmekte aradığını ifade eden “Çandır, Toplu üretim planlaması yapılması ve desteklerin zamanında ödenmesi çözüm önerilerinin başında gelmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı, stratejik ürünleri kapsayan bir adım attı, çalışmalara başladı. Ancak uygulama henüz başlamadı ve destekler hala zamanında ödenmiyor. Geç yapılan destek ödemeleri ise üreticiyi motive etmekte yetersiz kalıyor” dedi.

Antalya’nın zeytin rekoltesinde bu yıl yüzde 45 artış beklendiğini, 55 bin ton zeytin ve 10 bin ton zeytinyağı rekoltesi tahmin edildiğini söyleyen Çandır, iklim değişikliğinden kaynaklı istenilen yağışların görülmemesi nedeniyle sofralık olarak değerlendirilecek zeytinlerin kalibresinde sorun yaşandığını vurguladı. Çandır, “Bu yıl İspanya’daki üretimin artacağı tahmini nedeniyle yağ fiyatlarında kayda değer bir artış beklenmiyor” dedi.

Nar hasadının yüzde 80 tamamlandığını, kilogram fiyatı 20-25 TL seviyesinde olan narın fiyatının güneş yanığı ve çatlamaya bağlı 8-10 TL seviyesine kadar gerilediğini kaydeden Çandır, armut hasadının bu yıl kalite bakımından iyi düzeyde olduğu, elma üretiminin ve kalitesinin ise iklim koşullarına bağlı olarak ciddi oranda gerilediğini bildirdi. Çandır, “Her zaman ifade ettiğim gibi meslek komitelerimiz Borsamızın mutfağı konumundadır. Komite üyelerimizin paylaşımları ile sektörün nabzını tutuyor ve birliğimiz aracılığıyla ilgili kurumlara ileterek çözüm için çalışıyoruz. Bu fırsatla meslek komitesi üyesi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.

ANTALYA’NIN TAŞINA TOPRAĞINA SAHİP ÇIKMAK BOYNUMUZUN BORCU

Antalya’nın bir taraftan iklim değişikliği ve su kaynaklı sorunlarla boğuşurken, diğer yandan güneş enerji santrali (GES) ve hidroelektrik santrali (HES) projeleri, taş ve maden ocaklarının kent gündemini meşgul ettiğini belirten Çandır, şunları söyledi:

“Oysa ki Antalya’yı Antalya yapan tarihi, doğası, taşı, toprağı ve iklimidir. Bizler GES, HES, taş ve maden ocakları konusunda tümden reddedici değiliz. Merkezden kağıt üzerinde ve uzaktan algılamayla verilmiş izinlerin yerelde yarattığı tahribat ve tepkilerin yansımalarını sürekli yaşıyoruz. Bu yöntemin mutlaka yereldeki taraflarla ve paydaşlarla etkili bir düzeyde değerlendirmesinden sonra harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü doğaya verdiğimiz tahribata değip değmediğine bakmamız gerekir.  Dağlarımızın delik deşik edilmesine, tarımsal potansiyelimizin yok edilmesine, havamızın bozulmasına ve sularımızın zarar görmesine gönlümüz razı değil. Bugünün ihtiyaçları için gelecek nesillere tükenmiş bir şehir devretmeye hakkımız yok. Dolayısıyla kentimiz ve ülkemiz bütçesine gelir sağlayan ve hatta döviz kazandıran bu alanlarda izin verilen ya da verilecek olan her türlü faaliyetin olumsuz etkileri de iyi hesap edilmelidir. Bu kentin havasına, suyuna, taşına, toprağına, tarihine ve doğasına sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur.”

YÖREX TEŞEKKÜRÜ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteğiyle Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’i 13’üncü kez düzenlediklerini belirten Çandır, “Fuarımıza Antalya Valimiz, çevre illerin valileri, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız, milletvekillerimiz, TOBB Başkanımız, oda ve borsa başkanlarımız ile çeşitli kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı. YÖREX’te TOBB standında market zincirleri, e-ticaret platformları, yerel üreticiler, kooperatifler ve ticaret firmaları yüz yüze görüşme imkânı buldu; bu bağlantılar fuarın en güzel kazanımlarından biri oldu. YÖREX’in gerçekleşmesinde emeği geçen sizlere, tüm danışma kurulu üyelerimize, çalışma arkadaşlarımıza ve basın mensuplarına teşekkür ediyorum” dedi.

Başkan Çandır, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken, “Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum” dedi.

Başkan Çandır, Başkan Yardımcısı Halil Bülbül’ün babası Süleyman Bülbül’ün vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, “Halil kardeşim ve kederli ailesine baş sağlığı, merhum Süleyman Amca’mıza Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun” dedi. Çandır, 6. Meslek Komitesi Başkanı Ertan Altundağ’ın eşi Emel Altundağ’ın vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, “Emel Hanım’a Allah’tan rahmet, Ertan kardeşime, ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun” dedi.

Meclis’te üyeler, sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER